"nar" etiketiyle yazılan yazılar.

yazan Özlem Pehlivan

Şayet bugüne dek evde yapılmışına denk gelmemişseniz, nar ekşisi tatmış saymayın kendinizi. Öyle farklı, öyle iddialı, öyle havalı yani.

“Hala köyde yaşayıp kendisi yapan ya da köyden hazır yapılmışı gelenler ne şanslılar” diye iç geçirmek, marketlerde ne olduğu belirsiz malzemelerle yoğunlaştırılmış ve raf ömrü uzatılmış “nar ekşisi sosu” yazılı, doğalıyla hiç alakası olmayan nar ekşisi kılıklılara el mecbur dönem çoktaaan bitti.

O “çok zahmetli” sözcüğünü de kabul etmiyorum, kullanılan nar miktarıyla, elde edilen ekşi kıyaslaması yapılırsa, çok olsa “pahada ağır” denebilir ama kesinlikle buna değer.

Üstelik şimdi tam zamanında; en bol, en olgun, en kırmızı, en lezzetli halinde, mevsimindeyiz narın. Şubat sonuna dek tükettiniz tükettiniz, sonrasında geçmişler ola, arayın ki bulasınız.

Meyvesini bol bol yediniz, suyunu sıkıp sıkıp içtiniz, ekşisini de yapıp kışa hazırlık baabında stoklamak şart oldu.

Şimdi, son derece pratik bir yöntemle en doğalından, mis gibi bir nar ekşiniz olacak.

Keyifle, sağlıkla, bereketle 😉

 

narrr2

Malzemeler:

sadece nar 😀

 

Hazırlanışı:

Öncelikle; 5-6 kg.nardan yaklaşık 350-400 ml. civarında nar ekşisi elde edebileceğinizi aklınızda tutun. Sonrasında buna göre, miktarını kendinizin belirlediği narları teker teker sıkın. Ben bu işi, şu kollu narenciye sıkacaklarıyla hallediyorum, tanelerini ayıklayıp robotta sıkan da var, katı meyve sıkacağından geçiren de, dolayısıyla adedi gibi sıkma yöntemi de tamamen size kalmış.

Elde ettiğiniz nar suyunu, geniş ve kalın tabanlı bir çelik tencereye süzerek alın ve kaynatmaya başlayın. Önce orta ateşte, fokurdadıktan sonra kısık ateşte, arada tahta bir kaşıkla üzerinde oluşan köpükleri alarak yoğunlaşana, kıvamını bulana dek kaynatın ki; bu da yaklaşık 3-4 saate denk geliyor.

Hepsi bu kadar 😉

* Narlar, evimizin minik bahçesindeki minik ağacımızdan 🙂

25 Eylül 2013
3.288 görüntüleme

yazan Özlem Pehlivan

Çok kalorili biliyorum ama çooook lezzetli yahu! Güzel olan tüm yiyeceklerde var zaten bu ters orantı. Koskocaman yılda sadece küçücük, ufacık, minicik bir zamandan ibaret olan aşure ayını, hiiiç öyle kalori hesabıyla falan geçiremem anacım, “bu ay, bana her gün bayram” şeklinde pek mutlu, pek mesudum 🙂

Her yıl sözünü verip de bir türlü yazamadığım, şahsıma münhasır tarifimi hemen verip, fotoğraf olarak yukarıda, canlı canlı karşımda salınıp duran şu minicik(!) porsiyonu lüpletmek üzere kaçıyorum 😀

Gönül rahatlığıyla yapınız, yediriniz, övgüleri dinlerken de arkanıza yaslanıp gerim gerim gerininiz, afiyet olsuuun 😉

 

Malzemeler:

1 kg.aşurelik buğday (Duru marka şiddetle önerimdir)

2 su bardağı kuru fasulye

2 su bardağı nohut

11 su bardağı toz şeker

2 su bardağı süt

2 su bardağı çekirdeksiz kuru üzüm

3 çorba kaşığı kuş üzümü

300 gr.kuru incir (leblebi büyüklüğünde doğranmış)

300 gr.kuru kayısı (leblebi büyüklüğünde doğranmış)

250 gr.fındık (ortadan ikiye ayrılmış)

250 gr.tuzsuz fıstık (kabukları ayıklanmış, ortadan ikiye ayrılmış)

250 gr.soyulmuş, ortadan ikiye ayrılmış badem (kaynamış suda bekletirseniz soymak, çocuk oyuncağıdır 😉 )

250 gr.soyulmuş, 3-4 parçaya ayrılmış ceviz (kaynamış suda bekletme burada da geçerli 🙂 )

50-60 gr.dolmalık fıstık

8-10 karanfil

2 portakalın kabuğu(minik minik doğranmış ya da rendelenmiş)

1 iri nar

3-4 çorba kaşığı susam

2-3 çorba kaşığı çörekotu

su

 

Hazırlanışı:

Aşure pişirmeyi planladığınız günün öncesindeki akşam, buğday, fasulye, nohut ve üzümleri ayrı ayrı kaplarda ıslatın.

Sabah ilk iş, akşamdan ıslatıldığı için kocaman kocaman şişen nohutu ve fasulyeyi ayrı ayrı kaplarda yumuşayana dek haşlamak. Dilerseniz bu işlemi bir gün önceden de yapıp, aşure sabahı hengamesini biraz olsun rahatlatabilirsiniz.

Benim sırf aşure ve reçel yapımı için aldığım devasa bir tencerem var, malzeme çok olduğundan mümkün olan en büyük tencereyi kullanmakta yarar var. İşte o evdeki en büyük tencerenize buğdayı yıkayıp, karanfilleri de ekleyerek (varsa ince bir tülbent ya da benzeri bir şeyin içinde, değilse sayısını aklınızda tutarak direkt içine) üstünü bir karış geçecek kadar su ilavesiyle pişirme işlemine başlayın.

Tencerenin kapağı kapalı olsun, arada bir buğdayın üstünde biriken köpükleri delikli kepçeyle temizleyerek, buğdaylar ezilene dek pişirin. Buğdayın pişmesini beklerken tüm doğranacakları, ayıklanacakları halledin ki; son anda sıkışıklık olmasın.

Yeterli kıvama gelen buğdaya nohut ve fasulyeyi ekleyin, arada karıştırarak 3-4 taşım kaynatın.

Islatma suyunu süzdüğünüz üzümleri, incir, kayısı, portakal kabuğu ve 2 su bardağı kadar sütü (renginin kararmamasına yardımcı ve ekstra lezzet unsuru) ekleyip, 2-3 taşım daha kaynatın.

Şeker, badem, dolmalık fıstık, ceviz, susam ve çörekotunu da eklediğinizde son pişirme süresine girmiş olacaksınız.

Kayısı ve incirlerin şişmiş, dolayısıyla pişmiş olmaları, aşurenin de pişme sürecini tamamladığına işarettir. Tüm bu süreç boyunca, ilk eklenen su epey çekilmiş olacağından, kepçe kolay çevrilebilecek kıvamda olması şartıyla, (çorba kıvamına yakın) sıcak su, tadı az bulunursa şeker eklenebilir.

Benim gibi “tam kıvamında olsun, ben aşureyi aşure gibi severim” derseniz; altını kapatmadan önce tadına bakmanızı, boğazınızı hafifçe yalayarak, yakarak geçecek kıvamda değilse, o kıvama dek şeker ekleyip karıştırarak, bir taşım daha kaynatmanızı öneririm. Malum; aşure soğudukça suyu da şekeri de çekilir.

Altını kapattıktan sonra içindeki karanfilleri çıkarın, fındık, fıstığını da ekleyip karıştırın.

Servis tabaklarına koyup, ilk sıcaklığı çıktıktan sonra, üzerini nar ve tarçınla süsleyin. (Çok sıcakken yapılan her türlü süsleme, dibe çöker malum.;))

* Bu ölçüler, kaselerle 10-15 komşuya dağıtıldıktan sonra, 3 büyük yuvarlak salata kasesi dolusu size kalacak aşureye denk geliyor, ona göre eksiltip arttırabilirsiniz.

*** Kayısı, incir, fındık, fıstık, badem, ceviz ölçülerini yaklaşık verdim, ben yazdıklarımdan daha fazlasını kullanıyorum, tercihe bağlı arttırılıp, eksiltilebilir.

*** Çoğunlukla yapıldığı gibi; badem, ceviz, fındık, fıstık ve dolmalık fıstığı içine atmayıp, hepsini narla birlikte üst süslemede kullanabilirsiniz. Benim hepsini içine atmamdaki sebep; herkesin en çok sevdiği çerez kısmının ilk porsiyonlarda bolca kullanılıp, sonlara doğru az çerezli ya da çerezsiz yenmesindense tadı sabitleyerek, sonuna kadar aynı hazla tüketilmesini sağlamak 😉

Başta dediğim gibi; bu, benim şahsıma münhasır, lezzet ve beğeni garantili tarifim, ekleme-çıkarma yapmak tamamen damak tadınıza kalmış 😉

Aşure beni bekler, Özlem kaçar 🙂 🙂

 

11 Aralık 2011
3.896 görüntüleme
Sarı Çerçeve - Hediyelik Çerçeveli Posterler

Arama

Özlem Pehlivan

12 Ocak doğumlu, sevimli bir oğlak burcu kadını...

Okumayı çok seviyor. Günde 50-100 sayfa okumadan rahat edemiyor. Başucunda en az 3-4 kitap var. Okumayı sevdiği kadar yazmayı da seviyor, değer verdiği ve yüzünü güldürebilen herkese sürekli yazıyor...

Facebook Sayfası

Arşiv

tr_TRTurkish