Birazdan zor gibi gelecek olan o kısımlar var ya hani; “nasıl yani yaa?” diyeceğiniz, yaparken o kadar kolay ve eğlenceli gelecek ve en son ortaya çıkan ebruli görüntü kendini öyle sevdirecek ki; işte sırf o görüntü için bile olsa, bir daha bir daha yapmak isteyeceksiniz. Hatta istemekle yetinmeyip yapacaksınız, eminim 🙂
Malzemeler:
1 su bardağı şeker
4 yumurta
1 su bardağı süt
1 su bardağı sıvıyağ
2 su bardağı un
1 paket vanilya
1 paket kabartma tozu
2 yemek kaşığı kakao
Hazırlanışı:
Kek yapım klasiği olarak; yumurta ve şekeri bembeyaz, köpük köpük olana dek çırpın. Tüm sıvıları sırayla ekleyerek çırpmaya devam edin. Un, vanilya ve kabartma tozunu da karışıma ilave edip, iyice karıştırdıktan sonra çırpma işlemini sonlandırın.
İkiye böldüğünüz hamurlardan birine kakaoyu ekleyip karıştırın. “Eklenen kakaonun karışımı arttıracağını hesap ederek, sade tarafı 1-2 kaşık fazla bırakmak, işlemin sonunda elimizde tek renkle kalakalmamıza engel olacaktır” şeklinde minicik bir hatırlatma yapmam gerek bu bölümde.
Herkesin evinde bulunan, en yaygın ölçülü tepsi olarak, büyük boy yuvarlak Borcam veya 24 cm’lik yuvarlak bir tepsiyi yağlayın. Tam ortasına gelecek şekilde üç yemek kaşığı kakaolu hamur, onun tam ortasına 3 yemek kaşığı sade hamur sıralamasıyla, seri bir şekilde tüm malzemeyi tepsiye yerleştirin.
Kürdanla (çok fazla derine inmeden) dıştan içe doğru önce dörde, sonra sekize bölün. Her parçanın arasında birer geçiş daha yapın ama bu kez içten dışa doğru.
160-170 derece, önceden ısıtılmış fırında pişmesini beklerken, hayali kurulan ilk ısırığın hazzı arttırması için, taze çay demlemek şart 😉
“Kısa sürede hazırlansın, malzemesi az, yapımı kolay, beğenisi garanti bir şey olsun, lezzetiyle şaşırtsın, övgülerle egoma tavan yaptırsın” şeklinde bir beklenti hiç de ulaşılmaz değil hani. İşte şimdi bahsedeceğim yemek, tam da bu isteklerin karşılığı 😉
Sevgilimin en favorilerinden, eline en yakışanlardan. Benimkisi gibi mutfağı seven, azıcık da olsa becerisi olanlardansa evin erkeği, bu yemekte mutfağı kesinlikle ona bırakmalısınız 😉
Ellerine sağlık canım benim 🙂
Malzemeler:
6-7 adet kemiksiz tavuk budu
2 adet havuç
5 adet çarliston biber
5 adet dolmalık kırmızı biber (çarliston gibi olanlardan)
5 adet dolmalık sarı biber
5 adet taze soğan (sadece yeşil kısımlar)
3 diş sarımsak
1 tatlı kaşığı köri
1 tatlı kaşığı bal
1 tatlı kaşığı hardal
1 tatlı kaşığı tuz
1 çay kaşığı karabiber
Hazırlanışı:
Öncelikle tavukları ve tüm sebzeleri ince uzun şeritler halinde doğrayarak işe başlayalım. Mümkünse wok yoksa yayvan ve yapışmaz herhangi bir tencereye hiç yağ eklemeden tavukları koyun, yüksek ateşe ayarlanmış ocağınıza yerleştirin.
Önce suyunu salacak, sonra o suyu yavaş yavaş çekerek pişecek. Bu süreçte ara ara karıştırın, pişmesine yakın, çok hafif diriliğe ulaştığında sertlik derecesine göre sebzeleri ekleyin. İlk olarak havuç ve sarımsak, onlar biraz yumuşadığında biberler eşliğinde pişirmeye devam edin.
Tüm malzeme pişme kıvamına yaklaştığında, soğan yapraklarını ekleyin. Çok fazla erimelerine izin vermeden, bir kaç kez karıştırıp baharatlarını, tuzunu atıp şöyle bir harmanlayın ve ocaktan alın.
*Biberleri her mevsim bulmak kolay olmadığında ya da zamanınız azsa son derece doğal, katkısız ve lezzetli ürünler üreten, hemen hemen tüm ürünlerini kullandığım İglo’nun Karışık Tatlı Biber‘lerini kesinlikle öneririm. (ki; ben keşfettiğimden beri kendim hazırlamıyorum artık biberleri)
** Noodle eşliğinde servis etmenizi şiddetle öneririm 😉
Pilavları çeşitlendirmek için seçenek öyle çok ki. Klasik halleri dışında, bizim evde epey çeşidi vardır zevkle tüketilen, bu da onlardan biri. Son derece basit olmasına karşılık, çok lezzetli. Denediğiniz zaman, menüleriniz arasına keyifle katacağınızdan eminim 😉
Malzemeler:
3 su bardağı pirinç
3 dolu dolu yemek kaşığı tereyağ
1 su bardağı bezelye
1 çay bardağı mısır
1 küçük kavanoz mantar
1/2 bağ dereotu (yoğun sevmezseniz azaltabilirsiniz)
4,5 su bardağı su
tuz
Hazırlanışı:
Bir kaba koyduğunuz pirinci, üzerini geçecek kadar ılık su ve bir kaç damla limon suyuyla ıslatın. 20 dakika kadar bekletip, beyaz suyu gidene kadar yıkayın. (Islatmadan kavurarak da yapabilirsiniz, tercihinize kalmış.)
Tencereye koyduğunuz tereyağ eşliğinde 5 dakika kadar kavurun. İnce dilimlenmiş mantarları, bezelye ve mısırları tencereye ekleyin. Kolaylık ve hız nedeniyle sebzeleri konserve kullandım ben, kendiniz haşlayarak da hazırlayabilirsiniz. 4,5 bardak sıcak su döküp tencerenin kapağını kapatın. Suyunu çekene kadar pişirin. Ocağı kapattıktan sonra incecik doğradığınız dereotunu ekleyip karıştırın. Üzerine kağıt havlu-kapak ikilisini yerleştirip 10-15 dakika demlendirin. Servis öncesi şöööyle bir havalandırın, uyduruk ama lezzetli pilavınız hazır, afiyet olsun 😉
*Kızımın, tabağını gördüğünde mutluluğu görülmeye değerdi; fotoğraftaki işte o tabak 🙂
İstediğiniz malzemeyle, sınırsız türetmeler yapabileceğiniz, yapımı basit, sunumu güzel, lezzetli Maki Sushi huzurlarınızda, trala la laaaa 😀
Malzemeler:
Tercihe göre dış malzeme
Tercihe göre iç malzeme
Tercihe göre soya sosu ve wasabi
Hazırlanışı:
Dışa saracağınız malzemeyi, sarma işleminizi kolaylaştırması için, varsa bambu amerikan servis tarzı yoksa benzeri birşeyin üzerine, parlak kısmı altta olacak şekilde koyun. (Hazır yosun yaprağı dışında bir şey kullanıyorsanız, ön hazırlık yapmanız gerekebilir. Örneğin; salatalıksa mümkün olduğunca ince dilimlemeli, pazı yaprağıysa kaynamış suya sokup çıkartmalısınız.)
Elinizi suyla hafifçe ıslatıp, pilavdan yetecek miktarda alıp, alt ve üst kenarlardan birer santim boşluk kalacak şekilde saracağınız malzemenin her yerine yayın. Pirinci kesinlikle ezmemeye, fazla bastırmamaya ve çok kalın bir tabaka oluşturmamaya dikkat edin.
Pilavın tam ortasına gelecek şekilde; salatalık, avokado, karides, somon, lakerda ya da ne istiyorsanız ince-uzun şeritler halinde keserek yerleştirin.
Yerleştirme işlemini tamamladığınızda, altındaki bambu servis -ya da her ne kullandıysanız- yardımıyla yavaşça sarmaya başlayın. İlk seferde beceremezseniz, vazgeçmeden denemeye devam edin çünkü; bu kısım biraz deneyim gerektiriyor. Dışarıda yediğiniz, kusursuz görüntüye sahip, ustaca sarılmış Sushi’lere ulaşmanız için ihtiyacınız olan tek şey; sıkça tekrarlamak. 😉
Hazırladığınız ruloyu kesme tahtasına alın. Keskin bir bıçağı ıslatarak, tam ortasından ikiye bölün. Bu iki parçayı, her seferinde ıslattığınız bıçakla istediğiniz kalınlıkta dilimlere ayırın.
Soya sosu ve acı seviyorsanız, toz şeklinde satılıp, suyla karıştırarak kolayca hazırlayabileceğiniz wasabi ile servis yapabilirsiniz.
* Hemen tüketilmesi gereken bir yiyecek olduğundan, tüketebileğiniz kadar yapmakta yarar var. Bu yüzden ölçü vermeden, tercihi tamamen size bırakıyorum.
** İçine salatalık koyuyorsanız, kenar kısımlarını kullanın, orta kısım tadın orjinalliğini bozar.
Sushi denince ikiye ayrılıyor yurdum insanı; bayıla bayıla yiyenler ve sorulduğunda aslında hiç tadına bile bakmamış olduğu öğrenilen, “içinde çiğ balık var, ıyyy” şeklinde eksik önyargılarından dolayı nefret edenler 🙂 Sushi nin çiğ balıkla yapılanının yanında, pişmiş olanıyla, salatalıkla sunulanından, avakadolusuna kadar yapılanı ve yapılabilirliği de var. Tercih; tamamen size kalmış yani.
Efendim biz, ilk gruptayız. Mümkün olsa her daim yemeye can attığımızdan ve malum pahalıca bir yiyecek olduğundan, deneme-yanılma yöntemleriyle öğrendik ve epeydir evde kendi sushimizi kendimiz yapıyoruz.
Hep kullandığımız ve bizi hiç yarı yolda bırakmayan bu tarifle, istediğiniz çeşitlilikte Sushi’ler yapmanız mümkün.
İyi Sushi’nin ilk şartı; pilavını doğru hazırlayabilmekten geçiyor.
Malzemeler:
2 su bardağı pirinç
2 yemek kaşığı pirinç sirkesi (lezzet açısından şart ancak bulamazsanız elma sirkesi de olabilir)
1 yemek kaşığı toz şeker
1 tatlı kaşığı tuz
4 su bardağı su
Hazırlanışı:
İyice yıkadığınız pirincin üzerine soğuk suyu ekleyip yüksek ateşte kaynamaya bırakın. Kaynama noktasına ulaştıktan sonra 5 dakika yüksek ateşte pişirmeye devam edin. Süre sonunda ateş ayarını en kısığa getirip, kapağı kapalı olarak 10 dakika daha pişirin.
Suyunu iyice çeken pirinci, ateşten alıp yine kapağı kapalı haldeyken 10 dakika dinlendirin.
Arama
Özlem Pehlivan
12 Ocak doğumlu, sevimli bir oğlak burcu kadını...
Okumayı çok seviyor. Günde 50-100 sayfa okumadan rahat edemiyor. Başucunda en az 3-4 kitap var. Okumayı sevdiği kadar yazmayı da seviyor, değer verdiği ve yüzünü güldürebilen herkese sürekli yazıyor...
Facebook Sayfası
Kategoriler
- Blog 89
- Boutique Cakes 36
- Recipes 135
- Atıştırma 68
- Balık 5
- Börek 12
- Çorba 2
- Et & Tavuk 20
- Hamur İşi 25
- İçecek 1
- Kahvaltı 27
- Kek & Kurabiye 17
- Kısa Kısa & Püf 1
- Makarna & Pilav 9
- Reçel & Turşu & Zeytin & Sos 10
- Salata & Meze 20
- Sebze 19
- Tatlı 25
- Yöresel & Dönemsel 12
- Zeytinyağlı 10