Bizim evde herkes bayılır köftenin bu haline, etle, köfteyle arası olmayan ben bile. En severek yediğim köftedir efenim kendileri. Pirinç haşlamakla uğraşmam genelde, kalan pilavım varsa ilk aklıma düşen yemektir, Kadınbudu Köfte. Fotoğraftakiler de kalan pilavla yapılanlardan. Çok daha pratik oluyor böylesi, artıklar da değerlendirilmiş oluyor üstelik hem de en misinden. Deneyin derim illa ki. 😉
“Azıcık kıymam var, köfte yapsam kime yetecek? Şöyle şipşak dokunuşlar yapsam da en lezzetlisinden, gösterişlisinden, değişik bir şeyler koyuversem sofraya, gelse övgüler ne güzel olurdu!” diyoruz ya hepimiz hani ara ara; işte bu o tariflerden biri.
Yanına yöresine birşey yapmanıza gerek olmadan, salata, yoğurt veya cacıkla rahatlıkla servis edebileceğiniz, her evde hemen hemen her zaman bulunabilen malzemelerle yapılabilecek çok keyifli bir yemek bu.
Köftenin püreyle uyumu malum zaten, lezzet garantili dememe hiiç gerek yok. Deneyin, deneyin, teşekkürlerinizi aldım bile ben peşinen. 😉
Az biraz uğraştırıcı gibi görünüyor ama göz korkutmasın. Kısa sürede hazırlanıyor, aynı kısa sürede de tüketiliyor. Beğendiyi oldum olası severim belki de bu yüzden bana öyle geliyor ama inanın; zamanınıza da, emeğinize de değecek. 😉
Efendiiim, Cumartesi akşamı iftar davetim vardı aileme; Osmanlı yemeklerinden oluşan menüm bana göre normal, benim dışımdaki herkese göre “ooooo yine abartmışsın!” durumundaydı her zamanki gibi 😀
Yemek yapmayı seviyorum, yaptıklarımı birilerine yedirmeyi de seviyorum, hele bir de üstüne sonuç istediğim gibi olmuş, gözü, gönlü mutlu mesut doyurabilmişsem, benden iyisi Şam’da kayısı kıvamını hepsinden çok seviyorum 😀
Çok keyifli, çok güzel bir akşam oldu, soframı, evimi şenlendirdiğiniz için tekrar teşekkürler canlarım, ayağınıza, yüreğinize sağlık 🙂
Menünün ana yemeği, Kanuni Sultan Süleyman’ın en sevdiği yemekler listesinin üst sıralarında bulunan Darüzziyafe Köftesi, döneminin heybetini hem adına hem de tadına yansıtan nefis bir lezzet.
Önce menü, arkasından tarif 😉
Menü:
Meyhane Pilavı
Paçanga (Nisacığım yapıp getirmiş, tekrar ellerine sağlık canım ;))
Malzemeler:
200 gr.kuzu kıyma
300 gr.dana kıyma
150 gr.tavuk kıyma
1 iri soğan
100 gr.mantar
1 yumurta
1/2 demet maydanoz
1 çay kaşığı karabiber
1 çay kaşığı pulbiber
1 çay kaşığı kimyon
1 çay kaşığı yenibahar
1 çay kaşığı fesleğen
1 çay kaşığı kekik
1,5 tatlı kaşığı tuz
1 su bardağı ekmek kırıntısı
1 çay bardağı file fıstık
1 yufka
1-2 tatlı kaşığı tereyağ
Hazırlanışı:
Kıymaların hepsini karıştırma kabınıza koyun. Temizlenmiş soğanları ve yıkanıp soyulmuş mantarları iri parçalar halinde mutfak robotuna atın. İyice birbirlerine geçtiklerinden emin olduğunuzda kıymaların üzerine ekleyin. Yumurtayı kırın, ekleyin. Maydanoz, ekmek kırıntısı ve baharatları ekleyerek, -tüm malzemeler tamamen özleşene dek-uzunca süre yoğurun.
Fıstığı ekleyin, karışmasını sağlayacak kadar da o şekilde yoğurun. Yufkayı serin, yarım ay şeklinde ikiye katlayın. Uzun kenarına hazırladığınız köfteyi yerleştirin. Burada işinizi kolaylaştıracak 2 seçenek var; ya köfteyi yufkanın üzerine koymadan, tezgahın üzerindeyken yufka boyutunda rulo haline getirip sonra yufkaya yerleştirmek, ya da parçalar halinde kopartıp yufkanın üzerine kısım kısım yerleştirmek ve sonrasında orada birleştirerek o kocaman, bütün ruloyu oluşturmak. Yufkanın üzerine koyduktan sonra, çok fazla müdahale etme şansınız olmadığından, hangisi kolayınıza gelirse o yöntemi tercih edebilirsiniz.
Yufkanın kenarlarını içe doğru katlayın ve üzerine yerleştirdiğiniz köfteyle birlikte her döndürmenizde şeklini koruyarak rulo haline getirin. Son katlama yerini su veya yumurta beyazı yardımıyla yapıştırın. (Sigara böreği misali.)
Zamanınız varsa 45 dakika buzdolabında, yoksa 15 dakika buzlukta bekletin. Süre sonunda yeterli sertliğe ulaşıp, kendini toparlayan köftenizi birer parmak kalınlığında dilimlere ayırın.
Izgara veya tavanızı iyice ısıtın ve yalnızca ilk sefer için tereyağla hafif yağlayın. Sonraki kızartmalarda kendi yağı yetecektir, yapışmadığı sürece yeni yağ eklemeyin. Arkalı önlü çevirerek, dilimlerin her iki tarafını pişirin.
Sevmeyenine pek rastlanılamayacağı, klasikleşmiş tatların biri de sanırım köfte. 300’e yakın çeşidinin yapıldığını biliyorum güzel ülkemde. Herhangi bir standardı da yok bu yüzden, içine koyacağınız tek bir malzemeyle, adı da tadı da değişiyor.
Servis yaparken; kızartılmış köfteleri tepeleme doldurduğunuz tabağı, yanına yöresine herhangi bir eklenti yapmadan, hiç elleşmeden öylece koyun derim masaya, kimsenin gözü ekstraları görmeyeceğinden, boşuna yormayın kendinizi. Zira tabağa konulmuş, özenle süslenmiş köfteler, ekmek arasına tıkıştırılmış olanlardan daha albenili değildir hiçbir zaman. 😉
Haa unutmadan en makbulü, her zaman her şeyde olduğu gibi; anne elinden çıkmış olanı, “anne köftesi” dir tabii ki. 🙂
Malzemeler:
1 kg. dana kıyma
2 orta boy soğan
2 dilim bayat ekmek
1 demet maydanoz
1,5 tatlı kaşığı tuz
1 tatlı kaşığı karabiber
Hazırlanışı:
Maydanozu ve soğanı olabildiğince ince doğrayın. Tembellik edip, robotta çekmeyi hemen çıkarın aklınızdan, hem çok sulandırırsınız malzemenizi hem de lezzet illa ki etkilenir.
Tüm malzemeyi eklediğiniz kıymayı iyice yoğurun. Ceviz büyüklüğünde parçalar koparıp, avuç içinizde yuvarlayıp hafif bastırarak köfte şekli verin. Üzerini kapatarak dolaba kaldırın, en az 3-4 saat, mümkünse 1 gün dinlendirin.
Kullanacağınız ızgara ya da tavayı sadece ilk kullanımda fırçayla yağlayın. Kısık ateşte, kendi yağlarında çevirerek kızartın.
* Köfte yapımında ölçü verilmez, verilse de tutturulamaz ya hani, aslında kıyma hariç bende de hepsi göz kararı her evde olduğu gibi. İşte o gözümün kararını ölçmeye, herkese uyacak bir standarda getirmeye çalıştım. Denedikçe, artısını – eksisini damak tadına göre ayarlamak mümkün.
** Kıyma mümkünse dananın döş kısmından ve 1 kez çekilmiş olmalı. Tercihe göre; kuzu ya da dana-kuzu karışım da kullanılabilir.
*** Pulbiber, kimyon gibi ilaveler yapılabilir.
**** Yumurta eklenebilir, eklenirse ekmek ölçüsü o oranda illa ki arttırılmalıdır.
**** Ailenin köfte ustası Funda Hala’mın tarifi de benimkiyle aynı, tek fark; o, bu tarife 100 gr. kadar böbrek yağı da ekliyor, lezzet inanılmaz katlanıyor, benden söylemesi 😉
Onu sadece yemekle yetinemezsin, anlaşılmaz garip bir zevk verir, limitini unuttur, aklını şaşırtır, hiçbir zaman ve koşulda hayırın olmaz… Tüm bunların ve bırakın yemeyi, yazarken bile beynimi durduran bir sürü hissiyatın tam da karşılığına denk gelir bende mercimek köfte.
Malzemeler:
2 su bardağı kırmızı mercimek
1 su bardağı ince bulgur
1 adet patates
1 çay bardağı zeytinyağ
2 kuru soğan
2-3 diş sarımsak
1 yemek kaşığı domates salçası
1 yemek kaşığı biber salçası
1 demet maydanoz
limon tuzu
limon
kıvırcık
tuz, karabiber, pulbiber, nane, kekik
Hazırlanışı:
Yıkadığınız mercimeği minik parçalara ayırdığınız patatesle, üzerini 1 parmak geçecek kadar suyla birlikte ezik bir hal alana dek pişirin. Koyduğunuz su pişmesine yetmezse, arada azar azar sıcak su eklemeleri yapabilirsiniz.
Kıvamında pişirdiğiniz mercimeği ateşten alıp, bulguru ekleyin. İyice karıştırıp, üzerini kapatarak dinlenmeye alın.
Zeytinyağını ikiye bölün ve bunlardan biriyle minik minik doğradığınız soğanı (bu aşamada çok az da tereyağ ekliyorum ben) pembeleşene kadar kavurun. Sarımsak ve salçaları da ilave edip, kokusu çıkana ve iyice birbirlerine girmelerini sağlayana kadar kavurun. Tuz hariç, baharatlarını da ekledikten sonra, 1-2 kez karıştırıp ocaktan alın.
Ayırdığınız zeytinyağı ve tuzla birlikte mercimek-bulgur karışımını hızlıca yoğurun. Sıcak salçalı sosu ekleyip, iyice karışana dek yoğurmaya devam edin. 1-2 yemek kaşığı kadar sıcak suda erittiğiniz 2-3 adet limon tuzunu, olabildiğince ince doğradığınız 4-5 adet kıvırcık yaprağını, yine incecik doğranmış maydanozu, limon suyunu da ekleyip, yeşillikler her yerine karışacak ama çok fazla ezilmeyecek şekilde son yoğurmayı da yapın. Vee en keyifli kısıma; şekillendirmeye geçin.
Ben klasikleşmiş şekillendirme yerine, görsellik ve servis kolaylığı açısından top top yapıyorum. Hayal gücünüzü kullanarak, dilediğiniz gibi şekillendirmek size kalmış. Afiyet olsun 😉
İnsan böyle zamanlarda çok şey hisseder de, ne der bilemez ya aynen öyleyim işte. Kurabiyem kocaman kız oldu artık, 2.yılını geride bıraktı yaşamının 🙂
Kapıda birlikte karşıladık bu yıl konuklarımızı kızımla. Çocuklar çok eğlendi, anne baba olarak bizler de oyunlara katıldık, sohbet ettik, yine çok güzel, çok keyifli hediyeler geldi sevdiklerimizden. Bir de malum; yedik, içtik, beslendik, daha ne olsun 🙂
Sevgiyle, keyifle yanımızda olan herkese tekrar teşekkürler kızım adına.
Hayatımın en güzel, en anlamlı zamanlarından biriydi yaşadığım, seni ilk gördüğüm an… Bugün 2.yılı tanışmamızın; iyi ki doğdun, iyi ki varsın kurabiyem, seni çok seviyorum 🙂 🙂
Herhangi bir kutlama ya da davet zamanında minicik de olsa fikir oluşturabilecek menü şöyleydi efenim;
biscolata stix‘in sütlü ve fındıklı çeşitleri
ve kızımın şu sıralar en büyük takıntısı ahtapot sevdası nedeniyle, Pocoyo konseptli doğum günü pastamız 🙂
Arama
Özlem Pehlivan
12 Ocak doğumlu, sevimli bir oğlak burcu kadını...
Okumayı çok seviyor. Günde 50-100 sayfa okumadan rahat edemiyor. Başucunda en az 3-4 kitap var. Okumayı sevdiği kadar yazmayı da seviyor, değer verdiği ve yüzünü güldürebilen herkese sürekli yazıyor...
Facebook Sayfası
Kategoriler
- Blog 89
- Boutique Cakes 36
- Recipes 135
- Atıştırma 68
- Balık 5
- Börek 12
- Çorba 2
- Et & Tavuk 20
- Hamur İşi 25
- İçecek 1
- Kahvaltı 27
- Kek & Kurabiye 17
- Kısa Kısa & Püf 1
- Makarna & Pilav 9
- Reçel & Turşu & Zeytin & Sos 10
- Salata & Meze 20
- Sebze 19
- Tatlı 25
- Yöresel & Dönemsel 12
- Zeytinyağlı 10