Havalar çoook sıcak malum, bünyeyi serinletecek herşeye ihtiyaç var. Yaz aylarında şerbetli tatlılar pek fazla rağbet görmüyor. Mümkün olduğunca iyi soğutulmuş sütlü tatlılar, sorbeler, dondurmalar daha çok revaçta.
Sütlü tatlılar arasında yapımı en basitlerinden biri; damla sakızlı muhallebi. Lezzeti, yapımının basitliğiyle tamamen ters orantılı tabii ki. 😉
Gönlümde oldum olası apayrı yeri olan tarçın, en favori baharatlardan şu sıralar. Sütlü tatlı, aşure, zeytinyağlı dolma, havuçlu kek, iç pilav, elmalı turta, salep en yakıştığı lezzetler olsa da, son zamanlarda kullanım amacı farklı yönlere kaydı.
Zayıflama için önereni de var, zindelik, sağlık için de. Efendim, bu tarif zayıflamanıza katkıda bulunmaz, zindelik konusunda yardımcı olup olamayacağı da muamma. Amaaa “bir lezzet olsun ki; dilim damağım lezzet şöleni yapsın, kahvemin her yudumuna eşlik ederken, ağzımın içinde erisin dağılsın, mutlu etsin, sebepsiz bi gülümseme yerleştirsin suratıma, enerjim tavan yapsın da zayıflamaymış, rejimmiş olmayıversin bugüncük” derseniz, işte aradığınız lezzet tam olarak bu, bana güvenin. 😉 🙂
Her yıl olduğu gibi yine sevgiyle, duayla yapıldı, keyifle dağıtıldı, kalanlara sağlık sıhhat, gidenlere rahmet dilendi.
Ağız tadıyla, huzurla geçsin, bol bereket getirsin Aşure Ayı.
Afiyetle…
(Tarif için tıklayın.)
“Cheesecake, adı üzerinde peynirli olur, ee senin yazdığında peynir yok!” Efenim, aynen öyle ama bunun için geçerli nedenlerim var. Birincisi; ben, o feci derecede işlenmiş Labne peynirlerinden oldum olası hazzetmiyorum. İkincisi; ilkiyle bağlantılı aslında, Labne’nin yapaylığından kurtarıp, daha doğal, daha içe siner bir cheesecake nasıl yaparım çabasından doğdu yıllar önce bu tarif.
Benim en gözdelerimdendir; şaşmaz, yanılmaz, yüzünüzü kara çıkarmaz. Tek olumsuz yanı; bir kez tadına bakacak olanların, sıkça yapmanızı istemeleri olacak, bana güvenin 😉
Adının, Türkiye’ye 15 yaşındayken gelen, babasının ölümünden sonra pastacı çırağı olan Arnavutluk doğumlu Luca Zgonidis adlı bir pastacı tarafından yapılan,
“1940’ların parasıyla 45 bin lira hava parası vererek İnci Pastanesi’nin bulunduğu mekanı tuttuk. İlk günler çok zorluk çektik. Kendim bir şey icat edip, bir de isim uydurunca çok iyi tuttu. Anlayacağınız profiterolün kendi de, adı da uydurmaca.”
şeklindeki açıklamalarıyla “uydurulmuş” olduğunu yazan da var,
o tarihlerden 5 yıl önce 1935 baskısı bir Fransız sözlüğünde (Académie Française) “Hamur topu içine taze krema, krem şanti veya dondurma koyulan ve üzerine erimiş çikolata dökülerek servis yapılan tatlı.”
açıklamasıyla yer almayı başardığını yazan da.
Bizim evdeki adı ise: Hötöröf 😀
Bu caanım lezzetin sevmeyeni var mıdır, bilemem ama layıkıyla yapıp, yediren yeri bulmak meziyet, işte onu çok iyi biliyorum. Aslında iyi ki bulamıyoruz sevdiğimiz bazı tatları da, evde kendi kendimize üretme işine geri dönüyoruz, annelerimizin zamanına yani. Bu tarif de diğerlerinde olduğu gibi “ben bunu yaparım ki!” den yola çıktı, birkaç deneme-yanılmayla sabitlendi, görücüye çıkmaya hazır hale geldi. 🙂
Adını bilemem ama şimdi paylaşacağım tadından, adım kadar eminim 😉 😀
Malzemeler:
Hamur İçin:
2,5 yemek kaşığı tereyağ (40 gr.)
1 su bardağından biraz eksik su (230 ml.)
3/4 su bardağından biraz fazla un (115 gr.)
3 yumurta (oda sıcaklığında)
İç Kreması İçin:
2 su bardağı süt
3 yumurta
5 yemek kaşığı şeker
1 paket vanilya
1-2 yemek kaşığı limon kabuğu rendesi (isteğe bağlı)
4 yemek kaşığı un
Çikolatalı Sos İçin:
2,5 su bardağı süt
1 su bardağı toz şeker
2 yumurta sarısı
1 tatlı kaşığı vanilya
4 yemek kaşığı kakao
2 yemek kaşığı buğday nişastası
Hazırlanışı:
Tereyağı ve suyu tencereye alın. Tereyağ eriyene dek karıştırarak suyu kaynatın. Kaynadıktan hemen sonra ocağınızı kısık ateşe ayarlayın, unu azar azar ve sürekli karıştırarak ekleyin.
Unun topaklanmaması için, hamur suyunu çekene ve iyice toplanana kadar tahta bir kaşıkla sürekli karıştırın. Hamur kendini tencereden kurtaracak kadar toparlandığında ocaktan alın.
Geniş bir kaba koyun, kabuk bağlamaması için tahta kaşıkla arada bir karıştırıp yayarak soğutun. Tamamen soğuduğundan emin olduğunuzda yumurtaları tek tek ekleyerek çırpın. İyice birbirine karışıp yumuşayan hamuru, krema sıkma torbasına alın. Yağlı kağıt serilmiş fırın tepsisine, aralarında boşluklar bırakarak, ceviz büyüklüğünde toplar halinde sıkın.
Önceden ısıtılmış 190 derece fırında, 30-35 dakika kadar pişirin. Fırın kapağı kapalı olarak soğumaya bırakın.
İç krema malzemelerini bir tencereye koyun, orta ateşte koyulaşıp muhallebi kıvamına gelene dek pişirin, ocaktan alın. Kabuk bağlamaması için ara ara karıştırarak soğutun.
Soğuyan hamur toplarının ortalarını açın, bir tatlı kaşığı yardımıyla iç kremasını doldurun, servis tabağına alın.
Çikolatalı sos malzemelerinin de tamamını bir tencereye alın ve tıpkı iç kremasında olduğu gibi, koyulaşana dek pişirip ocaktan alın. İçleri kremayla doldurulmuş hamur toplarının üzerine gezdirin.
Ve tataaaaa, mutlu son 😀
Pastalar, kurabiyeler, siparişler, iş, ev, koşuşturmacalar derken, epeydir tarif eklememişim, farkettim. Özür baabında tatlı tatlı meşhuuur havuç toplarını paylaşayım istedim. Epeydir beklemedeymiş efenim kendisi arşivde, o da gün yüzü görsün, yapıp yiyenler de. 😉
Malzemeler:
3 su bardağı rendelenmiş havuç (yaklaşık 1 kg o da yaklaşık 6-7 adet)
1 su bardağı şeker
1 kahve fincanı su
15-20 adet petibör bisküvi
1/2 su bardağı ceviz veya fındık (isteğe bağlı)
hindistan cevizi
Hazırlanışı:
Rendelenmiş havucu, şeker ve suyla birlikte iyice suyunu çekene kadar pişirin. Ilıklaşana dek oda ısısında veya 5-10 dakika buzdolabında dinlendirin. Ezilmiş bisküvileri ekleyin. (İlk etapta 15 tanesini, havucun kendini toplamasına yetmezse şayet, kalanları ekleyin.) Ceviz veya fındık kullanmak isterseniz onu da ilave edin, iyice karıştırın.
Misket büyüklüğünde toplar yapın, hindistan cevizinde yuvarlayın. Buzdolabında soğutun ve tataaa dünyanın en kolay, en lezzetli ve en masum (bana göre 🙂 ) toptopları hazıııır. 😀 Hadi lüpletin, afiyet olsun 😉
Efendiiim en klasik tatlılardan olup uzun uzun detaylandırmaya gerek yoktur bana kalırsa kabak tatlısını. Küçük yaşlardayken “ııııyyyyy!” şeklinde burun kıvırmaları, yaşlar kemale erdikçe “ooooooyyyyyy!” şeklinde yutkunmalara dönüştürdüğünden, boşa geçen, ziyan olan yıllara duyulan vicdan azabıyla dolu iç çekişlere gark eder bünyeyi.
“Kabağın da tatlısı mı olurmuş yaa, -hatta bir adım ileri götürüp- bir de üstüne tahin dökmüşler!” dediysen şayet; memleketim adına seni esefle kınıyorum, o halde “bizımla diyılsın!” 😛
Malzemeler:
2 kg.balkabağı
1 kg.toz şeker
4-5 adet karanfil
tahin
ceviz
Hazırlanışı:
Temizlenmiş kabak almamışsanız, biraz zorlu bir işlem olan soyma kısmını halledip, çok iri ya da çok ince olmayacak şekilde dilimleyin. Yıkadıktan sonra yayvan bir tencereye ilk sırayı dizin, üstüne şekerin bir kısmını serpin, kalanları da aynı yöntemle yerleştirin. (Kabak-şeker-kabak-şeker şeklinde)
Zamanınız varsa ağzı kapalı olarak 1 gece bekletin, sabaha dek kendi suyunu bırakacaktır. Zamanınız yoksa 1/2 çay bardağı su ekleyerek hemen ocağa alabilirsiniz. Karanfilleri de ekleyin, yeterli kıvama gelene dek pişirin ki; bu da yaklaşık 30 veya 45 dakika demek. Bu aşamada sık sık çatalla kontrol edin, çatal rahatlıkla geçecek kadar yumuşadığında, erimesine izin vermeden ocaktan alın.
Bu aşamadan sonra servis tabağına alıp, tahin ve iri kırılmış ceviz eşliğinde servis yapabilirsiniz. Ancak ben mutlaka her seferinde fırınlıyorum ki; lezzet katmerleniyor, inanılmaz bir hale dönüşüyor.
Şöyle ki; yumuşayan kabakları şerbetiyle birlikte fırına dayanıklı bir kaba aktarın. Her dilimin üzerine, çay kaşığının ucuyla olabildiğince minik tereyağ parçaları koyun ve önceden ısıtılmış fırında, üzeri renk değiştirecek ve şerbeti kıvama gelecek kadar kızartın.
Sonrası malum; yine tahin ve iri ceviz parçaları eşliğinde nam nam nammmm 😉
* Ilık ya da soğuk servis yapmak, şeker oranını arttırıp eksiltmek mümkün.
Arama
Özlem Pehlivan
12 Ocak doğumlu, sevimli bir oğlak burcu kadını...
Okumayı çok seviyor. Günde 50-100 sayfa okumadan rahat edemiyor. Başucunda en az 3-4 kitap var. Okumayı sevdiği kadar yazmayı da seviyor, değer verdiği ve yüzünü güldürebilen herkese sürekli yazıyor...
Facebook Sayfası
Kategoriler
- Blog 89
- Boutique Cakes 36
- Recipes 135
- Atıştırma 68
- Balık 5
- Börek 12
- Çorba 2
- Et & Tavuk 20
- Hamur İşi 25
- İçecek 1
- Kahvaltı 27
- Kek & Kurabiye 17
- Kısa Kısa & Püf 1
- Makarna & Pilav 9
- Reçel & Turşu & Zeytin & Sos 10
- Salata & Meze 20
- Sebze 19
- Tatlı 25
- Yöresel & Dönemsel 12
- Zeytinyağlı 10