İnsan böyle zamanlarda çok şey hisseder de, ne der bilemez ya aynen öyleyim işte. Kurabiyem kocaman kız oldu artık, 2.yılını geride bıraktı yaşamının 🙂
Kapıda birlikte karşıladık bu yıl konuklarımızı kızımla. Çocuklar çok eğlendi, anne baba olarak bizler de oyunlara katıldık, sohbet ettik, yine çok güzel, çok keyifli hediyeler geldi sevdiklerimizden. Bir de malum; yedik, içtik, beslendik, daha ne olsun 🙂
Sevgiyle, keyifle yanımızda olan herkese tekrar teşekkürler kızım adına.
Hayatımın en güzel, en anlamlı zamanlarından biriydi yaşadığım, seni ilk gördüğüm an… Bugün 2.yılı tanışmamızın; iyi ki doğdun, iyi ki varsın kurabiyem, seni çok seviyorum 🙂 🙂
Herhangi bir kutlama ya da davet zamanında minicik de olsa fikir oluşturabilecek menü şöyleydi efenim;
biscolata stix‘in sütlü ve fındıklı çeşitleri
ve kızımın şu sıralar en büyük takıntısı ahtapot sevdası nedeniyle, Pocoyo konseptli doğum günü pastamız 🙂
Elinizdeki ya da sevdiğiniz malzemelerle çeşidi arttırmak, her seferinde farklı lezzetler yaratmak mümkün. Hamurunu sabit tutarak, içeriğini dilediğinizce şekillendirebilirsiniz. Ama bana soracak olursanız; zeytinlisinin üstüne tanımam 🙂
Malzemeler:
1 yumurta
1 su bardağı sıvıyağ
1 su bardağı ılık süt
1 paket yaş maya
1 tatlı kaşığı şeker
1 çay kaşığı tuz
alabildiği kadar un
zeytin ezmesi
çörekotu
Hazırlanışı:
Başlangıç olarak, 5 bardak kadar unu yoğurma kabına koyup, ortasını havuz şeklinde açın. Yumurtanın sarısı ve çörekotu hariç tüm malzemeyi o havuza koyun.
Dıştan içe doğru karıştırarak yoğurmaya başlayın. Elinize yapışmayacak, kolayca şekil alacak kıvama gelene dek, gerekirse azar azar un ekleyerek yoğurmaya devam edin. Büyükçe top haline getirip, yarım saat kadar mayalanması için bekletin.
İstenilen büyüklükte bezeler yapıp, her defasında tereyağıyla yağladığınız elinizle açın. Elde ettiğiniz yuvarlakların her yerine zeytin ezmesi sürün. Rulo halinde sardıktan sonra, bir ucunu sabit tutup diğer tarafı bir kaç kez kıvırarak hamuru döndürün.
Uçları birleştirip, hafifçe bastırarak birbirine yapıştırın.
Aralıklı olarak tepsiye dizin. Ayırdığınız yumurta sarısını üstlerine sürüp, çörekotu serpiştirin. 10-15 dakika kadar da bu şekilde bekletin.
Önceden ısıtılmış 170-180 derece fırında kızarana dek pişirin.
* Bu tarz tariflerde un mecburen alabildiğine denmek zorunda, çünkü; kullanılan malzemeler oranı çok değiştiriyor. Bu tarifte genelde 6 su bardağı un yeterli geliyor.
Evimizin gözbebeği, çayın, kahvenin yanında en iyi gideni, her yapışımda tepemde bekleyen kızımın mutluluk çığlıklarının sebebi, eğlenceli, lezzetli, kıtır, çıtır, hep taze; tırtıl kurabiye 😀
Malzemeler:
2 çay bardağı pudra şekeri
2 yumurta
1 çay bardağı sıvıyağ
125 gr.tereyağ
1 paket vanilya
1 paket kabartma tozu
alabildiği kadar un
Hazırlanışı:
Un ve kabartma tozu karışımını kenarda bekletirken, diğer malzemeleri iyice birbirine geçene dek yoğurun. Alabildiğine un, kulak memesi kıvamına ulaşana dek anlamında, malum. Nedir kulak memesi kıvamı; “avuç içinde yuvarladığında ele yapışmayacak, kolayca şekil alabilecek, ne vıcık vıcık yağ hissedilecek, ne de toparlamaya çalıştıkça çatlak çatlak ayrılacak” şeklindeki en yaygın püfü, beynimizin minik kıvrımlarından birine koyup devam edelim o halde 🙂
Yoğurduğunuz malzemeye 2 su bardağı kadar unu ve kabartma tozunu ekleyerek, az önce beynimizin kıvrımına koyduğumuz kıvama ulaşana dek, azar azar un ekleyerek yoğurmaya devam edin.
Tırtıl uçlu sıkma kalıbı yardımıyla tepsiye aralıklı olarak sıkın. Boyut, şekil size kalmış. Ben kısa kısa parmaklar şeklinde sevdiğimden, genelde öyle yapıyorum.
170 derece, önceden ısıtılmış fırında pembeleşene, hafiften kızarana dek pişirin.
* Hamurun bir kısmını ya da tamamını kakaolu yapmak,
** Aralarına çikolata sürüp, birbirlerine yapıştırmak ya da uçlarını çikolata sosuna bandırıp, fındık, fıstık, hindistan cevizine bulamak -ki; bizim evde özellikle tercih edilen şekil bu- gibi değişik tüketim alternatifleri üretmek mümkün 😉
İlk etapta yapılması uzun, zahmetli ve zor gibi gelse de, bir kez yapıldığında anında çark ettirecek cinsten bir lezzet bu. Ne kadar seri yapılıp, nasıl aynı hızda tüketildiğini gördüğünüz an, ne demek istediğimi anlayacaksınız 🙂
Malzemeler:
5 adet yufka
150 gr.tereyağ
1 çay bardağı ılık su
ince dilimlenmiş beyaz peynir
1 yumurta sarısı
susam
Hazırlanışı:
İlk olarak tereyağını eritip, suyla karıştırarak her parçaya sürülecek olan sıvı karışımı hazırlayın. Yufkaların her birini dörde bölün. 20 üçgen parçadan ilkini tezgaha serin, geniş kısmı aşağıda, sivri uç yukarıda olsun. Sıvı karışımı sürün. Sivri ucun en ucuna koyduğunuz parmağınızı aşağı doğru çekerek, alttaki uzun kenarın ortasına kadar indirip birleştirin. Yanlarda, çıkıntı şeklinde kalan sağ ve sol uçları yukarı doğru kaldırıp, orta kısımda kalan kanatları hafiften birbirinin üzerine getirin.
Üst birleşim yerinin 1-2 parmak aşağısına peyniri koyun. En üst noktayı, böreği ortalayacak şekilde, 2 ya da 3 hamlede katlayarak, en alt noktayla buluşturun. Ters çevirerek, yağlı kağıt serilmiş tepsiye aralıklı dizin.
Üzerlerine yumurta sarısı, susam ikilisini de eklemişseniz, 170-180 derece önceden ısıtılmış fırına gönderme zamanıdır.
Basit bir hareketle nefis bir görüntüye ulaşan bu lezzetli çıtırları, sıcak tüketmenizi öneririm 😉
** Yufkanız mutlaka ince açılmış ve taze olmalı, değilse büzme kısmı işkenceye dönüşebilir.
*** Bu tarife göre 20 adet ve biraz irice börekleriniz olacak. Üçgenlerin boyutu küçültülerek sayı arttırılabilir.
Birazdan zor gibi gelecek olan o kısımlar var ya hani; “nasıl yani yaa?” diyeceğiniz, yaparken o kadar kolay ve eğlenceli gelecek ve en son ortaya çıkan ebruli görüntü kendini öyle sevdirecek ki; işte sırf o görüntü için bile olsa, bir daha bir daha yapmak isteyeceksiniz. Hatta istemekle yetinmeyip yapacaksınız, eminim 🙂
Malzemeler:
1 su bardağı şeker
4 yumurta
1 su bardağı süt
1 su bardağı sıvıyağ
2 su bardağı un
1 paket vanilya
1 paket kabartma tozu
2 yemek kaşığı kakao
Hazırlanışı:
Kek yapım klasiği olarak; yumurta ve şekeri bembeyaz, köpük köpük olana dek çırpın. Tüm sıvıları sırayla ekleyerek çırpmaya devam edin. Un, vanilya ve kabartma tozunu da karışıma ilave edip, iyice karıştırdıktan sonra çırpma işlemini sonlandırın.
İkiye böldüğünüz hamurlardan birine kakaoyu ekleyip karıştırın. “Eklenen kakaonun karışımı arttıracağını hesap ederek, sade tarafı 1-2 kaşık fazla bırakmak, işlemin sonunda elimizde tek renkle kalakalmamıza engel olacaktır” şeklinde minicik bir hatırlatma yapmam gerek bu bölümde.
Herkesin evinde bulunan, en yaygın ölçülü tepsi olarak, büyük boy yuvarlak Borcam veya 24 cm’lik yuvarlak bir tepsiyi yağlayın. Tam ortasına gelecek şekilde üç yemek kaşığı kakaolu hamur, onun tam ortasına 3 yemek kaşığı sade hamur sıralamasıyla, seri bir şekilde tüm malzemeyi tepsiye yerleştirin.
Kürdanla (çok fazla derine inmeden) dıştan içe doğru önce dörde, sonra sekize bölün. Her parçanın arasında birer geçiş daha yapın ama bu kez içten dışa doğru.
160-170 derece, önceden ısıtılmış fırında pişmesini beklerken, hayali kurulan ilk ısırığın hazzı arttırması için, taze çay demlemek şart 😉
“Kısa sürede hazırlansın, malzemesi az, yapımı kolay, beğenisi garanti bir şey olsun, lezzetiyle şaşırtsın, övgülerle egoma tavan yaptırsın” şeklinde bir beklenti hiç de ulaşılmaz değil hani. İşte şimdi bahsedeceğim yemek, tam da bu isteklerin karşılığı 😉
Sevgilimin en favorilerinden, eline en yakışanlardan. Benimkisi gibi mutfağı seven, azıcık da olsa becerisi olanlardansa evin erkeği, bu yemekte mutfağı kesinlikle ona bırakmalısınız 😉
Ellerine sağlık canım benim 🙂
Malzemeler:
6-7 adet kemiksiz tavuk budu
2 adet havuç
5 adet çarliston biber
5 adet dolmalık kırmızı biber (çarliston gibi olanlardan)
5 adet dolmalık sarı biber
5 adet taze soğan (sadece yeşil kısımlar)
3 diş sarımsak
1 tatlı kaşığı köri
1 tatlı kaşığı bal
1 tatlı kaşığı hardal
1 tatlı kaşığı tuz
1 çay kaşığı karabiber
Hazırlanışı:
Öncelikle tavukları ve tüm sebzeleri ince uzun şeritler halinde doğrayarak işe başlayalım. Mümkünse wok yoksa yayvan ve yapışmaz herhangi bir tencereye hiç yağ eklemeden tavukları koyun, yüksek ateşe ayarlanmış ocağınıza yerleştirin.
Önce suyunu salacak, sonra o suyu yavaş yavaş çekerek pişecek. Bu süreçte ara ara karıştırın, pişmesine yakın, çok hafif diriliğe ulaştığında sertlik derecesine göre sebzeleri ekleyin. İlk olarak havuç ve sarımsak, onlar biraz yumuşadığında biberler eşliğinde pişirmeye devam edin.
Tüm malzeme pişme kıvamına yaklaştığında, soğan yapraklarını ekleyin. Çok fazla erimelerine izin vermeden, bir kaç kez karıştırıp baharatlarını, tuzunu atıp şöyle bir harmanlayın ve ocaktan alın.
*Biberleri her mevsim bulmak kolay olmadığında ya da zamanınız azsa son derece doğal, katkısız ve lezzetli ürünler üreten, hemen hemen tüm ürünlerini kullandığım İglo’nun Karışık Tatlı Biber‘lerini kesinlikle öneririm. (ki; ben keşfettiğimden beri kendim hazırlamıyorum artık biberleri)
** Noodle eşliğinde servis etmenizi şiddetle öneririm 😉
Arama
Özlem Pehlivan
12 Ocak doğumlu, sevimli bir oğlak burcu kadını...
Okumayı çok seviyor. Günde 50-100 sayfa okumadan rahat edemiyor. Başucunda en az 3-4 kitap var. Okumayı sevdiği kadar yazmayı da seviyor, değer verdiği ve yüzünü güldürebilen herkese sürekli yazıyor...
Facebook Sayfası
Kategoriler
- Blog 89
- Boutique Cakes 36
- Recipes 135
- Atıştırma 68
- Balık 5
- Börek 12
- Çorba 2
- Et & Tavuk 20
- Hamur İşi 25
- İçecek 1
- Kahvaltı 27
- Kek & Kurabiye 17
- Kısa Kısa & Püf 1
- Makarna & Pilav 9
- Reçel & Turşu & Zeytin & Sos 10
- Salata & Meze 20
- Sebze 19
- Tatlı 25
- Yöresel & Dönemsel 12
- Zeytinyağlı 10