Güzel ülkemin bir çok şehrinde yöresel farklılıklarla pişirilen geleneksel düğün, bayram, cenaze yemeği keşkek. Yapımı ve malzemeleri her ne kadar farklılıklar gösterse de, temel malzemesi buğday ve et.
Canım memleketim Antalya’da düğünlerin, özel günlerin olmazsa olmazıdır ve illa ki merasim şeklinde yapılır. Şöyle ki; bir gün önce ıslatılan buğday, düğün günü sabahtan odun ateşinde ve büyük kazanlar içinde kaynatılmaya başlanır. Kaynatılan buğday ve -kullanılacaksa şayet- etler o büyük kazanların içinde, büyük tokmaklar yardımıyla iyice eriyene dek dövülür. Son derece yorucu olan bu işin kurbanları köyün delikanlılarıdır, yoruldukça tokmağı bir diğerine devreder. Keşkek, macun kıvamına gelene dek imece usulü dövüle dövüle yapılır ki; hem buğdayın hem de delikanlıların canları çıkartılır 😀 Ne kadar uzun süre ve kuvvetle dövülürse, o kadar iyi olduğu söylenir. “Sakız gibi keşkek” kıvamına ulaşmış olanı en makbulüdür; etin buğdayla tamamen birleştiği, asla bulamaç gibi olmasına izin verilmeyen ama kaşıkla tabaktan çekince uzayan bir keşkek, bu tarifin tam karşılığıdır.
Yapım şekli nasıl yöreye göre değişiyorsa, üstüne hazırlanan sos da yine yapıldığı yere göre tereyağ, kırmızı biber, salça, soğan gibi malzemelerden oluşabilir. Genellikle kırmızı etle yapılsa da beyaz etle yapılanı da mevcut.
Benimkisi Antalya usulü; yanında et yemeğiyle servis edeceksem etsiz, değilse içinde kuzu eti kullanarak yapıyorum. Verdiğim tarife yapılabilecek ekleme-çıkarmalar ve kullanılacak malzeme ölçüsü tamamen damak tadınızla alakalı 😉
Malzemeler:
aşurelik buğday
su
tuz
tereyağ
Hazırlanışı:
Buğdayı mümkünse bir gece önceden, değilse en az 3-4 saat sıcak suyla ıslatın. Bekletme süresi sonunda geniş bir tencerede, üzerini 4-5 parmak geçecek kadar suyla pişirmeye başlayın. Kaynadıktan sonra kısık ateşte suyunu tamamen çekip ezilene dek pişirin. Tahta kaşıkla vurarak, keşkek macun kıvamına ulaşana dek dövün. Tuzunu ekleyin, karıştırıp ocaktan alın.
Başka bir kapta erittiğiniz tereyağını üzerine gezdirin, servis yapın.
* Et kullanmak isterseniz; eti, buğdayla birlikte aynı anda, aynı tencerede haşlayabilir ya da her ikisini de ayrı ayrı haşladıktan sonra birleştirip dövme işlemine geçebilirsiniz.
** Pişirme aracı olarak düdüklü kullanabilir, dövme kısmında blenderdan yararlanabilirsiniz, daha az zaman harcar, daha az yorulursunuz ama lezzet illa ki farkeder, demedi demeyin.
*** En önemli lezzet sırrı; tereyağının bol kullanılması, elinizi korkak alıştırmayın 😉
Genelde kurban bayramı boyunca hemen her gün tüketilse de, diğer zamanlarda nedense menülerde pek fazla yeri olmaz. Ama bu genel kural bizim eve gelince şaşar, hepimiz çok sevdiğimizden; kavurma saatimiz depreştiği an yapılır.
Evin reisi “sadece et tadı olacak, en küçük eklemeyle tat bozulmayacak!” şeklinde buyurduğundan, bizde yapma şekli budur kavurmanın, hiç şaşmaz. Aslında orjinal tarifi de budur.
Servis şeklimiz de değişmez; illa ki pilav üstü ve yanında mutlaka sarımsaklı yoğurt.
Yemek olarak yeri ayrı tamam ama kahvaltıda, üzerine yumurta kırılmış kavurmanın üstüne tanımam.
Malzemeler:
1 kg.dana ya da kuzu eti
2-3 yemek kaşığı sıvıyağ
tuz
Hazırlanışı:
Yüksek ısıya ayarlanmış ocakta, kullanacağınız tencereyi ısıtın. Kuşbaşı doğranmış etinizi tencereye koyup, yine yüksek ateşte karıştırarak mühürleyin.
Etler renk değiştirip, hafif de kabuk bağlamışsa ateşi en kısık ayara getirme vaktidir. Artık tencerenin kapağını kapatarak, pişmeye bırakabilirsiniz.
Etlerin kendi suyunu salıp, sonrasında çekmesini beklerken arada tencereyi sallayarak karışmalarına yardım edin. Etin sertliğine, kuzu ya da dana olmasına göre su bırakma, kendi suyunda pişme ya da ilave su isteme durumu çok farkedeceğinden, suyunu çekmesine yakın pişme ayarını kontrol edin.
Eğer kendi suyuyla pişmemiş, sert bir ete sahipseniz pişene dek sıcak su ilave edin. Burada minik püf giriyor devreye; eklediğiniz su hiçbir zaman eti geçmemeli, “yüzlemek” diye tabir edilen durumda yani; etle aynı hizada olmalı.
Piştiğinden emin olduğunuzda, kapağı açık olarak suyunu tamamen çektirin. Etiniz yağsızsa ya da yağlı bir kavurma seviyorsanız sıvıyağ ekleyip, hızlı hızlı birkaç tur çevirin. Son dokunuş olarak tuzunu ekleyin, ocaktan alın.
Ekmek arası, pilav üstü, pilav yanı; tercih tamamen zevkle alakalı, afiyet olsun 🙂
* Soğan, sarımsak, domates, biber, kekik, kimyon gibi eklemelerle damak tadına göre kendi tarifini yaratmak elbette mümkün 😉
Arama
Özlem Pehlivan
12 Ocak doğumlu, sevimli bir oğlak burcu kadını...
Okumayı çok seviyor. Günde 50-100 sayfa okumadan rahat edemiyor. Başucunda en az 3-4 kitap var. Okumayı sevdiği kadar yazmayı da seviyor, değer verdiği ve yüzünü güldürebilen herkese sürekli yazıyor...
Facebook Sayfası
Kategoriler
- Blog 89
- Boutique Cakes 36
- Recipes 135
- Atıştırma 68
- Balık 5
- Börek 12
- Çorba 2
- Et & Tavuk 20
- Hamur İşi 25
- İçecek 1
- Kahvaltı 27
- Kek & Kurabiye 17
- Kısa Kısa & Püf 1
- Makarna & Pilav 9
- Reçel & Turşu & Zeytin & Sos 10
- Salata & Meze 20
- Sebze 19
- Tatlı 25
- Yöresel & Dönemsel 12
- Zeytinyağlı 10