
Pilavların hası bulgur pilavıysa şayet, onun da en hası meyhane pilavıdır bana göre. Asıl adının, içindeki malzemelerin meyanlaşarak pişirilmesinden kaynaklı; ‘meyane pilavı’ olduğu, halk arasında söylene söylene ‘meyhane pilavı’na dönüştüğü gibi bir iddianın karşısında, daha çok meyhanelerde yapıldığından adının doğrusunun aslında bu olduğu gibi bir diğer iddia daha var. Aslı nedir, nasıl bulunmuş, kim bulmuş o kısmı karışık anlayacağınız.
Gaziantep civarından çıkmış olduğu en kuvvetli rivayet. Orada, standart malzemelerin içine kuşbaşı et ya da kıyma koyularak pişiriliyor.
Karadeniz bölgesinde yarma denilen iri kırım bulgurla elde edilenine kızıl pilav dendiğini ama aynı pilavın bulgur yerine şehriyeyle daha sık yapıldığını duymuşluğum var.
Etle olduğu gibi nohutla ya da patlıcanla da yapılmışlığı var. Aynı yöredeki evlerde bile onlarca farklı şekilde yapılabilirken, farklı yörelerde farklılıklar göstermesi son derece doğal. Eldeki malzemeye, damak tadına uygun pişirileni en makbulü kısacası.
Bir de adının çıktığı söylencesini doğrularcasına, güzel ülkemin genelinde, mütevazi meyhanelerde mezeler ve içkiler bittikten sonra, mideleri rahatlatmak için taze taze pişirilip sofraya getirilir.
Evlerde erkek erkeğe kurulan meclislerde, kır yemeklerinde yemeğin sonlarında, ev sahibi ya da becerikli bir ‘erkek konuk’ tarafından evde bulunan malzemelerle genellikle etsiz, patlıcansız olarak hazırlanır. Nitekim; meyhane pilavını erkeklerin kadınlardan daha iyi pişirdiği söylenir.
Sonuç olarak; iri taneli bulgur, kuru soğan, domates, salça ve yeşil biberin enfes karışımıdır; şaheserdir.
Ve çocukluğumun tüm babalarının keyifle yaptığını gördüğümden, ‘baba’ demektir bir de bana göre…
Yaşadığı sürece yapımını kimselere bırakmadığını, çok da güzel yaptığını hep duyduğum kendi babamın elinden yeme şansına erişemediğimden olsa gerek; küçükken her seferinde gözlerimi yaka yaka yediğim, en sevdiğimdir… “Babam olsa da yapsa” dediğimdir…
Malzemeler:
2 su bardağı bulgur (mümkünse iri taneli)
2 orta boy kuru soğan
2-3 diş sarımsak (isteğe bağlı)
2 yemek kaşığı tereyağ
1/2 yemek kaşığı sıvıyağ
1 yemek kaşığı salça
2 yeşil biber
2 orta boy domates
1 tatlı kaşığı tuz
1 yemek kaşığı kuru nane
4 su bardağı su
Hazırlanışı:
Biberleri ince, soğanları ve kullanacaksanız sarımsakları minik, domatesleri iri küpler halinde doğrayın. Yayvan bir tencereye koyduğunuz yağlara ilk olarak soğanları ekleyin, 1-2 tur çevirdikten sonra biberleri ilave edip birlikte kavurun. Renkleri değişene dek (2-3 dakika) kavurduğunuz soğan ve bibere salçayı ekleyin. Sürekli karıştırarak salçanın ezilmesini, malzemelerle birleşmesini ve kokusunun çıkmasını sağlayın, (sarımsakları fazla kavrulup tadının bozulmaması için bu aşamada ekliyorum ben) bir kez daha karıştırıp domatesleri ilave edin. Tencerenin kapağını kapatın, kısık ateşte domatesler hafiften ezilip, malzemeler meyanlaşana dek (yaklaşık 3-4 dakika) pişirin.
* Meyhane pilavının en büyük özelliği acı olması malum; salça yarı yarıya, domates-biber olarak kullanılırsa şahane olur. Biber salçası yoksa pulbiberle istenen acılığı sağlamak mümkün. Acıseverlik yüksek dozlardaysa, her ikisi de kullanılabilir.
** Yanında, bol kuru naneli cacık şiddetle önerimdir.

Malzemeler:
6 yufka
300 gr.pastırma
400 gr.rendelenmiş kaşar
2 iri domates
2 çarliston biber
sıvı yağ
Hazırlanışı:
Çemenlerini ayıkladığınız pastırmaları ve biberleri olabildiğince ince, kabuğu soyulmuş domatesleri küp küp dilimleyin. Rendelenmiş kaşar peynirini ekleyip, ezmeden karıştırın.
Yufkaları üçgen olacak şekilde dörde bölün. Uzun kenarına iç malzemeden koyun, kenarlarını içe doğru kıvırıp, sigara böreği şeklinde -daha gevşek ve daha kalın olmalı- sarın. Açılmaması için uçlarını suyla ıslatarak yapıştırın. Tüm üçgenleri bu yöntemle hazırlayın.
* “Pastırma, kaşar ve yağ buluşması çok ağır gelir” diyene; üstlerine yumurta sarısı sürerek veya önce yumurtaya sonra galeta ununa bulayarak, fırında da son derece lezzetli börekler yapmak mümkün.
** Yağda yaparken de önce yumurtaya sonra galeta ununa bulayarak kızartılabilir ama içeriği zaten ağır olan bu böreğe eklenen yumurta, daha da ağırlaştırdığından ben tercih etmiyorum.

Efenim, “nerelerdesin, tarifler niye gelmiyor?” diye merak edip soran olmasa da, gizliden takip eden o minik grubumdaki her bir üyeyi bilgilendirmek kendime yarar zihniyetiyle; “tatildeydim şekerim” diyor, ardından da adı standart, yapılışı her zamanki gibi yine şahsıma münhasır, olmazsa olmaz favorilerimden biriyle devam ediyorum kaldığım yerden.
Malzemeler:
5 orta boy patates
750 ml.süt
2 yemek kaşığı tereyağ
1 tatlı kaşığı tuz
Hazırlanışı:
Patatesleri soyup, iri parçalar halinde doğrayın. Üzerlerini hafif geçecek kadar süt ekleyin. Tuz ve tereyağ küplerini de ekleyip, pişirmeye başlayın. Dibinin tutmaması için arada karıştırarak, patatesler iyice yumuşayana, ezilecek kıvama gelene dek pişirin.
Bu aşamada minik not; tereyağı ve tuzu ben göz kararı koyuyorum, yaklaşık ölçü yazdım, arttırıp eksiltebilirsiniz. Ayrıca, eklediğiniz süt, patatesin cinsine göre pişmesine yetmeyebilir, bazı zamanlarda 1 litre eklediğim bile oluyor benim, kontrollü pişirmenizde yarar var.

Anacığımdan (eşimin annesi) öğreneli 5 sene olmuş, ne duymuşluğum ne de görmüşlüğüm vardı daha evvelden. Oğullarını henüz evlendirmediği dönemlerde, her Ramazan’da iftar sofrasında mutlaka olurmuş. Günlük yapar, evinin erlerini onsuz sofraya oturtmaz, sevdicekleri ekmeklerini bandıra bandıra silip süpürürlerken de mutlu mesut izlermiş oturduğu yerden. Hala ne zaman iftarı onun evinde yapsak, keyifle masanın en orta yerine koyar, oğulları için sevgiyle yaptığı paça tabağını.
Malzemeler:
2 yumurta
4 yemek kaşığı yoğurt
1 yemek kaşığı sirke
3-4 diş sarımsak
2 su bardağı su
4 yemek kaşığı un
1 tatlı kaşığı tuz
Sos için:
1 yemek kaşığı tereyağ
1 yemek kaşığı salça
Hazırlanışı:
Yumurtaları yoğurtla birlikte çırpın. Sarımsakları ezin. Su hariç tüm malzemeyi karıştırın. Suyu azar azar ilave ederek, kıvamını hafif açana dek bir kaç tur karıştırın.
Kısık ateşte, sürekli karıştırarak boza kıvamına gelene dek pişirin.
Ateşten aldıktan sonra, erittiğiniz tereyağında kavurarak hazırladığınız salçalı sosu üzerine dökün, sıcak servis yapın.
* Su miktarı az gelirse, pişirme esnasında azar azar eklenebilir.

Malzemeler:
500 gr. mantar
2 yemek kaşığı tereyağ
1 su bardağı kaşar peynir rendesi
tuz
Hazırlanışı:
Bir fırça yardımıyla kabuklarından arındırılmış ve sapları çıkartılmış mantarları, yağlı kağıt serilmiş tepsiye dizin. Tereyağını içlerine paylaştırın, tuz serpin. (Bu kısımda yağ ve tuz severliğinizle orantılı olarak miktarları kendinizin belirlemesi işin en doğrusu.)
Önceden ısıtılmış 180 derece fırında yaklaşık 15 dakika fırınlayın. Bu zaman diliminde mantarlarınız hafif pişmiş ve tereyağ tamamen erimiş olacaktır. Tepsiyi dışarı alıp, rendelenmiş peyniri paylaştırın. Peynir kızarana dek tekrar fırınlayın ve sıcak servis yapın.
* Tereyağ yerine zeytinyağ kullanılabilir, çeşitli peynirler, baharatlar ya da sarımsakla tatlandırılabilir.

Arama
Özlem Pehlivan

12 Ocak doğumlu, sevimli bir oğlak burcu kadını...
Okumayı çok seviyor. Günde 50-100 sayfa okumadan rahat edemiyor. Başucunda en az 3-4 kitap var. Okumayı sevdiği kadar yazmayı da seviyor, değer verdiği ve yüzünü güldürebilen herkese sürekli yazıyor...
Facebook Sayfası
Kategoriler
- Blog 89
- Boutique Cakes 36
- Recipes 135
- Atıştırma 68
- Balık 5
- Börek 12
- Çorba 2
- Et & Tavuk 20
- Hamur İşi 25
- İçecek 1
- Kahvaltı 27
- Kek & Kurabiye 17
- Kısa Kısa & Püf 1
- Makarna & Pilav 9
- Reçel & Turşu & Zeytin & Sos 10
- Salata & Meze 20
- Sebze 19
- Tatlı 25
- Yöresel & Dönemsel 12
- Zeytinyağlı 10