“Sütün de reçeli mi olurmuş?” demeyin. Olur, hem de öyle bir olur ki; dimağınız şaşar. Beyaz Nutella mı desem, (önümüzdeki günlerde orjinal Nutella tadına eşdeğerini, çikolatalısını da yayınlayacağım 😉 ) çocukluğumuzun sütlü bonbon şekeri tadı mı desem böyle karamelimsi, dünya tatlısı bir şey bu.
Colombia’da Arequipe, Peru, Bolivya ve Şili’de Manjar adıyla satılıyormuş ama aslen Arjantinli olan bu melez dilberin orjinal adı, ‘Dulce de Leche’.
Çocukların beslenme çantasına gönül rahatlığıyla koyabileceğiniz, ekmek, bisküvi üzerine sürüldüğünde de bayıla bayıla yedirebileceğiniz bir tat.
Mis kokulu kurabiyem artık 3 yaşında 😀 Bu yıl doğum günü konseptimiz, küçük hanımın isteği üzerine; Hello Kitty oldu. Temaya son anda karar verdiği için bu doğum günü bir çok ilki de beraberinde getirdi tabii.
Bunların en başında kostüm olayımız var. 15-20 gün önce doğum günü için bayıla bayıla aldığı Tinkerbell kostümü Hello Kitty partisine uymazmış efendim, illa ki Hello Kitty olmalıymış. Hem de öyle böyle değil, etekleri kabarık olacakmış, “müceeherli” olacakmış, daha neler neler 😀 İstekleri kafamda canlandırmam, kendimi hayatımın ilk kostümünü tasarlayıp yapmama sebep oldu. 😀 Tütü için kumaş, kurdele ve renkli taşlar kullandım. Üst kısmı evdeki giysilerimizden birine, yine evdeki çantalardan birinden söktüğüm kurdeleyi dikerek tamamladım.
Hazır satılan temalarda çok fazla seçeneği olmayan bir tercih yapmış olduğumuzu araştırmalara başladığımda farkedince, genelde iş başa düştü. İnternette bulabildiğim dökümanlardan A4 boyutunda renkli çıktılar aldım işyerinde. Çilekli süt servisi için, evdeki yoğurt makinesinin küçük kavanozlarını ve pipetleri, hazırladığım çıktılarla süsledim.
Konsepte uygun olsun diye pembe kapaklı küçük su şişeleri aldım, üzerindeki etiketlerini söktüm, hazır aldığım kurdeleleri etrafına sardım.
İlk şeker hamurlu kurabiye denemem, doğum gününe kısmet oldu. Uzun çubuklarla pişirdiğim kurabiyeleri tek tek poşetledim, kurdelelerle bağladım, evdeki minik bir saksının içine uyacak şekilde kestiğim straforlara sapladım.
Yine ilk pasta denemesini de -biraz deli cesaretiyle- şeker hamurlu yaptım, sonucun gayet başarılı olduğunu, bolca aldığım övgülerden anladım. 😀
Pastayı şekillendirirken pandispanyanın kenarlarından çıkan fazla parçaları, truff yaparak değerlendirdim.
Tuzlular kısmını; kıyma, ıspanak ve patatesten oluşan üç renkli börek,
yine çıktıları kullanarak kürdanlarla süslediğim krep kanepeler,
yakın plan fotoğraflarını çekmeyi atladığımız garnitürlü patates salatası ve Nisa’nın yapıp getirdiği minik poğaçalarla tamamladım.
Hazır satılan Hello Kitty şekilli jelibonlardan ortaya karışık keyif tabağı hazırladım.
En güzel sürprizlerden biri de markette alışveriş yaparken, bizim için özel hazırlanmış gibi arka arkaya bulduğum aile isimlerimizin etiketli olduğu içecekler oldu 😀
Her yıl olduğu gibi yine çok keyifli, çok eğlenceli, bol lezzetli, bereketli bir doğum günü yaşadık. Emeği geçen, zaman ayırıp gelen tüm dostlara bir kez daha kocaman sevgiler…
Ve dünya güzelim, minnak kızım doğduğun gün bir kez daha kutlu olsun, iyi ki doğdun, iyi ki varsın, seni çok seviyorum… 🙂
Efenim, “nerelerdesin, tarifler niye gelmiyor?” diye merak edip soran olmasa da, gizliden takip eden o minik grubumdaki her bir üyeyi bilgilendirmek kendime yarar zihniyetiyle; “tatildeydim şekerim” diyor, ardından da adı standart, yapılışı her zamanki gibi yine şahsıma münhasır, olmazsa olmaz favorilerimden biriyle devam ediyorum kaldığım yerden.
Hoşbuldum 🙂
* “Bildiğin patates püresi işte!” dediğini duyar gibi oluyorum; o bildiğinden değil işte bu, bir kez yap, ye, yedir, sonrasında namın yürüsün, demedi deme 😉
Malzemeler:
5 orta boy patates
750 ml.süt
2 yemek kaşığı tereyağ
1 tatlı kaşığı tuz
Hazırlanışı:
Patatesleri soyup, iri parçalar halinde doğrayın. Üzerlerini hafif geçecek kadar süt ekleyin. Tuz ve tereyağ küplerini de ekleyip, pişirmeye başlayın. Dibinin tutmaması için arada karıştırarak, patatesler iyice yumuşayana, ezilecek kıvama gelene dek pişirin.
Bu aşamada minik not; tereyağı ve tuzu ben göz kararı koyuyorum, yaklaşık ölçü yazdım, arttırıp eksiltebilirsiniz. Ayrıca, eklediğiniz süt, patatesin cinsine göre pişmesine yetmeyebilir, bazı zamanlarda 1 litre eklediğim bile oluyor benim, kontrollü pişirmenizde yarar var.
Yeterli kıvama geldiğinde ocaktan alın, blender yardımıyla ezin. Serviste kullanacağınız kap, şekillendirme, süsleme tamamen tarzınıza kalmış 😉
Kaşla göz arasında yapılıverip, aynı hızda tüketilen, acil tatlı krizlerinde, ‘eyvah misafir geliyor!’ durumlarında kurtarıcı, gecenin bir yarısı “pastaaa” diye tutturan ufaklıkları susturmada usta, çocukluk anıları hatırlatıcı, cinsiyet gözetmeksizin hemen her elin en azından bir kez olsun yapımına bulaştığı, pratik, lezzetli, vazgeçilmez ve her seferinde hikmetinden parmak yalatan tat; ne diyeyim, büyüksün! 😀
Malzemeler:
1 paket Petit Beurre Klasik
1 paket Petit Beurre Kakaolu
2 paket kakaolu puding
1,5 litre süt
1,5 su bardağı iri kırılmış ceviz
Hazırlanışı:
Toz pudingi sütle pişirerek hazırlayın. Ocaktan alın, soğumasına izin vermeden maşa yardımıyla bisküvileri tek tek pudinge batırıp kabınıza dizin. İlk sıra bittiğinde üstünü kapatacak kadar puding yayın ve hiç hızınızı yitirmeden diğer sıraya geçin.
Her kata aynı işlemi tekrarlayın, 1 kat klasik, 1 kat kakaolu bisküvi kullanarak toplamda 4 kat olacak şekilde, bisküviler bitene dek devam edin.
Kalan pudingin tamamını üstüne ve yanlarına yayın, düzeltin. Oda sıcaklığına geldikten sonra cevizle süsleyip, buzdolabında iyice soğuttuktan sonra servis yapın.
* Süsleme kısmında hindistan cevizi, renkli pasta süsleri, fındık, antep fıstığı,kakao, çikolatalı sos gibi farklı seçenekler mevcut 😉
Kaç tane tüketirsem korur acep masumluğunu, kaç taneyle sınırlı tutar; 2-3-5? Hem, “sütlü tatlılar zararlı değil” demiyorlar mı işin uzmanları, kilo alımında çok etkisi yok, hatta hiç yok belki ve hatta hatta yararlıdır bile belki bünyeye hııı? 😀
Hazırlanışı:
Klasik sütlacı buradaki gibi hazırladıktan sonra yapmanız gerekenler çok basit; üstten boşluk bırakarak paylaştırdığınız ısıya dayanıklı kapları, hafif derinlikte bir fırın tepsisine dizin. Kapların yarısına gelecek şekilde tepsiye su ekleyin ve 200 derece önceden ısıtılmış fırında üstleri kızarana, hatta yanana dek pişirin.
Hepsi bu kadar 😉
* Fırın sütlaç yaparken, içine çırpılmış yumurta sarısı karıştırıp sonra fırına sürme gibi bir teknik daha mevcut biliyorum ama gerekli görmediğim gibi tercih de etmiyorum, istenirse denenebilir.
Benim en sevdiğim sütlüdür kendileri, aşırı tutkun olduklarımda durma noktam yoktur ya hani; işte bu en fenası, en limitsizi…
Sütlaç da tıpkı helva gibi, sabır işidir. Hemen olsun bitsin derseniz, içine ekleyeceğiniz ekstra malzemelerle hızlandırabilirsiniz sürecini ama sabırla, uzunca pişirdiğinizle aynı lezzeti yakalayabilmeniz mümkün olmaz. Son derece basit görünen, kıvam ve lezzet açısından epey zahmet çektirenlerin başında gelir. Ama nefistir, hep yapılası, yenilesidir.
Malzemeler:
2,5 litre süt
1 su bardağından 1 parmak az pirinç
2,5 su bardağı şeker
Hazırlanışı:
Yıkanmış pirinçleri süte ekleyin ve kısık ateşte pişirmeye başlayın. Arada karıştırarak ağır ağır pişirin. Pirinçler pişip, sütle iyice kaynaşıp koyulaştığında şekeri ekleyin, kaynatmaya devam edin. Şekeri azar azar ekleyip, damak tadınıza göre arttırıp eksiltmenizde fayda var, ben çok tatlı severim sütlacı, o nedenle verdiğim ölçüden daha fazla kullanırım.
Rengi kırık beyaz-sarı arası olduysa ve yeterince koyulaşıp özleşmişse pişme süresini tamamlamış demektir. Servis kaplarınıza paylaştırıp, soğumasını bekleyebilir ve sonrasında dilediğiniz gibi süsleyebilirsiniz.
* Pirinci önceden suyla haşlayıp, pişme esnasında da pirinç unu ya da nişasta ekleyerek pişirme gibi yöntemler de mevcut. Hatta genelde hazırlanış şekli, verilen tarifler bu yönde olsa da, orjinal sütlaç tarifinde bunların yeri yoktur, kıvamı da tadı da bozar.
** Damla sakızına çok aşıksanız, ölüp bitiyorsanız eklenebilir, tercih etmediğim gibi önermiyorum da.
*** Biz böyle sütlü sütlü seviyoruz, kıvamını da şeker miktarı gibi tercihe göre ayarlamak mümkün.
Arama
Özlem Pehlivan
12 Ocak doğumlu, sevimli bir oğlak burcu kadını...
Okumayı çok seviyor. Günde 50-100 sayfa okumadan rahat edemiyor. Başucunda en az 3-4 kitap var. Okumayı sevdiği kadar yazmayı da seviyor, değer verdiği ve yüzünü güldürebilen herkese sürekli yazıyor...
Facebook Sayfası
Kategoriler
- Blog 89
- Boutique Cakes 36
- Recipes 135
- Atıştırma 68
- Balık 5
- Börek 12
- Çorba 2
- Et & Tavuk 20
- Hamur İşi 25
- İçecek 1
- Kahvaltı 27
- Kek & Kurabiye 17
- Kısa Kısa & Püf 1
- Makarna & Pilav 9
- Reçel & Turşu & Zeytin & Sos 10
- Salata & Meze 20
- Sebze 19
- Tatlı 25
- Yöresel & Dönemsel 12
- Zeytinyağlı 10