Bir sevgililer günü daha geldi geçti, yoğunluktan gecikmeli ekleniyor sipariş kurabiyeler yine. Ne yapalım; önümüzdeki yıl(lar) için fikir olur en azından 😉
Kutlu, mutlu olsun bir kez daha… 🙂
Geçtiğimiz Pazar günü, bir pasta daha çıktı yola. Sevgili Semih’in ağabeyi Melih, eşinin doğum günü için minik bir pasta istedi. “Kalp şeklinde olsun, beyazla kaplansın, üstünde pembe kalpleri olsun, bir de frambuazlı olsun dedi. ”
Cumartesi sipariş verildi, Pazar akşamına yetiştirildi. Nice güzel yılların olsun sevgili Ezgi 🙂
Bu sabah yalnız uyandım
Sensiz olmaz, sensiz olmaz
Tanıdık kokular yok
Sensiz olmaz
Kahvaltım anlamsızdı
Sensiz olmaz, sensiz olmaz
İlk sigaram bile tatsızdı
Sensiz olmaz
Yine kendi kendime sormadan duramadım
Niye seni böyle istiyorum diye bulamadım
Anlaşılan alışmışım
Sensiz olmaz, sensiz olmaz
Bir verdiysem iki almışım
Sensiz olmaz
Aşk bir dengesizlik işi
Sensiz olmaz, sensiz olmaz
Dengeye dönüşendir sevgi
Sensiz olmaz
Yine kendi kendime sormadan duramadım
Niye seni böyle istiyorum diye bulamadım
Yalnızlık zor sokaklar çıkmaz
Sensiz olmaz, sensiz olmaz
Hep tekdüze herşey dümdüz
Sensiz olmaz
Anlamak çözmeye yetmez
Sensiz olmaz, sensiz olmaz
Biraz telaşlı, huzursuz
Sensiz olmaz
Yine kendi kendime sormadan duramadım
Niye seni böyle istiyorum diye bulamadım
Gece gelmiş, yatağım boş
Sensiz olmaz, sensiz olmaz
Sen uzaktasın, ben uzanmış
Sensiz olmaz
Anlamak çözmeye yetmez
Sensiz olmaz, sensiz olmaz
Biraz telaşlı, huzursuz
Sensiz olmaz
Yine kendi kendime sormadan duramadım
Niye seni böyle istiyorum diye bulamadım
*Müslüm Baba da söyledi şarkıyı, üstelik fena da değildi hani ama en güzeli yaratıcısından dinlemek… Bir de Teoman eşlik edince çok daha keyifli bir şarkı olmuş 😉
Ses Klibi: Bu ses klibini oynatabilmek için Adobe Flash Player (Version 9 veya üzeri) gereklidir. Güncel versionu indirmek için buraya tıkla Ayrıca tarayıcında JavaScript açık olmalıdır.
** Bu şarkının da bendeki adı ve tadı farklı, sevdiğim adamdan armağan olarak aldığım ikinci şarkı olduğundan başkalığı, ondan nasıl geldiyse öylece kayıtlıdır hem bilgisayarımın hem de yüreğimin belleğinde 😉
Sensiz Olmaaaaaaaz 🙂
Bir aşk için yapabileceğin her şeyi yaptığına inanıyorsan ve buna rağmen hala yalnızsan, için rahat olsun. Giden zaten gitmeyi kafasına koymuştur ve yaptıkların onun dudağında hafif bir gülümseme yaratmaktan başka hiçbir işe yaramayacaktır. Sen kendini paralarken o, her zaman bahaneler bulmaya hazırdır. Hani ağzınla kuş tutsan, “Bu kuşun kanadı neden beyaz değil?” diye bir soruyla bile karsılaşabilirsin… İki ucu keskin bıçaktır bu işin. Yaptıklarınla değil yapmadıklarınla yargılanırsın her zaman. Bu mahkemede hafifletici sebepler yoktur. İyi halin cezanda indirim sağlamaz. Sen, “Ama senin için şunu yaptım!” derken o, “Şunu yapmadın!” diye cevap verecektir. Ve ne söylesen, karşılığında mutlaka başka bir iddiayla karşılaşacaksındır. Üzülme, sen aşkı yaşanması gerektiği gibi yaşadın. Özledin, içtin, ağladın, güldün, şarkılar söyledin, düşündün, şiirler yazdın. “Peki o ne yaptı?” deme. Herkes, kendinden sorumludur aşkta. Sen aşkını doya doya yaşarken, o kendine engeller koyuyorsa bu onun sorunu.
Bir insan eksik yaşıyorsa ve bu eksikliği bildiği halde tamamlamak için uğraşmıyorsa, sen ne yapabilirsin ki onun için? Hayatı ıskalama lüksün yok senin! Onun varsa, bırak o lüksü sonuna kadar yaşasın. Her zamanki gibi yaşayacaksın sen; “Acılara tutunarak” yaşamayı öğreneli çok oldu! Hem ne olmuş yani, yalnızlık o kadar da kötü bir şey değil! Sen, mutluluğu hiçbir zaman bir tek kişiye bağlamadın ki… Epeydir eline almadığın kitaplar seni bekliyor. Kitap okurken de mutlu oluyorsun, unuttun mu? Kentin hiç görmediğin sokaklarında gezip, yeni yaşamlara tanık olmak da keyif verecek sana. Yine içeceksin rakını, balığın yanında. Üstelik, dilediğin kadar sarhoş olma özgürlüğü de cabası!… Sen, yüreğinin sesini dinleyenlerdensin ve biliyorsun aslolan yürektir! Yürek sesi ne, bilmeyenler ya da bilip de duymayanlar acıtsa da içini unutma; yasadığın sürece o yürek var olacak seninle birlikte! Sen, yeter ki koru yüreğini ve yüreğinde taşıdığın sevda duygusunu. Elbet bitecek güneşe hasret günler! Ve o zaman kutuplarda yetişen cılız ve minik bitkiler değil, güneşin çiçekleri dolduracak yüreğini…
Nazım HİKMET
Bu sabah yağmur var Antalya’daaaaa, hatta sadece sabah değil, devam ediyor halaaaa 🙂 Bilenler bilir, Antalya’nın bir sıcağı, bir de başlayınca durmak bilmeyen aralıksız yağmurları çok meşhurdur… Bugün yine öyle bir gün, daha doğrusu bu hafta hep kapalıydı zaten hava. En ilginci de, saati saatine uymaz şehrimin havasının, güvensizdir, oynaktır. Mesela bu sabah uyanıp ne giysek telaşıyla pencereden baktığımızda, düne göre rüzgarın hafiflediğini, bulutların yükseldiğini, hafiften de güneşin ışıklarını görünce, incelerden giyinip çıktık. Şimdi o havadan eser yok! Sanki başka bir şehre, başka bir iklime taşındık aynı gün içinde…
Yağmur herkese ne farklı şeyler hissettirir; birbirine yakın olan, teğet geçenler de yok değildir hani. Moralin bozuksa mesela, ağlamaktan utananlardansan, çok iyi sırdaştır, gizler gözyaşlarını… Aşıksan, yanyanaysan sevgilinle üstelik, iliklerine kadar ıslanmak umurunda bile olmaz, daha bir ıslanasın gelir, daha ve bir daha… Birini çooook kırdıysan, reddedilemeyeceğin en romantik sahnedir, affedilmek için sırılsıklam kapısına dayanırsan… Bir de buharlaşan camlara, kapılara en sevdiklerinin resmini çizme, içinden oklar çıkarttığın kalbin iki ucundan birine kendinin, diğerine onun ismini yazma günüdür… Ya da yüzünde oluşmasını engelleyemediğin tebessümle, çamurlu sularda zıplayışını hatırlayıp, çoktan uzaklarda kalan çocukluğunu anma, özleme, o günlere dönme isteğidir yağmur… Yorgun argın dışardan evine girdiğinde, sırılsıklam kıyafetlerini çıkarıp, pijamalarını, en sıcak tutan çoraplarını giyip, bir fincan sıcak çay ya da kahvenin keyfi de yine yağmurlu günlere hastır… Ahh hala evinde olan varsa, ne şanslıdır; benim her yağmurda ıslandığımda aklıma gelen ilk şeydir; çıtır çıtır yanan odun sobasının üstünde, kapağı açık olduğundan tüm evi saran, üstümden sular damlayarak kapıyı açtığım an yüzüme çarpan tarhana çorbasının kokusu… Ve en sevdiklerimdendir; battaniyenin altında dizlerimi kıvırmış, o sobanın sıcaklığı yüzümde, penceremin hemen dışındaki yağmurun sesi kulaklarımdayken, elimdeki kitabın satırları arasında kaybolmak, düşler ülkesinde bir masal kahramanı olmak…
Hüzün, mutluluk, bereket, huzur, gözyaşı, yalnızlık, özlem… Ne çok şey barındırır ve ne çok şey anımsatır, o halde yine, yeniden, her daim, bıkıp usanmadan ıslanmalıdır, hem de öyle böyle değil, iliklerine kadar 😉
*Eh bir de şarkılar, şiirler, filmler var tabii içinde yağmuru barındıran, unutmadım yani. Onların en iyilerinden, artık klasikleşmiş şahane müzikalin akıllara kazınan şarkısı; Singing in the Rain…
Ses Klibi: Bu ses klibini oynatabilmek için Adobe Flash Player (Version 9 veya üzeri) gereklidir. Güncel versionu indirmek için buraya tıkla Ayrıca tarayıcında JavaScript açık olmalıdır.
Bugün sizden birşey isteyeceğim; sakın kimseye ”Seni seviyorum” demeyin!
Lütfen!…
Kullanmayın artık bu sözü!
Başka birşey deyin birbirinize onun yerine!
Duygularınıza daha denk düşen birşey…
Benim aklıma gelmiyor ama siz bulursunuz. Ne de olsa sizin duygularınız…
Hayır, içini dolduracaksanız ”Seni seviyorum” un, bir diyeceğim yok! Ama umudum da yok!
”Seni seviyorum” öyle ”Kendine iyi bak!” gibi bir söz değildir, laf olsun diye söylenen…
Birine ”Seni seviyorum” dediğinizde hakkını vereceksiniz; bir kere onu gerçekten seviyor olmanız lazım. Yani öyle dokununca geçiverecek arzularla falan karıştırmayacaksınız…
Birine ”Seni seviyorum” dediğinizde, o biri en az tuttuğunuz takım kadar önemli olacak hayatınızda…
Birine ”Seni seviyorum” dediğinizde, bir saat eksik uyumayı göze alabileceksiniz onu daha çok görmek uğruna…
Birine ”Seni seviyorum” dediğinizde, elini tutmak da önemli olacak başka şeyler kadar…
Birine ”Seni seviyorum” dediğinizde, ”Sevgilimsin” de demiş olduğunuzu bileceksiniz…
Birine ”Seni seviyorum” dediğinizde, onu özleyecek, düşünecek, merak edeceksiniz…
Birine ”Seni seviyorum” dediğinizde, onun gözü telefonda (evet, cep telefonu çıktığından beri kulak değil, gözler telefonda) aramanızı beklediğini unutmayacaksınız…
Birine ”Seni seviyorum” dediğinizde, ona sürprizler yapmayı, ufak hediyeler almayı ihmal etmeyeceksiniz…
Birine ”Seni seviyorum” dediğinizde, ona şiirler okuyacak hatta kabiliyetiniz varsa, yazacaksınız da…
Birine ”Seni seviyorum” dediğinizde, şarkıdaki gibi, ellerinizde çiçeklerle kapısında bekleyeceksiniz…
Birine ”Seni seviyorum” dediğinizde, belki ömrünüzün sonuna kadar değil ama hiç olmazsa yarın, öbür gün de seveceğinizden emin olacaksınız…
Birine ”Seni seviyorum” dediğinizde, aynı zamanda ”Free takılalım” da diyemeyeceğinizi bileceksiniz…
Birine ”Seni seviyorum” dediğinizde, o aşktan söz ederken siz, ”Ben almayayım, alana da mani olmayayım” demeyeceksiniz…
Nasıl?
Çok mu zor?
Fazla mı zahmetli?
İnsanın birini sevip sevmediği tam da böyle belli olmuyor mu?
Sevmeyince ‘iş’ gibi geliyor bütün bu sayılanlar…
O zaman, ”Seni seviyorum” demeyeceksiniz!
Bu kadar basit!
Birgün farkında olmadan bütün bunları yapıyor olduğunuzu görünceye kadar…
Şimdi, ”Ne var bunda? Keşke herkes birbirine bolca ‘Seni seviyorum’ dese” diye düşünenlere:
İyi, o zaman birbirini gerçekten sevenler yeni bir söz bulsunlar söyleyecek, ”Seni seviyorum” orta malı olsun!
Zaten oldu olacağı kadar!…
-Alıntı-
Tüm hüzzamlar gibi derin hüzünlere salan, aklını, yüreğini alıp uzak iklimlere, uzak mevsimlere götüren, kısacık haliyle devleşmiş şarkılardan…
Dinledikçe hüzünlendim, hüzünlendikçe dinledim…
Ses Klibi: Bu ses klibini oynatabilmek için Adobe Flash Player (Version 9 veya üzeri) gereklidir. Güncel versionu indirmek için buraya tıkla Ayrıca tarayıcında JavaScript açık olmalıdır.
Ömrüm, seni sevmekle nihayet bulacaktır.
Yalnız senin aşkın ile ruhum solacaktır.
Son darbe-i kalbim yine ismin olacaktır.
Yalnız senin aşkın ile ruhum solacaktır…
Arama
Özlem Pehlivan
12 Ocak doğumlu, sevimli bir oğlak burcu kadını...
Okumayı çok seviyor. Günde 50-100 sayfa okumadan rahat edemiyor. Başucunda en az 3-4 kitap var. Okumayı sevdiği kadar yazmayı da seviyor, değer verdiği ve yüzünü güldürebilen herkese sürekli yazıyor...
Facebook Sayfası
Kategoriler
- Blog 89
- Butik Pastalar 36
- Tarifler 135
- Atıştırma 68
- Balık 5
- Börek 12
- Çorba 2
- Et & Tavuk 20
- Hamur İşi 25
- İçecek 1
- Kahvaltı 27
- Kek & Kurabiye 17
- Kısa Kısa & Püf 1
- Makarna & Pilav 9
- Reçel & Turşu & Zeytin & Sos 10
- Salata & Meze 20
- Sebze 19
- Tatlı 25
- Yöresel & Dönemsel 12
- Zeytinyağlı 10