"şarkı" etiketiyle yazılan yazılar.

yazan Özlem Pehlivan

Bu sabah yalnız uyandım
Sensiz olmaz, sensiz olmaz
Tanıdık kokular yok
Sensiz olmaz

Kahvaltım anlamsızdı
Sensiz olmaz, sensiz olmaz
İlk sigaram bile tatsızdı
Sensiz olmaz

Yine kendi kendime sormadan duramadım
Niye seni böyle istiyorum diye bulamadım

Anlaşılan alışmışım
Sensiz olmaz, sensiz olmaz
Bir verdiysem iki almışım
Sensiz olmaz

Aşk bir dengesizlik işi
Sensiz olmaz, sensiz olmaz
Dengeye dönüşendir sevgi
Sensiz olmaz

Yine kendi kendime sormadan duramadım
Niye seni böyle istiyorum diye bulamadım

Yalnızlık zor sokaklar çıkmaz
Sensiz olmaz, sensiz olmaz
Hep tekdüze herşey dümdüz
Sensiz olmaz

Anlamak çözmeye yetmez
Sensiz olmaz, sensiz olmaz
Biraz telaşlı, huzursuz
Sensiz olmaz

Yine kendi kendime sormadan duramadım
Niye seni böyle istiyorum diye bulamadım

Gece gelmiş, yatağım boş
Sensiz olmaz, sensiz olmaz
Sen uzaktasın, ben uzanmış
Sensiz olmaz

Anlamak çözmeye yetmez
Sensiz olmaz, sensiz olmaz
Biraz telaşlı, huzursuz
Sensiz olmaz

Yine kendi kendime sormadan duramadım
Niye seni böyle istiyorum diye bulamadım

*Müslüm Baba da söyledi şarkıyı, üstelik fena da değildi hani ama en güzeli yaratıcısından dinlemek… Bir de Teoman eşlik edince çok daha keyifli bir şarkı olmuş 😉

Audio clip: Adobe Flash Player (version 9 or above) is required to play this audio clip. Download the latest version here. You also need to have JavaScript enabled in your browser.

** Bu şarkının da bendeki adı ve tadı farklı, sevdiğim adamdan armağan olarak aldığım ikinci şarkı olduğundan başkalığı, ondan nasıl geldiyse öylece kayıtlıdır hem bilgisayarımın hem de yüreğimin belleğinde 😉

Sensiz Olmaaaaaaaz 🙂

20 February 2009
3,166 görüntüleme

yazan Özlem Pehlivan

Adı üstünde kişisel mutluluk bloğu ve ben mutluluk kaynağımın bana armağanı, şarkımızı eklemeyi unutmuşum siteme!

İlk tanıştığımız dönemlerde, İstanbul’da iş seyahatindeydim, “sadece sana” yazan bir müzik dosyası göndermişti sevgilim, Ferhat Göçer söylüyordu, albüm yeni çıkmıştı daha ve ben ilk kez dinliyordum. Sonrasında albümün tamamını ilk incelediğimde, “sadece sana” diye bir şarkısı yokmuş ki bu adamın, eski albümünde de yoktu, nereden buldu acaba diye arandığım ve tüm albümü dinlediğimde şarkının adının aslında “Gül ki” olduğunu öğrendiğimde, saflığıma saatlerce güldüğüm şu an gibi aklımda 🙂 Daha herşey çok yeni olduğundan utanmış ve öğrensen günlerce bana takılıp daha da utandıracağını bildiğimden söyleyememiştim sevgilime de, işte itirafımdır ve şimdi istediğin kadar gülebilirsin canım sevgilim 🙂

…gül ki sevgilim, gül ki gözlerin, solmasın sakın aşk çiçeğim. Gel biraz bana, gel biraz daha, arşa çıksın nağmelerim…

bu kez de benden “sadece sana” 😉

Audio clip: Adobe Flash Player (version 9 or above) is required to play this audio clip. Download the latest version here. You also need to have JavaScript enabled in your browser.

Bu sabah, yerini kimler almış,

Diye düşündüm kalktığımda,

Hiçbiri seni, hiçbiri beni,

Hiçbiri bizi anlamamış…

Bu sabah, telefonu hiç açmadım,

Çaldı durdu, aldırmadım,

Hiçbirşey seni, seni düşünmemi

Engellemez ben anladım,

Bu sabah…

Bu sabah, adını boş kağıtlara,

Yazdım astım duvarlara,

Ben bir tek seni, eski günleri

Özledim canım, anlasana…

Bu sabah, yatağın boş kısmını

Resimlerinle süsledim,

Gördün halimi, anla derdimi,

Ne olur dön, çok özledim,

Bu sabah…

Gül ki sevgilim, gül ki gözlerin

Solmasın sakın, aşk çiçeğim!

Gel biraz bana, gel biraz daha,

Arşa çıksın nağmelerim…

🙂 Seni Seviyorum 🙂

15 September 2008
5,496 görüntüleme

yazan Özlem Pehlivan

Bu sabah işe gelirken takside dinledim, epeydir dinlemediğimi ve ne kadar özlediğimi farkettim… İstanbul bambaşka, şehir demeye dilim varmaz hiçbir zaman, insan gibi; nefes alır, nefes aldırır, boğulur, boğar, hüzünlenir, hüzünlendirir, eğlenir, eğlendirir, özler, özlenir… Sonbahar gelmiş İstanbul’a, orada yaşayan arkadaşlarım söylediler, akşamları ince hırka giymeler, gece üşüyüp örtüyü iyice üstüne çekmeler zamanıymış. Sonbahar’ın yaşandığı ender yerlerden biri o koca şehir ve baharı son da olsa öyle güzeldir ki…

Audio clip: Adobe Flash Player (version 9 or above) is required to play this audio clip. Download the latest version here. You also need to have JavaScript enabled in your browser.

Mevsim rüzgarları ne zaman eserse,
O zaman hatırlarım;
Çocukluk rüyalarım,
Şeytan uçurtmalarım…
Öper beni annem yanaklarımdan,
Güzel bir rüyada
Sanki sevdiklerim hayattalarken hala…
Akşama doğru azalırsa yağmur
Kız kulesi ve adalar,
Ah burda olsan çok güzel hala İstanbul’da sonbahar…
Her zaman kolay değil,
Sevmeden sevişmek,
Tanımak bir vücudu, yavaşça öğrenmek,
Alışmak ve kaybetmek…
İstanbul bugün yorgun,
Üzgün ve yaşlanmış,
Biraz kilo almış ağlamış yine
Rimelleri akıyor…

15 September 2008
3,840 görüntüleme

yazan Özlem Pehlivan

Hani bazı sabahlar içiniz kıpır kıpır uyanırsınız. Çok değişik şeyler görmüşsünüzdür rüyanızda. Hemen birilerini bulup, gördüğünüz şeyi anlatmak istersiniz. Belki de rüyanızda birini görmüşsünüzdür ve arar gördüklerinizi anlatmak istersiniz. Neyse birileri bulunur ve anlatılmaya başlanır. Ağzınızdan çıkanlar bırakın karşınızdakini, sizi bile heyecanlandırmaz.

O hayali kelimelere dökmek anlamsız gelir ve vazgeçersiniz paylaşmaktan, çünkü hiçbir iletişim aracı heyecanınızı paylaşmaya yetmeyecektir.

Duyabileceğiniz en iyi gitar sololarından birine sahip olan Comfortably Numb‘da böyle bir şarkı. Dinlediğiniz andaki ruh halinize göre kabusunuz ya da en güzel anınız olabilir. Her dinledikten sonra içinizi bir titreme alır fakat hissettiklerinizi tanımlamakta sözcükler yetersiz kalır. Yapabileceğiniz tek şey; içinizdekini hissetmesini istediğiniz insanı yanınıza alıp şarkıyı beraber dinlemektir…

İnsanı rahatlatan, hüzünlendiren, haz veren, başka yerlere götürebilen, bu duyguların hepsini birarada barındırdığı için de çok özel bir Pink Floyd şarkısı…

hello.
is there anybody in there?
just nod if you can hear me.
is there anyone home?

come on, now.
i hear you’re feeling down.
well i can ease your pain,
get you on your feet again.

relax.
i need some information first.
just the basic facts:
can you show me where it hurts?

there is no pain, you are receding.
a distant ship’s smoke on the horizon.
you are only coming through in waves.
your lips move but i can’t hear what you’re sayin’.
when i was a child i had a fever.
my hands felt just like two balloons.
now i got that feeling once again.
i can’t explain, you would not understand.
this is not how i am.
i have become comfortably numb.

ok.
just a little pinprick.
there’ll be no more –aaaaaahhhhh!
but you may feel a little sick.

can you stand up?
i do believe it’s working. good.
that’ll keep you going for the show.
come on it’s time to go.

there is no pain, you are receding.
a distant ship’s smoke on the horizon.
you are only coming through in waves.
your lips move but i can’t hear what you’re sayin’.
when i was a child i caught a fleeting glimpse,
out of the corner of my eye.
i turned to look but it was gone.
i cannot put my finger on it now.
the child is grown, the dream is gone.
i have become comfortably numb.

———————————————

merhaba,
içeride kimse var mı?
yalnızca başını salla beni duyabiliyorsan
evde kimse var mı?
hadi ama,
duyuyorum kendini kötü hissettiğini
yatıştırabilirim acını
ve ayağa kalkmanı sağlıyabilirim senin
gevşe
biraz bilgiye ihtiyacım var önce
yalnızca temel şeyler
gösterebilir misin bana neresinin acıdığını?

azalttığın hiçbir acı yok
uzak bir geminin dumanı tütüyor ufukta
sen dalgaların içinden geçerek yaklaşıyorsun
dudakların kımıldıyor fakat duyamıyorum ne söylediğini
çocukken ateşlenmiştim bir gün
ellerim sanki balon gibiydiler
şimdi aynı duyguyu bir kez daha yaşıyorum
anlatamam, anlayamazsın da
ben normalde böyle değilim
şimdi keyifli bir uyuşukluk içindeyim

tamam
yalnızca bir iğne batması
artık kalmayacak hiç bir aaaaahhhhhhhhh
fakat kendini belki biraz hasta hissedebilirsin
ayağa kalkabilir misin?
sanırım etkisini gösteriyor, iyi
bu senin gösteriyi sürdürmeni sağlayacak
hadi gitme zamanı

azalttığın hiçbir acı yok
uzak bir geminin dumanı tütüyor ufukta
sen dalgaların içinden geçerek yaklaşıyorsun
dudakların kımıldıyor fakat duyamıyorum ne söylediğini
çocukken bir şey ilişmişti gözümün ucuna
dönüp baktım fakat kaybolmuştu
tanımlayamıyorum şimdi onu
çocuk büyüdü
düş kayboldu

ve ben keyifli bir uyuşukluk içindeyim

07 August 2008
2,679 görüntüleme
Sarı Çerçeve - Hediyelik Çerçeveli Posterler

Arama

Özlem Pehlivan

12 Ocak doğumlu, sevimli bir oğlak burcu kadını...

Okumayı çok seviyor. Günde 50-100 sayfa okumadan rahat edemiyor. Başucunda en az 3-4 kitap var. Okumayı sevdiği kadar yazmayı da seviyor, değer verdiği ve yüzünü güldürebilen herkese sürekli yazıyor...

Facebook Sayfası

Arşiv

en_USEnglish