Pilavları çeşitlendirmek için seçenek öyle çok ki. Klasik halleri dışında, bizim evde epey çeşidi vardır zevkle tüketilen, bu da onlardan biri. Son derece basit olmasına karşılık, çok lezzetli. Denediğiniz zaman, menüleriniz arasına keyifle katacağınızdan eminim 😉
Malzemeler:
3 su bardağı pirinç
3 dolu dolu yemek kaşığı tereyağ
1 su bardağı bezelye
1 çay bardağı mısır
1 küçük kavanoz mantar
1/2 bağ dereotu (yoğun sevmezseniz azaltabilirsiniz)
4,5 su bardağı su
tuz
Hazırlanışı:
Bir kaba koyduğunuz pirinci, üzerini geçecek kadar ılık su ve bir kaç damla limon suyuyla ıslatın. 20 dakika kadar bekletip, beyaz suyu gidene kadar yıkayın. (Islatmadan kavurarak da yapabilirsiniz, tercihinize kalmış.)
Tencereye koyduğunuz tereyağ eşliğinde 5 dakika kadar kavurun. İnce dilimlenmiş mantarları, bezelye ve mısırları tencereye ekleyin. Kolaylık ve hız nedeniyle sebzeleri konserve kullandım ben, kendiniz haşlayarak da hazırlayabilirsiniz. 4,5 bardak sıcak su döküp tencerenin kapağını kapatın. Suyunu çekene kadar pişirin. Ocağı kapattıktan sonra incecik doğradığınız dereotunu ekleyip karıştırın. Üzerine kağıt havlu-kapak ikilisini yerleştirip 10-15 dakika demlendirin. Servis öncesi şöööyle bir havalandırın, uyduruk ama lezzetli pilavınız hazır, afiyet olsun 😉
*Kızımın, tabağını gördüğünde mutluluğu görülmeye değerdi; fotoğraftaki işte o tabak 🙂
İstediğiniz malzemeyle, sınırsız türetmeler yapabileceğiniz, yapımı basit, sunumu güzel, lezzetli Maki Sushi huzurlarınızda, trala la laaaa 😀
Malzemeler:
Tercihe göre dış malzeme
Tercihe göre iç malzeme
Tercihe göre soya sosu ve wasabi
Hazırlanışı:
Dışa saracağınız malzemeyi, sarma işleminizi kolaylaştırması için, varsa bambu amerikan servis tarzı yoksa benzeri birşeyin üzerine, parlak kısmı altta olacak şekilde koyun. (Hazır yosun yaprağı dışında bir şey kullanıyorsanız, ön hazırlık yapmanız gerekebilir. Örneğin; salatalıksa mümkün olduğunca ince dilimlemeli, pazı yaprağıysa kaynamış suya sokup çıkartmalısınız.)
Elinizi suyla hafifçe ıslatıp, pilavdan yetecek miktarda alıp, alt ve üst kenarlardan birer santim boşluk kalacak şekilde saracağınız malzemenin her yerine yayın. Pirinci kesinlikle ezmemeye, fazla bastırmamaya ve çok kalın bir tabaka oluşturmamaya dikkat edin.
Pilavın tam ortasına gelecek şekilde; salatalık, avokado, karides, somon, lakerda ya da ne istiyorsanız ince-uzun şeritler halinde keserek yerleştirin.
Yerleştirme işlemini tamamladığınızda, altındaki bambu servis -ya da her ne kullandıysanız- yardımıyla yavaşça sarmaya başlayın. İlk seferde beceremezseniz, vazgeçmeden denemeye devam edin çünkü; bu kısım biraz deneyim gerektiriyor. Dışarıda yediğiniz, kusursuz görüntüye sahip, ustaca sarılmış Sushi’lere ulaşmanız için ihtiyacınız olan tek şey; sıkça tekrarlamak. 😉
Hazırladığınız ruloyu kesme tahtasına alın. Keskin bir bıçağı ıslatarak, tam ortasından ikiye bölün. Bu iki parçayı, her seferinde ıslattığınız bıçakla istediğiniz kalınlıkta dilimlere ayırın.
Soya sosu ve acı seviyorsanız, toz şeklinde satılıp, suyla karıştırarak kolayca hazırlayabileceğiniz wasabi ile servis yapabilirsiniz.
* Hemen tüketilmesi gereken bir yiyecek olduğundan, tüketebileğiniz kadar yapmakta yarar var. Bu yüzden ölçü vermeden, tercihi tamamen size bırakıyorum.
** İçine salatalık koyuyorsanız, kenar kısımlarını kullanın, orta kısım tadın orjinalliğini bozar.
Sushi denince ikiye ayrılıyor yurdum insanı; bayıla bayıla yiyenler ve sorulduğunda aslında hiç tadına bile bakmamış olduğu öğrenilen, “içinde çiğ balık var, ıyyy” şeklinde eksik önyargılarından dolayı nefret edenler 🙂 Sushi nin çiğ balıkla yapılanının yanında, pişmiş olanıyla, salatalıkla sunulanından, avakadolusuna kadar yapılanı ve yapılabilirliği de var. Tercih; tamamen size kalmış yani.
Efendim biz, ilk gruptayız. Mümkün olsa her daim yemeye can attığımızdan ve malum pahalıca bir yiyecek olduğundan, deneme-yanılma yöntemleriyle öğrendik ve epeydir evde kendi sushimizi kendimiz yapıyoruz.
Hep kullandığımız ve bizi hiç yarı yolda bırakmayan bu tarifle, istediğiniz çeşitlilikte Sushi’ler yapmanız mümkün.
İyi Sushi’nin ilk şartı; pilavını doğru hazırlayabilmekten geçiyor.
Malzemeler:
2 su bardağı pirinç
2 yemek kaşığı pirinç sirkesi (lezzet açısından şart ancak bulamazsanız elma sirkesi de olabilir)
1 yemek kaşığı toz şeker
1 tatlı kaşığı tuz
4 su bardağı su
Hazırlanışı:
İyice yıkadığınız pirincin üzerine soğuk suyu ekleyip yüksek ateşte kaynamaya bırakın. Kaynama noktasına ulaştıktan sonra 5 dakika yüksek ateşte pişirmeye devam edin. Süre sonunda ateş ayarını en kısığa getirip, kapağı kapalı olarak 10 dakika daha pişirin.
Suyunu iyice çeken pirinci, ateşten alıp yine kapağı kapalı haldeyken 10 dakika dinlendirin.
Çok farklı bugün, çok duygusal, keyifli, mutlu, karmakarışığım 🙂 Minik kuzumun ilk doğum günü. 15-20 gün önceden menümüzü belirledik, ilk yaş doğum günü süslerimizi aldık. Dün, anne-baba-babaanne üçlüsü olarak evi süslerken kuzu uyuyordu, uyandığında suratındaki şaşkınlıkla karışık mutluluksa tüm emeklere değdi doğrusu 🙂
Kutlamayı, kendimiz ve bebekli arkadaşlarımızın rahatlığını düşünerek evde yaptık. Menüyü, herkesin “çalışıyorsun, işten gelip nasıl yetiştireceksin, çok yorulacaksın, börek/pasta ikilisi yeter” cümlelerine rağmen, her zamanki gibi inat edip, istediğim gibi hazırladım, yoruldum ama büyük kuzunun keyifli yardımları sayesinde yetiştirdim.
18 yetişkin, 3 çocuk (2-5 ve 6yaşlarında) ve 4 bebek olmak üzere 25 kişilik çoook keyifli bir parti oldu. Yanımızda olan ve emeği geçen herkese tekrar teşekkürler, daha nice uzun yılları olsun kızımın dolu dolu yaşayabileceği. İyi ki doğdun kızım, iyi ki girdin yaşamımıza, seni seviyorum 🙂
Peynirli börek
Patates püresinden civcivler
Bardakta renkli puding
Tatlı, tuzlu kurabikler
1 yaş pastane pastası
Efendiiim çok basitmiş gibi algılanıp epey uğraştıran bir iş olduğundan, aşırı kalabalık sofralarda tavsiye edilmemekle beraber, görüntüsü takdire şayandır. Onca saat uğraştığınız minnacık lezzetlerin saniyeler içinde lüp lüp tüketildiğini görmek azıcık sinirlerinizi oynatsa da, bu uğur böcekli kanepeler emin olun emeğinize değecek 😉
Malzemeler:
Tost Ekmeği
Krem Peynir
Kaşar Peynir
Salam
Cherry (çeri) Domates
Zeytin
Maydanoz
Çörekotu
Hazırlanışı:
Tüm malzemeleri tezgaha sıraladıktan sonra elinizde mevcut herhangi bir şekillendirici ile ekmeği, kaşar peynirini ve salamı kesmekle işe başlayalım. Ben çiçek şekilli minik kalıplarımı kullandım bu iş için, şekilli birşeyler şart değil elbet, bardakla da gayet güzel halledilebilir.
Domatesleri ikiye bölün ve dar olan alt kısmından minik üçgenler keserek çıkartın ki; bu kısım kanat birleşim yeri havasını verecek 😉
Zeytinin çekirdeklerini çıkarıp, ikiye ya da dörde bölün. Maydanozları domatesin sığabileceği minik yaprakcıklara ayırın. Buraya kadar biraz oyalandık ama şimdi işin en keyifli kısmına geldi sıra; kule yapmaca 😀
Kulemizin sıralanışı şu şekilde; ekmek, krem peynir, salam, kaşar peynir, maydanoz ve domates-zeytin ikilisi. Domatesin üzerine kürdanla simetrik 4-5 minik delik açıp, her birinin içine birer tane çörekotu koyun.
İtiraf ediyorum ve çok iyi biliyorum ki; en çok kulaklarımı çınlatacağınız bölüm burası 🙂 Minicik zeytin parçaları ya da zeytin ezmesiyle de halledebilir illaki ama en gerçekçi görüntüyü çörekotu sağlıyor, tercih sizin.
Sonuca bayılacağınız garanti olduğundan, çınlayan kulaklarıma aldırmıyorum bile, nam nam nammmm 🙂 🙂
Caaanım yurdumun bir çok yerinde adet olduğu üzere, bizde de yıllardır süregelen uygulamadır çıkan dişlerin kutlanması. Neredeyse 1,5 ay geçti ilk patlayan dişimizin üstünden, “eh artık zamanıdır” deyip, sıvadık kolları.
Babamızın aldığı kıyafetlerle hazır olduğumuzdan kısacık bir süre sonra gelen akraba ve arkadaş güruhuyla keyifle kutlandı, yenildi, içildi, gelen hediyeler açıldı, iyi dilekler kabul edildi. Önüne saçılıp, “ayy ne alacak da büyüdüğünde ne olacak?” seçeneklerinden (kitap, mouse, altın, kalem, ayna, boş ilaç kutusu) kitaba dokunup, mouse aldı kızım. Babasının izinden gidecek belli 🙂 Tüm bunlar esnasında, çok keyifliydi kuzu, dolayısıyla ben ve konuklarım da tabii 🙂
Menümüz çok şaşaalı değildi; dedemizin pastacı arkadaşından aldığı kuru pasta ve kurabiyelerimiz, babaannemizin yaptığı böreğimiz, benim meşhuuur pırasalı ekmeğim, babamızın sürpriz yapıp getirdiği uğur böcekli pasta, sıcak ve soğuk içeceklerimiz ve tabii olmazsa olmaz diş buğdayı.
Keyifli atlatıldı velhasıl, darısı; yaklaşan ilk doğum günümüze 😉
Arama
Özlem Pehlivan
12 Ocak doğumlu, sevimli bir oğlak burcu kadını...
Okumayı çok seviyor. Günde 50-100 sayfa okumadan rahat edemiyor. Başucunda en az 3-4 kitap var. Okumayı sevdiği kadar yazmayı da seviyor, değer verdiği ve yüzünü güldürebilen herkese sürekli yazıyor...
Facebook Sayfası
Kategoriler
- Blog 89
- Butik Pastalar 36
- Tarifler 135
- Atıştırma 68
- Balık 5
- Börek 12
- Çorba 2
- Et & Tavuk 20
- Hamur İşi 25
- İçecek 1
- Kahvaltı 27
- Kek & Kurabiye 17
- Kısa Kısa & Püf 1
- Makarna & Pilav 9
- Reçel & Turşu & Zeytin & Sos 10
- Salata & Meze 20
- Sebze 19
- Tatlı 25
- Yöresel & Dönemsel 12
- Zeytinyağlı 10