Turta/tart/pay/tartolet… Benzerliklerinden dolayı her seferinde birbirlerine karıştırılır ve yanlış kullanılırlar. Oysa aralarındaki fark ya da farklar son derece bariz, basit ve miniciktir.
Turta ya da pay, kelime farkı dışında hiçbir fark barındırmaz. Şöyle ki; her ikisi de kalıpta yapılan, kenarları olan, içine meyve veya krema koyarak pişirilen, üzeri tamamen ya da kısmen kapatılan tatlıların genel adıdır. İlkinin kökeni, İtalyanca kek anlamına gelen “torta” diğeri, İngilizce “pie” kelimesinin Türkçe okunuşu.
Tart, bizde çok yaygın değil. Alt tabanı turtaya göre daha ince, kalıpta ya da direkt yağlı kağıt üzerinde pişirilen, üzerine yine meyve parçaları koyulan ancak üzeri mutlaka açık bırakılan, bir nevi meyveli pizza görünümlü tatlı. Kökeni, Fransızca “tarte” kelimesi.
Tartolet, aralarında tanınması en kolay olanı; şık restoran ya da pastane menülerinde sıkça rastlanan, kıtır hamur üzerine krema ve çiğ meyve yerleştirilmiş, jöleli minik tatlıcıklar.
Tanımlardan yola çıkarsak; bugüne dek yediğiniz ya da yiyebileceklerinizin tamamını unutturacak, damağınıza tavan yaptıracak nefis bir “turta” bu, şiddetle önerdiklerimden. 😉
Malzemeler:
250 gr.tereyağ
4 yemek kaşığı şeker
1 yumurta
1 paket kabartma tozu
alabildiği kadar un
İç Malzeme:
4 elma
4 yemek kaşığı şeker
1 tatlı kaşığı tarçın
1 su bardağı ceviz
Hazırlanışı:
Rendelediğiniz elmalara şeker ekleyin ve suyunu çekene dek arada karıştırarak pişirin. Ateşten aldıktan sonra tarçın ve iri kırılmış ceviz ilave edin, soğuması için beklemeye alın.
Malzemelerin tamamını -elmalı karışım hariç- azar azar un ilavesiyle yoğurarak, klasik yumuşaklıkta bir hamur hazırlayın. İki parçaya ayırdığınız hamurun bir parçasını, yaklaşık 1 saat beklemek üzere buzluğa kaldırın.
Pişirmede kullanacağınız kalıbı yağlayın, hamurun kalan yarısını parmaklarınızla kenarlarına ve tabana yayın. Üzerine soğutulmuş elmalı karışımı eşit şekilde yerleştirin ve buzluktaki hamur süresini doldurana dek dolap kısmında bekletin.
Süre sonunda buzluktaki hamuru elmalı karışımın üzerini tamamen kapatacak şekilde rendeleyin. Önceden ısıtılmış 180 derece fırında kızarana dek pişirin.
Fırından alın ve tamamen soğuduğundan emin olduğunuzda pudra şekeri serperek servis yapın.
* Kafes turtanın asıl şekil olduğu ve zahmeti malum, aynı tarifin daha pratik ve basit versiyonu, tembel işi bu. 🙂 Orjinal kafesli halini önümüzdeki günlerde ayrıntılarıyla fotoğraflayıp ekleyeceğim. 😉
Kemalpaşa nam-ı diğer peynir tatlısı; yüzlerce yıl önce Bursa’nın Mustafakemalpaşa ilçesinden çıkmış, üstelik de bir yerlerden taşıma, aşırma değil tamamen orada icat edilmiş nefis bir tatlı.
İlk zamanlar küçük süthanelerde üretilirmiş, şimdilerde günde milyon adetlerde üretildiğinden tesisler de büyümüş haliyle. İşin ilginç yanı; yüzyıllar geçmiş olmasına rağmen üretimin hala sadece bu ilçede olması.
Dev kazanlarda kaynatılan süt, peynire dönüştürülüyor. Bu özel peynir irmik, yumurta ve unla harmanlanıp hamur haline getiriliyor, şekillendirilip fırınlanıyor ve Mustafakemalpaşa sakinlerinin haklı gururları peynir tatlısı, şerbetlenme sonrası tüketime hazır hale getiriliyor.
İlçede günlük üretiliyor ve mutlaka taze tüketiliyor. İçeriğindeki peynir nedeniyle raf ömrü oldukça kısa olduğundan, şanslı ilçe halkı dışında kalan biz şanssızlara ulaşanlar, orjinal lezzetinde kalamıyor maalesef. Yoğun peynir oranı düşürülüyor ve birden fazla kez fırınlanarak kurutuluyor. Durum böyle olunca da, ilçede yediğinizle market rafından aldığınız arasında acayip lezzet farkı oluyor haliyle.
İşte o hazır paketlenmişlerden alıp kullanan şanssızlardanım ben de maalesef. Ama şöyle bir tesellim var en azından kendi kendime ürettiğim; hazır paketle bile kıvamını tutturmak herkesin harcı değildir, ya şerbeti çok çeker gereğinden fazla yumuşar dağılır, ya da hiç çekmez tatsız ve kafa kıracak kıvamda sert kalır. Bu nedenledir ki; herkesin yaptığı bu tatlı yenmez ama benim bugüne dek başarısız olduğum vaki değildir. (züğürt tesellisi dedikleri tam da bu işte 🙂 )
Uzun lafın kısası: “Hazır tatlı işte” şeklindeki basit cümleyi, her an size yedirmeye hazır bir tatlıdan bahsediyorum yani; bilmem anlatabildim mi? 😀
Malzemeler:
1 paket kemalpaşa (140 gr.)
1 kg.şeker
1 litre su
limon
1 paket (75 gr.) krem şanti
200 ml.süt
Hazırlanışı:
Paketlerin üzerindeki ölçüler ve hazırlama şekli son derece uygun. Buna göre; su ve şekeri içine birkaç damla limon damlatarak kaynatın. Kemalpaşaları içine atın, arada karıştırarak şerbeti iyice içine çekene ve yumuşayana dek (yaklaşık 15-20 dakika) pişirin.
Şuruptan çıkardığınız tatlıları soğuması için bekletirken krem şantiyi hazırlamak için, buzdolabında soğutulmuş sütün içine toz şantiyi boşaltın. Mikserle önce düşük, sonra yüksek devirde yeterli kıvama ulaşana dek çırpın.
Hazırladığınız krem şantiyi herhangi bir sıkma torbasına doldurun. Sıkma torbasının ucunu iyice soğumuş tatlıların ortasına bastırarak içlerini şantiyle doldurun.
Sonrası; nam nam nammmmm 😀
* Kaymak, ceviz, hindistan cevizi gibi eklemelerle farklı sunumlar üretmek mümkün.
Dışarıda, ayaküstü, hızlı bir kahvaltı yapacaksam ve tek seçeneğim pastaneyse; ilk tercihim kesinlikle bu minik pizzalardır, bayılırım. Dışarıda yediği hemen herşeye “hmmm, acaba? neden olmasın?” şeklinde yaklaşıp, ilk fırsatta evde kolları sıvayan ben, birkaç deneme-yanılma yönteminden sonra illa ki o lezzeti yakalarım. Henüz yakalayamadıklarım da yok değil hani ama bu konudaki azmim, inadım düşünülürse onlar da yakındır 😀
İşte bu minnaklar yakaladıklarımdan biri, hatta o bayıla bayıla yediklerimin çok daha ötesi 😉
Malzemeler:
1 yumurta
4 yemek kaşığı tereyağ
1 yemek kaşığı şeker
1 tatlı kaşığı tuz
1 paket kuru maya
4 su bardağı un
İç Malzeme:
tamamen tercihinizle orantılı olmak üzere;
beyaz peynir
maydanoz
domates
yeşil biber
dilimlenmiş zeytin
salam, sosis, sucuk, pastırma
kaşar peynir v.s.
Hazırlanışı:
Karıştırma kabına unu koyup, ortasını havuz şeklinde açın. Açtığınız boşluğa yumurtanın sarısı hariç, tüm malzemeyi koyun. 1/2 su bardağı ılık su ekleyerek, dışardan içeri doğru yoğurmaya başlayın.
Klasik kulak memesi kıvamına ulaşana dek, azar azar ılık su ilavesiyle hamuru hazırlayın. Kocaman top şekline getirip, 15-20 dakika mayalanması için beklemeye alın.
Ezdiğiniz beyaz peynire ince doğranmış maydanoz ekleyin. Diğer tarafta domateslerin kabukların soyup yarım ay şeklinde kesin. Sivri biberlerin tohum kısımlarını çıkartın, ikiye ayırın, 4-5 santim uzunluğunda parçalara ayırın. Zeytinleriniz hazır dilimlenmiş değilse, çekirdeklerini ayıklayıp yuvarlaklar halinde dilimleyin. Salam, sosis, sucuk, pastırma gibi malzemeler kullanacaksanız, onları da ince ince kesin.
Dinlendirdiğiniz hamurdan yumurta büyüklüğünde kopardığınız parçaları, ortalama bir çay tabağından biraz daha büyük şekilde elinizle açın. Ortasına ilk olarak beyaz peynir-maydanoz karışımını hafif bastırarak koyun, üstünü diğer malzemelerle süsleyin. Buradaki malzemeler belirttiğim gibi; tamamen tercihinize bağlı, ister hepsini, ister sadece 1-2 tanesini kullanabilir ya da yazdıklarımın dışında bambaşka eklentiler yaparak, sınırsız çeşit üretebilirsiniz.
Hazırladığınız pizzaları, yağlı kağıt serilmiş fırın tepsisine aralarında boşluk bırakarak yerleştirin. Malzemenin dış kenarlarında kalan hamur kısıma ayırdığınız yumurta sarısını sürün. Önceden ısıtılmış 180 derece fırında pişirin.
Ve illa ki; iyi demlenmiş çay eşliğinde tüketin 🙂
Yıllar var ki; “yapsan da yesek” olayında başı çekenlerden biridir pırasalı ekmeğim. “Ağzıma pırasa sürmem, evime sokmam” diye kocaman laflar edenlere kendini yedirmekle kalmamış, müptelası olmalarını sağlamıştır. 🙂
Tamam kabul ediyorum; çok da talep görmeyen, bayıla bayıla yenmeyen bir sebze pırasa. Ama inanın şu şekliyle yediğiniz zaman, bu talihsiz sebzeye aslında ne kadar da haksızlık etmiş olduğunuzu göreceksiniz. 😉
Malzemeler:
3-4 pırasa
2 patates
2 yumurta
1 su bardağı yoğurt
1 su bardağı sıvıyağ
1/2 demet maydanoz
4-5 yemek kaşığı beyaz peynir
1 paket kabartma tozu
2 su bardağı mısır unu
tuz, pulbiber
Hazırlanışı:
Birinci yumurtanın tamamına, diğer yumurtanın sadece beyazını ekleyerek tuzla birlikte çırpın. Yağ ve yoğurdu ekleyerek çırpmaya devam edin. Mümkün olduğu kadar ince doğranmış pırasa ve maydanozu, minik küpler halinde kesilmiş patatesleri, ezilmiş peynir, pulbiber, kabartma tozunu ekleyip karıştırın. Yedire yedire eklediğiniz mısır unuyla, kek kıvamında bir hamura dönüşmesini sağlayın.
Yağlı kağıt serilmiş tepsiye aktarıp, ayırdığınız bir yumurta sarısını üzerine sürün. Önceden ısıtılmış 190-200 derece fırında, üzeri kızarana dek pişirin.
Soğuduğunda bambaşka bir lezzete sahip ama ben sıcakken seviyorum, şiddetle öneririm, afiyet olsun 🙂
Aslında bir nevi eriştemsi makarna noodle. Uzakdoğu insanlarının hemen her yemekte tükettiği, yüzlerce farklı çeşit üretebileceğiniz zengin ve lezzetli bir kaynak. Eskiden çok yaygın değildi ama artık hemen hemen tüm süpermarket raflarında bulmanız mümkün.
“Evde kendim hazırlayayım” şekli böyleyken, “hızlı, pratik, öğünlük olsun” dediğinizde bulabileceğiniz, porsiyonlar halinde ve farklı lezzetlerde tatlandırılmış olanları da mevcut.
Sevgilimin en favorisi bu hızlı porsiyonluk Ramen’ler, evde yapmayı henüz hiç denemedik.
Bu arada “alt tarafı erişteli karışım işte” şeklinde burun kıvırdığımız yemeğin, memleketinde ne denli önemli, özel olduğunu, Ramen deyip geçmemek gerektiğini birkaç yıl önce izlediğimiz keyifli bir filmden öğrenmiş ve oralarda bu işin ustası olabilmenin ne zorlu yollardan geçtiğini görüp şaşırmıştık.
Eğer izlemediyseniz ilgili film Ramen Gırl noodle ve türevleri eşliğinde kesinlikle önerimdir 😉
Malzemeler:
1 paket noodle
su
sıvıyağ
tuz
Hazırlanışı:
Paketin arkasındaki tarife göre pişirin. Ama mutlaka klasik makarna pişirme yönteminde olduğu gibi, birkaç damla sıvıyağ ekleyin haşlama suyuna. Sonrasında süzüp, zevkinize göre tuz ve dilerseniz yağ ekleyerek tatlandırın.
Hepsi bu kadar; sade, soslu, ya da benimkisi gibi ana yemek eklentili hiç farketmez, tüketim şeklinde hayal gücünüze, damak tadınıza bağlı olarak sınırsızsınız 😉
Tarifini verdim ama bünyede yarattığının anlatımını bilemedim, bulamadım. Özeti şöyle birşey olur sanırım; 1 top dondurma için ruhumu teslim ederim, waffle içinse o bir dondurmamı!
O kadar mı, evet tam da o kadar işte 🙂
Malzemeler:
6 yumurta
1 su bardağı şeker
125 gr.tereyağ
1/2 litre süt
1 paket vanilya
1 paket kabartma tozu
1/2 kg un
çikolata veya fındık kreması
meyve
Hazırlanışı:
Yumurtayı şekerle birlikte köpük köpük olana dek çırpın. Sırasıyla yağ, süt ve vanilyayı ekleyerek çırpmaya devam edin. Çırpmaya ara vermeden, azar azar kabartma tozu-un karışımını ilave ederek, iyice birbirlerine geçmelerini sağlayın.
Karışımı, zamanınız varsa daha fazla, yoksa 30 dakika kadar dolapta dinlendirin. Yeterince dinlendiğinden emin olduğunuz hamurdan, bir fırça yardımıyla tereyağla yağladığınız Waffle ya da tost makinesine, çok kalın olmayacak şekilde birer kepçe halinde dökün.
Kapalı olarak pişmeye bırakın ve alt – üst kızarana dek pişirin.
Üzerine çikolata kremasını sürün. İkiye katlayacağınızı düşünerek, yarısına dilimlediğiniz meyveleri yerleştirin, boş kalan kısmı üzerine kapatın.
Fotoğraftaki benim favorim; Nutella üzeri muz, çilek ve kivi; “allahımmm sana geliyorum” lezzeti 😀
* Verilen ölçüler yaklaşık 8 kişilik, arttırıp eksiltebilirsiniz.
** Bal, reçel, fındık, fıstık, badem ve daha bir çok malzemeyle, damak tadınıza göre lezzetler üretebilirsiniz.
Görüntüsündeki ihtişamına tamamen ters orantılı yapılışıyla kendiniz şaşırdığınız gibi, ikram ettiğiniz herkeste aynı şaşkınlığı gözleyebileceğiniz çok keyifli bir tarif bu. Özellikle miniklerin olduğu ortamlarda kesinlikle denemenizi öneririm, bayılıyorlar. Hızlı, pratik, sağlıklı, lezzetli ve eğlenceli, daha ne olsun 🙂
Malzemeler:
Yufka
Sıvıyağ
Yoğurt
Meyve
Bal
Hazırlanışı:
Yufkadan muffin kalıbınızın kenarlarından taşacak şekilde 5 eşit kare kesin. Yufka karelerini güneşe benzer şekilde, her düz kenara bir köşe şeklinde üstüste koyup, sıvıyağa batırıp çıkartın.
Kalıbınızı yağlayın, içine yufkayı yerleştirin. Önceden ısıtılmış 200 derece fırında, sertleşip çıtırdayana dek pişirin.
Ayarı tamamen damak tadınıza bağlı olarak; doğranmış mevsim meyvesini bal ve yoğurtla karıştırıp, kalıbından çıkarttığınız yufka çanağına dökün. Üzerini yine mevsim meyveleriyle süsleyin.
* Bal yerine reçel, şeker ya da başka bir tatlandırıcı kullanabilirsiniz.
** Çanağın içini dilediğiniz malzemeyle doldurarak, değişik lezzetler yaratma kısmını, her zaman olduğu gibi yine hayal gücünüze bırakıyorum. 🙂
Arama
Özlem Pehlivan
12 Ocak doğumlu, sevimli bir oğlak burcu kadını...
Okumayı çok seviyor. Günde 50-100 sayfa okumadan rahat edemiyor. Başucunda en az 3-4 kitap var. Okumayı sevdiği kadar yazmayı da seviyor, değer verdiği ve yüzünü güldürebilen herkese sürekli yazıyor...
Facebook Sayfası
Kategoriler
- Blog 89
- Boutique Cakes 36
- Recipes 135
- Atıştırma 68
- Balık 5
- Börek 12
- Çorba 2
- Et & Tavuk 20
- Hamur İşi 25
- İçecek 1
- Kahvaltı 27
- Kek & Kurabiye 17
- Kısa Kısa & Püf 1
- Makarna & Pilav 9
- Reçel & Turşu & Zeytin & Sos 10
- Salata & Meze 20
- Sebze 19
- Tatlı 25
- Yöresel & Dönemsel 12
- Zeytinyağlı 10