yazan Özlem Pehlivan

İlk kim akıl etmiş, nasıl yapmış, içeriği şimdilerdeki kadar zengin miymiş hiç bir fikrim yok tostun tarihçesiyle ilgili. Tek bildiğim; zaman, mekan farketmez hiç affetmem, yer geçerim. 😀

Koşullar farketmez dedim ama, içeriği konusunda seçici ve ısrarcıyımdır. Eeeen en sevdiğim içerik de budur kendimi bildim bileli, bilenlere lafımız yok, bilmeyenlere yardımım şöyle ;

 

Malzemeler:

ekmek veya Ramazan pidesi veya bazlama (mümkünse bayat)

sucuk

kaşar peynir

domates

yeşil biber

domates salçası

tereyağ

 

Hazırlanışı:

Hemen herkesin bildiğini henüz bilmeyenlerdensen sorun yok, yapman gereken son derece basit; ekmeği kopartmadan içini aç, her iki tarafına da salça sür, her biri dilimlenmiş sucuk, kaşar, domates, biber diz, kapat, dış kısmına tereyağ sür veee tostep 😀

afiyet olsuuuun 😉

* Şu sıralar hemen her gün revaçta yine bizim evde, malum Ramazan ve sahurda en iyi giden şey tost; hele ki yanında bir de hoşaf varsa of of of 😀

26 July 2013
17,296 görüntüleme
Sarı Çerçeve - Hediyelik Çerçeveli Posterler

yazan Özlem Pehlivan

Efendiiim, Ramazan ayı malum; sürekli yeme içme derdindeyiz hepimiz, davetlere gidiyoruz, davetler veriyoruz diğer aylardan daha sık. Şayet oruçluysanız, kendinizi doyuramayacak gibi oluyorsunuz da hani, herşeyi fazladan fazladan alıyorsunuz ya; işte bu durumdan en çok zarar gören, en çok heba olanlardan birini, caanım pideleri değerlendirme vaktidir şimdi, eee devir tasarruf devri.  😉

 

Malzemeler:

1 Ramazan pidesi

2 iri domates

2 yeşil biber

100 gr.pastırma

150 gr.kaşar peyniri

tereyağ

 

pide-pizza2

 

Hazırlanışı:

Benim gibi bayatlamış pideyi değerlendirecekseniz; pideyi musluğun altında iyice ıslattıktan sonra pişirme kabınıza alın. Domatesleri -kabuğunu soymadan- yarım ay şeklinde doğrayın, pidenin üzerine her yerini kaplayacak şekilde yerleştirin.

Yeşil biberleri verev kesin, domateslerin üzerine yayın. Çemenleri ayıklanmış pastırmaları dilimler halinde biberlerin üzerine dizin. Küp kestiğiniz kaşar peynirini en üste ekledikten sonra, önceden ısıtılmış 180 derece fırında peynir eriyene dek pişirin.

Fırından çıkar çıkmaz doğranmış tereyağ parçalarını serpiştirin ve kesinlikle sıcak servis yapın.

* Benim pidem yuvarlaktı, uzunumsu pidelerde görüntüsü katmerleniyor aklınızda olsun 😉

24 July 2013
3,813 görüntüleme
Sarı Çerçeve - Hediyelik Çerçeveli Posterler

yazan Özlem Pehlivan

Kaşla göz arasında yapılıverip, aynı hızda tüketilen, acil tatlı krizlerinde, ‘eyvah misafir geliyor!’ durumlarında kurtarıcı, gecenin bir yarısı “pastaaa” diye tutturan ufaklıkları susturmada usta, çocukluk anıları hatırlatıcı, cinsiyet gözetmeksizin hemen her elin en azından bir kez olsun yapımına bulaştığı, pratik, lezzetli, vazgeçilmez ve her seferinde hikmetinden parmak yalatan tat; ne diyeyim, büyüksün! 😀

 

Malzemeler:

1 paket Petit Beurre Klasik

1 paket Petit Beurre Kakaolu

2 paket kakaolu puding

1,5 litre süt

1,5 su bardağı iri kırılmış ceviz

 

bpasta1

Hazırlanışı:

Toz pudingi sütle pişirerek hazırlayın. Ocaktan alın, soğumasına izin vermeden maşa yardımıyla bisküvileri tek tek pudinge batırıp kabınıza dizin. İlk sıra bittiğinde üstünü kapatacak kadar puding yayın ve hiç hızınızı yitirmeden diğer sıraya geçin.

Her kata aynı işlemi tekrarlayın, 1 kat klasik, 1 kat kakaolu bisküvi kullanarak toplamda 4 kat olacak şekilde, bisküviler bitene dek devam edin.

Kalan pudingin tamamını üstüne ve yanlarına yayın, düzeltin. Oda sıcaklığına geldikten sonra cevizle süsleyip, buzdolabında iyice soğuttuktan sonra servis yapın.

* Süsleme kısmında hindistan cevizi, renkli pasta süsleri, fındık, antep fıstığı,kakao, çikolatalı sos gibi farklı seçenekler mevcut 😉

 

17 July 2013
3,846 görüntüleme
Sarı Çerçeve - Hediyelik Çerçeveli Posterler

yazan Özlem Pehlivan

“Hangi hünkardır bu acep?” sorusunun yanıtını merakından, ilk duyduğunda benim gibi harıl harıl araştıran kaç kişi vardır bilemem.  Adından otomatikman çağrıştırdığı, ‘Osmanlı padişahlarından biri olsa gerek’ kanısını ilk yıktığında, çok şaşırmıştım itiraf ediyorum. “Aaaaa meğer hünkar değilmiş beğenen, imparatoriçeymiş!” diye ağzım açık kalakalmıştım öylece 🙂

Yaaa, bilmiyorsanız öğrenmiş olun işte; hünkar beğendi ilk kez, Sultan Abdülaziz’e ziyarete gelen Fransız İmparatoriçesi Eugenie için, Dolmabahçe Sarayı mutfaklarında pişirilmiş meğerse. Eugenie o kadar çok beğenmiş ki bu ilk kez kendine özel pişirilen yemeği, neredeyse her öğününde ister olmuş. “Eee neden o zaman ‘imparatoriçe beğendi’ değil de ‘hünkar beğendi?'” nin cevabı; “o memnun oldukça, hünkar da memnun olmuş, koskoca saray aşçısı için de önemli olan elalemin imparatoriçesi değil, kendi hünkarı elbet, öyle deyivermiştir adını” olsa gerek.

Hünkarın memnuniyeti de sevdiği kadının mutluluğu olabilir keza; bu ziyaret sırasında Abdülaziz ve Eugenie’in bir aşk yaşadığı da söylentiler arasında, o kadarını bilemem, günahları tarihçilerin boyunlarına 😀

Sonuç; hünkar eşliğinde imparatoriçe bile beğenmiş, yok öyle “alt tarafı patlıcan var içinde, hem patlıcan sevmiyorum ben, yemem” şeklinde kalıplaşmış cümlelerle ömrü billah ağzınıza koymamak. Hem nedir bu inatçı önyargı canım, hele bir tadın patlıcanı sevmeseniz bile, tadın da görün bakalım durdurabiliyor musunuz kendinizi bir daha, çok büyük hata yapmışsınız bugüne dek çoook. 😀

 

Malzemeler:

500 gr.kuşbaşı et

2-3 yemek kaşığı sıvıyağ

1 yemek kaşığı salça

1 iri soğan

2 yeşil biber

2 orta boy domates

4-5 iri patlıcan

1 yemek kaşığı tereyağ

2 yemek kaşığı un

2 su bardağı süt

1,5 su bardağı rendelenmiş kaşar

tuz, karabiber

 

Hazırlanışı:

İyice ısıtılmış tencereye koyduğunuz etleri, hızlıca karıştırarak yüksek ateşte kavurun. Suyunu bıraktığında ateşi kısın, kapağı kapalı olarak suyunu çekene dek pişirin. Kendi suyuyla pişmeyen sert bir ete sahipseniz, azar azar sıcak su ekleyerek, etler tamamen yumuşayana dek pişirin.

Yumuşayan etinizi, sıvıyağ ve salçayı ekleyerek kavurmaya devam edin. Yemeklik doğranmış soğanları ve minik halkalar halinde kesilmiş biberleri ekleyin, her ikisinin de rengi dönene dek 2-3 dakika bu şekilde kavurmaya devam edin. Yaklaşık 2 su bardağı kadar sıcak su ekleyin, hafif sulu kıvama gelene dek pişirip ateşten alın, tuz ve karabiber ilave edin.

Patlıcanları közleyin, kabuklarını soyup olabildiğince minik doğrayın.

Derin bir tavada tereyağını eritin, unu ekleyin ve pembeleşene dek kavurun. Soğuk sütü azar azar ve sürekli karıştırarak kavrulmuş una yedirin. Koyulaşıp muhallebi kıvamına ulaştığında patlıcanları ve rendelenmiş kaşarı ilave edin, 3-5 dakika da bu şekilde pişirin. Altını kapattıktan sonra tuz ve karabiber ekleyip karıştırın.

Servis tabağına önce beğendiyi yayın, hafif bastırarak çukurlaştırdığınız orta kısıma eti yerleştirin ve sıcak servis yapın.

12 July 2013
3,741 görüntüleme
Sarı Çerçeve - Hediyelik Çerçeveli Posterler

yazan Özlem Pehlivan

Her balığın mevsimi ayrı malum ve lezzetini doruk noktasında yakalayabilmek için, zamanında tüketmek öncelikli şart. Diğer şart ise; balığa uygun pişirme tekniği.

Ağustos yaklaşıyor ve mevsim balıkları içinde ona en çok Mırmır yakışıyor.

Adı kadar kendi de keyifli, lezzetiyle çatlatan, bünyeden mırıl mırıl sesler çıkmasına sebep nefis bir balık Mırmır, en sevdiklerimden. Yağlı balıklar sınıfına giriyor yapı itibariyle, ızgara ya da tavası damaklara tavan yaptırıyor, fırın da bir alternatif ama tam lezzet için pek tavsiye edilmiyor.

Bana sorarsanız önceliğim, kesinlikle tava. 😉

 

Malzemeler:

Mırmır

Mısır unu

Tuz

Sıvıyağ

 

Hazırlanışı:

Temizlenmiş, yıkanmış, fazla sularından arındırılmış balıkları, tuzla harmanlanmış mısır ununa bulayın. Silkeleyerek un fazlalığından kurtarın, iyice ısıtılmış tavada, az yağda ve illa ki kısık ateşte çevirerek kızartın.

Hepsi bu kadar. 🙂

* Kim ne derse desin, üzerine bol limonumu sıkıyorum ben, bu balığı öyle seviyorum.

** Balık miktarı, kişi sayısıyla orantılı, size kalmış. 😉

 

 

 

10 July 2013
10,079 görüntüleme
Sarı Çerçeve - Hediyelik Çerçeveli Posterler

yazan Özlem Pehlivan

Yılın sultanı geldi, hoşgeldi! Yaz aylarına denk gelen oruç tutma zamanları sürenin uzunluğu ve sıcaklıktan dolayı biraz sıkıntılı malum. Ama niyetlendiyseniz, yüreğinizden geçirdiyseniz de, bana mısın demiyor hiçbirşey, göz açıp kapayıncaya kadar bitiveriyor bitmez sanılan sayılı günler.

Yaz oruçlarında her öğününün çok daha hafif atlatılması sağlık açısından şart olunca, yapılan yemeklerin de bu yönde olması kaçınılmaz tabii. Bunu gözönünde bulundurdum ve ilk iftara saatler kalmışken, hafiflerden en sevdiğimle Ramazan sofralarının açılışını yapayım istedim.

Yanına, yöresine ne ekleseniz her türlü gideri vardır, hatta bana sorsanız eklemeseniz bile olur; ekmeği bandıra bandıra yer, mutlu mesut kalkarım sofradan. 🙂

Manzara gözümde nasıl da canlandı şimdi bak, sahi iftara daha çok var mı? 😀

Hayırlı Ramazanlar…

 

Malzemeler:

1 kg.barbunya

2 orta boy soğan

5 diş sarımsak

3 orta boy havuç

6 orta boy domates

1 çay bardağı zeytinyağ

3 küp şeker

1/2 demet maydanoz

tuz

 

Hazırlanışı:

Sarımsak ve havuçları yuvarlak, soğan ve domatesleri minik küpler halinde (yemeklik) doğrayın, pişirme kabınıza koyun. Barbunya, şeker ve tuz ekleyin, üzerine zeytinyağının yarısını gezdirin. Ocağa koyun, kaynayana dek harlı, sonrasında kısık ateşte tüm malzeme yumuşayana kadar pişirin.

Ocaktan alır almaz servis kabınıza aktarın, kalan yağı üzerine gezdirip karıştırın ve dinlenmeye bırakın.

Üzerine ince kesilmiş maydanoz eşliğinde, ılık ya da soğuk servis yapın.

* Su eklemeden, doğal tadını koruyarak pişirmek esastır ama barbunyanın cinsine göre bu durum değişeceğinden, mevcut suyuyla pişmemişse azar azar sıcak su ekleyebilirsiniz.

** Barbunya haricindeki malzemeleri kavurarak pişirme yöntemini kullananlar çoğunlukta biliyorum. Ben hemen hemen hiçbir yemeğimde önden kavurma yöntemini yapmadan, halk ağzıyla “çiğden pişirme” tekniğini kullanıyorum. Bu teknikle pişirilen yemeklerin, yağı kavrularak yakılmadığından daha hafif, daha sağlıklı ve çok daha lezzetli olduğunu düşünüyorum. Tercih sizin 😉

09 July 2013
2,880 görüntüleme
Sarı Çerçeve - Hediyelik Çerçeveli Posterler

yazan Özlem Pehlivan

Turta/tart/pay/tartolet… Benzerliklerinden dolayı her seferinde birbirlerine karıştırılır ve yanlış kullanılırlar. Oysa aralarındaki fark ya da farklar son derece bariz, basit ve miniciktir.

Turta ya da pay, kelime farkı dışında hiçbir fark barındırmaz. Şöyle ki; her ikisi de kalıpta yapılan, kenarları olan, içine meyve veya krema koyarak pişirilen, üzeri tamamen ya da kısmen kapatılan tatlıların genel adıdır. İlkinin kökeni, İtalyanca kek anlamına gelen “torta” diğeri, İngilizce “pie” kelimesinin Türkçe okunuşu.

Tart, bizde çok yaygın değil. Alt tabanı turtaya göre daha ince, kalıpta ya da direkt yağlı kağıt üzerinde pişirilen, üzerine yine meyve parçaları koyulan ancak üzeri mutlaka açık bırakılan, bir nevi meyveli pizza görünümlü tatlı. Kökeni, Fransızca “tarte” kelimesi.

Tartolet, aralarında tanınması en kolay olanı; şık restoran ya da pastane menülerinde sıkça rastlanan, kıtır hamur üzerine krema ve çiğ meyve yerleştirilmiş, jöleli minik tatlıcıklar.

Tanımlardan yola çıkarsak; bugüne dek yediğiniz ya da yiyebileceklerinizin tamamını unutturacak, damağınıza tavan yaptıracak nefis bir “turta” bu, şiddetle önerdiklerimden. 😉

 

Malzemeler:

250 gr.tereyağ

4 yemek kaşığı şeker

1 yumurta

1 paket kabartma tozu

alabildiği kadar un

 

İç Malzeme:

4 elma

4 yemek kaşığı şeker

1 tatlı kaşığı tarçın

1 su bardağı ceviz

 

IMG_0194

 

Hazırlanışı:

Rendelediğiniz elmalara şeker ekleyin ve suyunu çekene dek arada karıştırarak pişirin. Ateşten aldıktan sonra tarçın ve iri kırılmış ceviz ilave edin, soğuması için beklemeye alın.

Malzemelerin tamamını -elmalı karışım hariç- azar azar un ilavesiyle yoğurarak, klasik yumuşaklıkta bir hamur hazırlayın. İki parçaya ayırdığınız hamurun bir parçasını, yaklaşık 1 saat beklemek üzere buzluğa kaldırın.

Pişirmede kullanacağınız kalıbı yağlayın, hamurun kalan yarısını parmaklarınızla kenarlarına ve tabana yayın. Üzerine soğutulmuş elmalı karışımı eşit şekilde yerleştirin ve buzluktaki hamur süresini doldurana dek dolap kısmında bekletin.

Süre sonunda buzluktaki hamuru elmalı karışımın üzerini tamamen kapatacak şekilde rendeleyin. Önceden ısıtılmış 180 derece fırında kızarana dek pişirin.

Fırından alın ve tamamen soğuduğundan emin olduğunuzda pudra şekeri serperek servis yapın.

* Kafes turtanın asıl şekil olduğu ve zahmeti malum, aynı tarifin daha pratik ve basit versiyonu, tembel işi bu. 🙂 Orjinal kafesli halini önümüzdeki günlerde ayrıntılarıyla fotoğraflayıp ekleyeceğim. 😉

03 July 2013
3,798 görüntüleme
Sarı Çerçeve - Hediyelik Çerçeveli Posterler
Sarı Çerçeve - Hediyelik Çerçeveli Posterler

Arama

Özlem Pehlivan

12 Ocak doğumlu, sevimli bir oğlak burcu kadını...

Okumayı çok seviyor. Günde 50-100 sayfa okumadan rahat edemiyor. Başucunda en az 3-4 kitap var. Okumayı sevdiği kadar yazmayı da seviyor, değer verdiği ve yüzünü güldürebilen herkese sürekli yazıyor...

Facebook Sayfası

Rastgele Yazılar

Arşiv

en_USEnglish