Genelde 3 çeşit yapıyorum ben her yıl turşularımı; ezme, domatesli ve standart katıksız olan şeklinde. İlk olarak ezmenin tarifini paylaşmıştım, bugün minicik farklarla ezilmeden turşu gibi yapılanı var sırada. Hemen ardından normal, standart olanının tarifi gelecek, turşuya doyuracağım sizi, bekleyin anacım. 😉
‘Her lezzetli şey zararlıdır’ tezinin başını çekenlerden olsa da zararlıların en masumlarından biri sayılabilir pizza.(bence 🙂 ) Dışarda yediğinizde durum böyle diye düşünürsek, evde yapılan nasıl olur; tüm zararlarından arınmış, el yapımı, ev yapımı, nefis bir şey olur. (bence 🙂 )
Benim tezim bu yönde efenim, övgüye de eleştiriye de açık üstelik, buyurun. 😉 😀
* Zamanınız varsa hamurunu da kendiniz hazırlayabilirsiniz elbet, benimkisi şipşak, hızlı, tembel işi. 😀 😀
Dün akşam yemeğimiz vardı ama canımız nedense istemedi, ne yesek diye bakınırken epey bayat ekmeğimizin olduğunu gördük, tost yapalım dedik. Bizim evde tost baba işidir, anne elini sürmez. 😀 Çok yorgunsa, yoğunsa, canı istemiyorsa babanın ancak o zaman anne el atar. Akşam epey yorgundu evimizin reisi, iş başa düştü, girdim mutfağa.
Onlar babalı kızlı film izler, tost beklerken, epeydir yapmadığım ekmek pizzası geldi aklıma, minnak sürpriz olsun bizimkilere istedim. Evde ne varsa koydum üstüne, pişirdim, yanında içeceklerle salona girdiğimde babamız şekerleme modundaydı. En güzel yöntemle uyandırdık; dayadık burnuna pizzaları, anında açıldı gözleri. 😀
Pilavların hası bulgur pilavıysa şayet, onun da en hası meyhane pilavıdır bana göre. Asıl adının, içindeki malzemelerin meyanlaşarak pişirilmesinden kaynaklı; ‘meyane pilavı’ olduğu, halk arasında söylene söylene ‘meyhane pilavı’na dönüştüğü gibi bir iddianın karşısında, daha çok meyhanelerde yapıldığından adının doğrusunun aslında bu olduğu gibi bir diğer iddia daha var. Aslı nedir, nasıl bulunmuş, kim bulmuş o kısmı karışık anlayacağınız.
Gaziantep civarından çıkmış olduğu en kuvvetli rivayet. Orada, standart malzemelerin içine kuşbaşı et ya da kıyma koyularak pişiriliyor.
Karadeniz bölgesinde yarma denilen iri kırım bulgurla elde edilenine kızıl pilav dendiğini ama aynı pilavın bulgur yerine şehriyeyle daha sık yapıldığını duymuşluğum var.
Etle olduğu gibi nohutla ya da patlıcanla da yapılmışlığı var. Aynı yöredeki evlerde bile onlarca farklı şekilde yapılabilirken, farklı yörelerde farklılıklar göstermesi son derece doğal. Eldeki malzemeye, damak tadına uygun pişirileni en makbulü kısacası.
Bir de adının çıktığı söylencesini doğrularcasına, güzel ülkemin genelinde, mütevazi meyhanelerde mezeler ve içkiler bittikten sonra, mideleri rahatlatmak için taze taze pişirilip sofraya getirilir.
Evlerde erkek erkeğe kurulan meclislerde, kır yemeklerinde yemeğin sonlarında, ev sahibi ya da becerikli bir ‘erkek konuk’ tarafından evde bulunan malzemelerle genellikle etsiz, patlıcansız olarak hazırlanır. Nitekim; meyhane pilavını erkeklerin kadınlardan daha iyi pişirdiği söylenir.
Sonuç olarak; iri taneli bulgur, kuru soğan, domates, salça ve yeşil biberin enfes karışımıdır; şaheserdir.
Ve çocukluğumun tüm babalarının keyifle yaptığını gördüğümden, ‘baba’ demektir bir de bana göre…
Yaşadığı sürece yapımını kimselere bırakmadığını, çok da güzel yaptığını hep duyduğum kendi babamın elinden yeme şansına erişemediğimden olsa gerek; küçükken her seferinde gözlerimi yaka yaka yediğim, en sevdiğimdir… “Babam olsa da yapsa” dediğimdir…
Malzemeler:
2 su bardağı bulgur (mümkünse iri taneli)
2 orta boy kuru soğan
2-3 diş sarımsak (isteğe bağlı)
2 yemek kaşığı tereyağ
1/2 yemek kaşığı sıvıyağ
1 yemek kaşığı salça
2 yeşil biber
2 orta boy domates
1 tatlı kaşığı tuz
1 yemek kaşığı kuru nane
4 su bardağı su
Hazırlanışı:
Biberleri ince, soğanları ve kullanacaksanız sarımsakları minik, domatesleri iri küpler halinde doğrayın. Yayvan bir tencereye koyduğunuz yağlara ilk olarak soğanları ekleyin, 1-2 tur çevirdikten sonra biberleri ilave edip birlikte kavurun. Renkleri değişene dek (2-3 dakika) kavurduğunuz soğan ve bibere salçayı ekleyin. Sürekli karıştırarak salçanın ezilmesini, malzemelerle birleşmesini ve kokusunun çıkmasını sağlayın, (sarımsakları fazla kavrulup tadının bozulmaması için bu aşamada ekliyorum ben) bir kez daha karıştırıp domatesleri ilave edin. Tencerenin kapağını kapatın, kısık ateşte domatesler hafiften ezilip, malzemeler meyanlaşana dek (yaklaşık 3-4 dakika) pişirin.
Bulguru ekleyin, tüm malzemelerle kaynaşana dek, hızlıca karıştırın. Baharatları ve sıcak suyu ekleyip, kapağı kapalı olarak, kısık ateşte suyunu çekene dek (yaklaşık 15-20 dakika) pişirin. Kapağın altına kağıt havlu kapatarak 10-15 dakika dinlendirin. Son olarak servis öncesi alt-üst olacak şekilde karıştırarak pilavınızı ‘tazeleyin’, afiyetler olsun efenim 🙂
* Meyhane pilavının en büyük özelliği acı olması malum; salça yarı yarıya, domates-biber olarak kullanılırsa şahane olur. Biber salçası yoksa pulbiberle istenen acılığı sağlamak mümkün. Acıseverlik yüksek dozlardaysa, her ikisi de kullanılabilir.
** Yanında, bol kuru naneli cacık şiddetle önerimdir.
*** Antalya’da, yanık kokulu köy yoğurduyla tüketilmesi adettendir, rastlanılırsa kaçırılmaması tavsiye edilir. 😉
“Yeme de yanında yat” tabirinin kaba dille ‘cuk oturduğu’ lezzettir kendileri. Söze aldanıp, yemeden yanında yatmak görülmediği gibi akıl karı da değildir ama sonrasında yanında yatacağınız kişiyi illa ki hesaba katmanız gerekir. Malum pastırma; gelin etmişler kırk gün kokusu çıkmamış 😀 (Sarımsak mıydı yoksa o :D)
* Fotoğraftakiler; Nisacığımın bu yılın iftar davetimde hazırlayıp getirdikleri, yine yeniden ellerine sağlık canım benim 😉
Malzemeler:
6 yufka
300 gr.pastırma
400 gr.rendelenmiş kaşar
2 iri domates
2 çarliston biber
sıvı yağ
Hazırlanışı:
Çemenlerini ayıkladığınız pastırmaları ve biberleri olabildiğince ince, kabuğu soyulmuş domatesleri küp küp dilimleyin. Rendelenmiş kaşar peynirini ekleyip, ezmeden karıştırın.
Yufkaları üçgen olacak şekilde dörde bölün. Uzun kenarına iç malzemeden koyun, kenarlarını içe doğru kıvırıp, sigara böreği şeklinde -daha gevşek ve daha kalın olmalı- sarın. Açılmaması için uçlarını suyla ıslatarak yapıştırın. Tüm üçgenleri bu yöntemle hazırlayın.
İyice ısıtılmış sıvıyağda, arkalı önlü kızartın. Tavadan aldığınız börekleri bir süre kağıt havluda bekletmek ve sıcak tüketmek önerimdir, yabana atmayın 😉
* “Pastırma, kaşar ve yağ buluşması çok ağır gelir” diyene; üstlerine yumurta sarısı sürerek veya önce yumurtaya sonra galeta ununa bulayarak, fırında da son derece lezzetli börekler yapmak mümkün.
** Yağda yaparken de önce yumurtaya sonra galeta ununa bulayarak kızartılabilir ama içeriği zaten ağır olan bu böreğe eklenen yumurta, daha da ağırlaştırdığından ben tercih etmiyorum.
*** “Pastırma yerine sucuk, salam v.s. koyabilir miyim?” diye aklınızdan bile geçirmeyin, paçanga olmaz o 🙂
İlk kim akıl etmiş, nasıl yapmış, içeriği şimdilerdeki kadar zengin miymiş hiç bir fikrim yok tostun tarihçesiyle ilgili. Tek bildiğim; zaman, mekan farketmez hiç affetmem, yer geçerim. 😀
Koşullar farketmez dedim ama, içeriği konusunda seçici ve ısrarcıyımdır. Eeeen en sevdiğim içerik de budur kendimi bildim bileli, bilenlere lafımız yok, bilmeyenlere yardımım şöyle ;
Malzemeler:
ekmek veya Ramazan pidesi veya bazlama (mümkünse bayat)
sucuk
kaşar peynir
domates
yeşil biber
domates salçası
tereyağ
Hazırlanışı:
Hemen herkesin bildiğini henüz bilmeyenlerdensen sorun yok, yapman gereken son derece basit; ekmeği kopartmadan içini aç, her iki tarafına da salça sür, her biri dilimlenmiş sucuk, kaşar, domates, biber diz, kapat, dış kısmına tereyağ sür veee tostep 😀
afiyet olsuuuun 😉
* Şu sıralar hemen her gün revaçta yine bizim evde, malum Ramazan ve sahurda en iyi giden şey tost; hele ki yanında bir de hoşaf varsa of of of 😀
Efendiiim, Ramazan ayı malum; sürekli yeme içme derdindeyiz hepimiz, davetlere gidiyoruz, davetler veriyoruz diğer aylardan daha sık. Şayet oruçluysanız, kendinizi doyuramayacak gibi oluyorsunuz da hani, herşeyi fazladan fazladan alıyorsunuz ya; işte bu durumdan en çok zarar gören, en çok heba olanlardan birini, caanım pideleri değerlendirme vaktidir şimdi, eee devir tasarruf devri. 😉
Malzemeler:
1 Ramazan pidesi
2 iri domates
2 yeşil biber
100 gr.pastırma
150 gr.kaşar peyniri
tereyağ
Hazırlanışı:
Benim gibi bayatlamış pideyi değerlendirecekseniz; pideyi musluğun altında iyice ıslattıktan sonra pişirme kabınıza alın. Domatesleri -kabuğunu soymadan- yarım ay şeklinde doğrayın, pidenin üzerine her yerini kaplayacak şekilde yerleştirin.
Yeşil biberleri verev kesin, domateslerin üzerine yayın. Çemenleri ayıklanmış pastırmaları dilimler halinde biberlerin üzerine dizin. Küp kestiğiniz kaşar peynirini en üste ekledikten sonra, önceden ısıtılmış 180 derece fırında peynir eriyene dek pişirin.
Fırından çıkar çıkmaz doğranmış tereyağ parçalarını serpiştirin ve kesinlikle sıcak servis yapın.
* Benim pidem yuvarlaktı, uzunumsu pidelerde görüntüsü katmerleniyor aklınızda olsun 😉
Arama
Özlem Pehlivan
12 Ocak doğumlu, sevimli bir oğlak burcu kadını...
Okumayı çok seviyor. Günde 50-100 sayfa okumadan rahat edemiyor. Başucunda en az 3-4 kitap var. Okumayı sevdiği kadar yazmayı da seviyor, değer verdiği ve yüzünü güldürebilen herkese sürekli yazıyor...
Facebook Sayfası
Kategoriler
- Blog 89
- Butik Pastalar 36
- Tarifler 135
- Atıştırma 68
- Balık 5
- Börek 12
- Çorba 2
- Et & Tavuk 20
- Hamur İşi 25
- İçecek 1
- Kahvaltı 27
- Kek & Kurabiye 17
- Kısa Kısa & Püf 1
- Makarna & Pilav 9
- Reçel & Turşu & Zeytin & Sos 10
- Salata & Meze 20
- Sebze 19
- Tatlı 25
- Yöresel & Dönemsel 12
- Zeytinyağlı 10