Dün akşam yemeğimiz vardı ama canımız nedense istemedi, ne yesek diye bakınırken epey bayat ekmeğimizin olduğunu gördük, tost yapalım dedik. Bizim evde tost baba işidir, anne elini sürmez. 😀 Çok yorgunsa, yoğunsa, canı istemiyorsa babanın ancak o zaman anne el atar. Akşam epey yorgundu evimizin reisi, iş başa düştü, girdim mutfağa.
Onlar babalı kızlı film izler, tost beklerken, epeydir yapmadığım ekmek pizzası geldi aklıma, minnak sürpriz olsun bizimkilere istedim. Evde ne varsa koydum üstüne, pişirdim, yanında içeceklerle salona girdiğimde babamız şekerleme modundaydı. En güzel yöntemle uyandırdık; dayadık burnuna pizzaları, anında açıldı gözleri. 😀
Acıka, acuka, muhammara ya da daha daha başka… Ne dediğinizin, ne diye bildiğinizin çok da önemi olmayan, ortak bir lezzeti takıyorum damağınıza bugün…
Malzemeler:
3-4 diş sarımsak
1/4 su bardağı zeytinyağı
5 yemek kaşığı domates & biber salçası
tuz
karabiber
kimyon
kırmızı biber
1/2 su bardağı ekmek içi
1 su bardağı ceviz
Hazırlanışı:
Salçayı, acı severliğinizle orantılı olarak domates ve biber salçasını toplamda 5 kaşık olacak şekilde karıştırın. Tavaya koyduğunuz zeytinyağına salçaları ekleyin, kokusu iyice çıkana dek (yaklaşık 5-6 dakika) kavurun.
Baharatların tamamını ekleyin, karıştırarak birkaç tur daha kavurun. Ezilmiş sarımsakları ekleyin, 1 dakika kadar daha kavurup, ocaktan alın.
Dövülmüş ceviz ve ufalanmış ekmek içini karışıma ekleyin, iyice karıştırın, soğumaya bırakın. Oda sıcaklığına ulaştıktan sonra buzdolabında bir süre dinlendirip ekmek üstü, minik kanepeler, tabakta üstünde iri cevizler ya da bambaşka yöntemlerle servis yapın. Her zaman olduğu gibi; hayal gücünüzle sınırlısınız. 😉
* Tercihe göre; nane, kekik, fesleğen, kişniş, çemen tozu, sumak gibi baharatlar eklenebilir.
Haaah tam da saati; yanında taze demlenmiş çay, peynir, zeytin, domates, salatalık ve biberle bu saatlerde en nefis gidendir. Evdeyseniz hemen, şu an yapıp 5 çayı faaliyetine yetiştirme şansına sahipsiniz, yok ofisteyseniz benim gibi yutkunmakla idare edeceksiniz 🙁
Hoş, saati de yoktur hani; şimdilik hayaliyle yetineni, iş çıkışı gerçeğine kavuşabilir, niyet önemli. 😉
Malzemeler:
Ekmek hamuru
sıvıyağ
çörekotu (isteğe bağlı)
Hazırlanışı:
Öncelikle en yakın fırına gidilir, evdeki kişi sayısı ve onların yeme kapasitesi hesaplanır, çıkan rakama göre ekmek hamuru alınır. Bir koşu eve gidilir, ekmek hamuru genişçe bir kaba koyulur, üzeri bez ya da kağıt havluyla kapatılır, azıcık daha mayalanmaya bırakılır.
Bu arada çay demlenir, domatesler, salatalıklar, peynirler şekil şekil kesilir, efenim zeytinler ister sade, ister soslanarak bir tabakta istiflenir. Masa kurulur, hiç eksik kalmayacak şekilde son bir kez gözden geçirilir ki; pişiler kızarır kızarmaz sofraya oturulsun, bitene dek de kalkılmasın, keyifler bozulmasın.
Geniş bir tavaya bolca sıvıyağ dökülür, ocağın altı açılır.
Hamuru elimize alacağımız her seferde elleri yağlamakta kullanmak üzere, minik bir tabağa sıvıyağ dökülür.
Hamurun şekillendirileceği alan (tezgah, tepsi, tabak v.s.) hafif yağlanır. Tüm bunları yapana kadar pofur pofur hale gelmiş olan ekmek hamurundan (küçük tabaktan eller yağlanarak) istenen büyüklükte parçalar kopartılır, yağlı zeminde parmak uçlarıyla şekillendirilir. Ucundan kaldırılır, iyice ısınmış yağa yavaşça bırakılır ve 2 çatal yardımıyla hızlı hızlı (yuvarlaklar çizecek halde) kendi etrafında 3-4 tur döndürülür. Pofidik pofidik olmasının püf noktası işte tam olarak bu kısımdır, kıyağımı unutmayın 😉
Alt kısmı kızardığında ters çevrilir, diğer kısmı da aynı şekilde kızartılır. İlla ki sıcak servis makbuldür.
Ve o koskocaman tepside tepeleme yığılmış pişileri ilk gördüğünde “aaa kim yiyecek bu kadar pişiyi?” göz açıp kapayana dek tüketilmesinden sonra da; “of ne yedik beee!” şeklindeki keyifli pişmanlık söylemleri adettendir 😀
* Yüksek ateş ve bol yağ, olmazsa olmazıdır.
** Kızartma işini hakkıyla yapacak birilerini bulursanız yaşadınız, kaşla göz arasında dağlar kadar hamuru bitirirsiniz, illa ki birilerini kandırmaya bakın. 😉
Yıllar var ki; “yapsan da yesek” olayında başı çekenlerden biridir pırasalı ekmeğim. “Ağzıma pırasa sürmem, evime sokmam” diye kocaman laflar edenlere kendini yedirmekle kalmamış, müptelası olmalarını sağlamıştır. 🙂
Tamam kabul ediyorum; çok da talep görmeyen, bayıla bayıla yenmeyen bir sebze pırasa. Ama inanın şu şekliyle yediğiniz zaman, bu talihsiz sebzeye aslında ne kadar da haksızlık etmiş olduğunuzu göreceksiniz. 😉
Malzemeler:
3-4 pırasa
2 patates
2 yumurta
1 su bardağı yoğurt
1 su bardağı sıvıyağ
1/2 demet maydanoz
4-5 yemek kaşığı beyaz peynir
1 paket kabartma tozu
2 su bardağı mısır unu
tuz, pulbiber
Hazırlanışı:
Birinci yumurtanın tamamına, diğer yumurtanın sadece beyazını ekleyerek tuzla birlikte çırpın. Yağ ve yoğurdu ekleyerek çırpmaya devam edin. Mümkün olduğu kadar ince doğranmış pırasa ve maydanozu, minik küpler halinde kesilmiş patatesleri, ezilmiş peynir, pulbiber, kabartma tozunu ekleyip karıştırın. Yedire yedire eklediğiniz mısır unuyla, kek kıvamında bir hamura dönüşmesini sağlayın.
Yağlı kağıt serilmiş tepsiye aktarıp, ayırdığınız bir yumurta sarısını üzerine sürün. Önceden ısıtılmış 190-200 derece fırında, üzeri kızarana dek pişirin.
Soğuduğunda bambaşka bir lezzete sahip ama ben sıcakken seviyorum, şiddetle öneririm, afiyet olsun 🙂
“Mideden önce gözüm doysun, karnım kaliteli doysun, zamanım yok çabucak olsun, zahmetsiz yapılsın, ortalık dağılmasın, yemesi kolay, sunumu olay olsun. Haa arada gelen şu davetsiz aç misafirler var ya hani, işte onların da feleğini şaşırtsın, aklını alsın.”
Tüm bunların hepsi tek bir şeyde toplansın isteriz de birinden biri olmaz hani, hep eksiği vardır. İşte bunun yok, tüm bu abartı beklentileri karşılayacak.
“Bu minik ekmekcikler mi yapacak bunu?” demeyin, emin olun karşılıyorlar, hem de fazlasıyla. 😉
Malzemeler:
3 yemek kaşığı eritilmiş tereyağı
8 dilim tost ekmeği
6 dilim pastırma
6 yumurta
tuz
karabiber
Hazırlanışı:
Tost ekmeklerine elinizle hafiften bastırarak yayılmalarını sağlayın. Sadece kenarlarını dışarıda bırakacak büyüklükte bir çember ya da yuvarlak herhangi bir kalıpla (bardak ya da tabak da olabilir) kesin.
Tüm yuvarlakları ortalarından ikiye kesin. Toplam 16 parça ekmeğiniz olacak.
6’lı muffin kalıbını fırça yardımıyla yağlayın. Kestiğiniz iki ekmek parçasını altta uçlar birbirine değecek, üstte kalıptan yüksekte kalacak şekilde yerleştirin.
Yarım dilimlerden 12 tanesini kullanmış olduk. Kalan 4 parça ekmeği elinizle kopararak, diplerde kalan boşlukları yamamak için kullanın.
Ekmeklerin kenarlarını ve içini fırçayla yağlayın.
Uzun şeritler halinde dilimlenmiş pastırmaları, yağsız tavada önlü arkalı hafif kızartın.
Her minik kalıba bir uzun şerit olacak ve kenarlardan taşacak şekilde pastırmaları ekmeklerin içine yerleştirin.
Her birinin içine 1 yumurta kırın. Üstlerine tuz ve karabiber serpiştirip, önceden ısıtılmış 200 derece fırında ekmeklerin kenarları kızarıp, yumurtalar uygun kıvama gelene dek pişirin.
* Muffin kalıbınız yoksa; fırına girebilecek, ekmekleri anlattığım şekilde yerleştirebileceğiniz minik minik kaplar da işinizi görür.
Efendiiim çok basitmiş gibi algılanıp epey uğraştıran bir iş olduğundan, aşırı kalabalık sofralarda tavsiye edilmemekle beraber, görüntüsü takdire şayandır. Onca saat uğraştığınız minnacık lezzetlerin saniyeler içinde lüp lüp tüketildiğini görmek azıcık sinirlerinizi oynatsa da, bu uğur böcekli kanepeler emin olun emeğinize değecek 😉
Malzemeler:
Tost Ekmeği
Krem Peynir
Kaşar Peynir
Salam
Cherry (çeri) Domates
Zeytin
Maydanoz
Çörekotu
Hazırlanışı:
Tüm malzemeleri tezgaha sıraladıktan sonra elinizde mevcut herhangi bir şekillendirici ile ekmeği, kaşar peynirini ve salamı kesmekle işe başlayalım. Ben çiçek şekilli minik kalıplarımı kullandım bu iş için, şekilli birşeyler şart değil elbet, bardakla da gayet güzel halledilebilir.
Domatesleri ikiye bölün ve dar olan alt kısmından minik üçgenler keserek çıkartın ki; bu kısım kanat birleşim yeri havasını verecek 😉
Zeytinin çekirdeklerini çıkarıp, ikiye ya da dörde bölün. Maydanozları domatesin sığabileceği minik yaprakcıklara ayırın. Buraya kadar biraz oyalandık ama şimdi işin en keyifli kısmına geldi sıra; kule yapmaca 😀
Kulemizin sıralanışı şu şekilde; ekmek, krem peynir, salam, kaşar peynir, maydanoz ve domates-zeytin ikilisi. Domatesin üzerine kürdanla simetrik 4-5 minik delik açıp, her birinin içine birer tane çörekotu koyun.
İtiraf ediyorum ve çok iyi biliyorum ki; en çok kulaklarımı çınlatacağınız bölüm burası 🙂 Minicik zeytin parçaları ya da zeytin ezmesiyle de halledebilir illaki ama en gerçekçi görüntüyü çörekotu sağlıyor, tercih sizin.
Sonuca bayılacağınız garanti olduğundan, çınlayan kulaklarıma aldırmıyorum bile, nam nam nammmm 🙂 🙂
Arama
Özlem Pehlivan
12 Ocak doğumlu, sevimli bir oğlak burcu kadını...
Okumayı çok seviyor. Günde 50-100 sayfa okumadan rahat edemiyor. Başucunda en az 3-4 kitap var. Okumayı sevdiği kadar yazmayı da seviyor, değer verdiği ve yüzünü güldürebilen herkese sürekli yazıyor...
Facebook Sayfası
Kategoriler
- Blog 89
- Boutique Cakes 36
- Recipes 135
- Atıştırma 68
- Balık 5
- Börek 12
- Çorba 2
- Et & Tavuk 20
- Hamur İşi 25
- İçecek 1
- Kahvaltı 27
- Kek & Kurabiye 17
- Kısa Kısa & Püf 1
- Makarna & Pilav 9
- Reçel & Turşu & Zeytin & Sos 10
- Salata & Meze 20
- Sebze 19
- Tatlı 25
- Yöresel & Dönemsel 12
- Zeytinyağlı 10