Efendiiim en klasik tatlılardan olup uzun uzun detaylandırmaya gerek yoktur bana kalırsa kabak tatlısını. Küçük yaşlardayken “ııııyyyyy!” şeklinde burun kıvırmaları, yaşlar kemale erdikçe “ooooooyyyyyy!” şeklinde yutkunmalara dönüştürdüğünden, boşa geçen, ziyan olan yıllara duyulan vicdan azabıyla dolu iç çekişlere gark eder bünyeyi.
“Kabağın da tatlısı mı olurmuş yaa, -hatta bir adım ileri götürüp- bir de üstüne tahin dökmüşler!” dediysen şayet; memleketim adına seni esefle kınıyorum, o halde “bizımla diyılsın!” 😛
Malzemeler:
2 kg.balkabağı
1 kg.toz şeker
4-5 adet karanfil
tahin
ceviz
Hazırlanışı:
Temizlenmiş kabak almamışsanız, biraz zorlu bir işlem olan soyma kısmını halledip, çok iri ya da çok ince olmayacak şekilde dilimleyin. Yıkadıktan sonra yayvan bir tencereye ilk sırayı dizin, üstüne şekerin bir kısmını serpin, kalanları da aynı yöntemle yerleştirin. (Kabak-şeker-kabak-şeker şeklinde)
Zamanınız varsa ağzı kapalı olarak 1 gece bekletin, sabaha dek kendi suyunu bırakacaktır. Zamanınız yoksa 1/2 çay bardağı su ekleyerek hemen ocağa alabilirsiniz. Karanfilleri de ekleyin, yeterli kıvama gelene dek pişirin ki; bu da yaklaşık 30 veya 45 dakika demek. Bu aşamada sık sık çatalla kontrol edin, çatal rahatlıkla geçecek kadar yumuşadığında, erimesine izin vermeden ocaktan alın.
Bu aşamadan sonra servis tabağına alıp, tahin ve iri kırılmış ceviz eşliğinde servis yapabilirsiniz. Ancak ben mutlaka her seferinde fırınlıyorum ki; lezzet katmerleniyor, inanılmaz bir hale dönüşüyor.
Şöyle ki; yumuşayan kabakları şerbetiyle birlikte fırına dayanıklı bir kaba aktarın. Her dilimin üzerine, çay kaşığının ucuyla olabildiğince minik tereyağ parçaları koyun ve önceden ısıtılmış fırında, üzeri renk değiştirecek ve şerbeti kıvama gelecek kadar kızartın.
Sonrası malum; yine tahin ve iri ceviz parçaları eşliğinde nam nam nammmm 😉
* Ilık ya da soğuk servis yapmak, şeker oranını arttırıp eksiltmek mümkün.
Güzel ülkemin bir çok şehrinde yöresel farklılıklarla pişirilen geleneksel düğün, bayram, cenaze yemeği keşkek. Yapımı ve malzemeleri her ne kadar farklılıklar gösterse de, temel malzemesi buğday ve et.
Canım memleketim Antalya’da düğünlerin, özel günlerin olmazsa olmazıdır ve illa ki merasim şeklinde yapılır. Şöyle ki; bir gün önce ıslatılan buğday, düğün günü sabahtan odun ateşinde ve büyük kazanlar içinde kaynatılmaya başlanır. Kaynatılan buğday ve -kullanılacaksa şayet- etler o büyük kazanların içinde, büyük tokmaklar yardımıyla iyice eriyene dek dövülür. Son derece yorucu olan bu işin kurbanları köyün delikanlılarıdır, yoruldukça tokmağı bir diğerine devreder. Keşkek, macun kıvamına gelene dek imece usulü dövüle dövüle yapılır ki; hem buğdayın hem de delikanlıların canları çıkartılır 😀 Ne kadar uzun süre ve kuvvetle dövülürse, o kadar iyi olduğu söylenir. “Sakız gibi keşkek” kıvamına ulaşmış olanı en makbulüdür; etin buğdayla tamamen birleştiği, asla bulamaç gibi olmasına izin verilmeyen ama kaşıkla tabaktan çekince uzayan bir keşkek, bu tarifin tam karşılığıdır.
Yapım şekli nasıl yöreye göre değişiyorsa, üstüne hazırlanan sos da yine yapıldığı yere göre tereyağ, kırmızı biber, salça, soğan gibi malzemelerden oluşabilir. Genellikle kırmızı etle yapılsa da beyaz etle yapılanı da mevcut.
Benimkisi Antalya usulü; yanında et yemeğiyle servis edeceksem etsiz, değilse içinde kuzu eti kullanarak yapıyorum. Verdiğim tarife yapılabilecek ekleme-çıkarmalar ve kullanılacak malzeme ölçüsü tamamen damak tadınızla alakalı 😉
Malzemeler:
aşurelik buğday
su
tuz
tereyağ
Hazırlanışı:
Buğdayı mümkünse bir gece önceden, değilse en az 3-4 saat sıcak suyla ıslatın. Bekletme süresi sonunda geniş bir tencerede, üzerini 4-5 parmak geçecek kadar suyla pişirmeye başlayın. Kaynadıktan sonra kısık ateşte suyunu tamamen çekip ezilene dek pişirin. Tahta kaşıkla vurarak, keşkek macun kıvamına ulaşana dek dövün. Tuzunu ekleyin, karıştırıp ocaktan alın.
Başka bir kapta erittiğiniz tereyağını üzerine gezdirin, servis yapın.
* Et kullanmak isterseniz; eti, buğdayla birlikte aynı anda, aynı tencerede haşlayabilir ya da her ikisini de ayrı ayrı haşladıktan sonra birleştirip dövme işlemine geçebilirsiniz.
** Pişirme aracı olarak düdüklü kullanabilir, dövme kısmında blenderdan yararlanabilirsiniz, daha az zaman harcar, daha az yorulursunuz ama lezzet illa ki farkeder, demedi demeyin.
*** En önemli lezzet sırrı; tereyağının bol kullanılması, elinizi korkak alıştırmayın 😉
Efenim, “nerelerdesin, tarifler niye gelmiyor?” diye merak edip soran olmasa da, gizliden takip eden o minik grubumdaki her bir üyeyi bilgilendirmek kendime yarar zihniyetiyle; “tatildeydim şekerim” diyor, ardından da adı standart, yapılışı her zamanki gibi yine şahsıma münhasır, olmazsa olmaz favorilerimden biriyle devam ediyorum kaldığım yerden.
Hoşbuldum 🙂
* “Bildiğin patates püresi işte!” dediğini duyar gibi oluyorum; o bildiğinden değil işte bu, bir kez yap, ye, yedir, sonrasında namın yürüsün, demedi deme 😉
Malzemeler:
5 orta boy patates
750 ml.süt
2 yemek kaşığı tereyağ
1 tatlı kaşığı tuz
Hazırlanışı:
Patatesleri soyup, iri parçalar halinde doğrayın. Üzerlerini hafif geçecek kadar süt ekleyin. Tuz ve tereyağ küplerini de ekleyip, pişirmeye başlayın. Dibinin tutmaması için arada karıştırarak, patatesler iyice yumuşayana, ezilecek kıvama gelene dek pişirin.
Bu aşamada minik not; tereyağı ve tuzu ben göz kararı koyuyorum, yaklaşık ölçü yazdım, arttırıp eksiltebilirsiniz. Ayrıca, eklediğiniz süt, patatesin cinsine göre pişmesine yetmeyebilir, bazı zamanlarda 1 litre eklediğim bile oluyor benim, kontrollü pişirmenizde yarar var.
Yeterli kıvama geldiğinde ocaktan alın, blender yardımıyla ezin. Serviste kullanacağınız kap, şekillendirme, süsleme tamamen tarzınıza kalmış 😉
Efendiiim, Ramazan ayı malum; sürekli yeme içme derdindeyiz hepimiz, davetlere gidiyoruz, davetler veriyoruz diğer aylardan daha sık. Şayet oruçluysanız, kendinizi doyuramayacak gibi oluyorsunuz da hani, herşeyi fazladan fazladan alıyorsunuz ya; işte bu durumdan en çok zarar gören, en çok heba olanlardan birini, caanım pideleri değerlendirme vaktidir şimdi, eee devir tasarruf devri. 😉
Malzemeler:
1 Ramazan pidesi
2 iri domates
2 yeşil biber
100 gr.pastırma
150 gr.kaşar peyniri
tereyağ
Hazırlanışı:
Benim gibi bayatlamış pideyi değerlendirecekseniz; pideyi musluğun altında iyice ıslattıktan sonra pişirme kabınıza alın. Domatesleri -kabuğunu soymadan- yarım ay şeklinde doğrayın, pidenin üzerine her yerini kaplayacak şekilde yerleştirin.
Yeşil biberleri verev kesin, domateslerin üzerine yayın. Çemenleri ayıklanmış pastırmaları dilimler halinde biberlerin üzerine dizin. Küp kestiğiniz kaşar peynirini en üste ekledikten sonra, önceden ısıtılmış 180 derece fırında peynir eriyene dek pişirin.
Fırından çıkar çıkmaz doğranmış tereyağ parçalarını serpiştirin ve kesinlikle sıcak servis yapın.
* Benim pidem yuvarlaktı, uzunumsu pidelerde görüntüsü katmerleniyor aklınızda olsun 😉
En keyifli mezelerden biridir fırında mantar, hemen her türlü etin yanında en iyi giden olduğu kadar, makarnayla da bayıla bayıla yenendir. Hoş bana göre tek başına bir ana yemek görevi görüyor genel olarak; öyle çok seviyorum ki, meze tadında 2-3 tane sunulanıyla yetinmem zor oluyor. E hal böyle olunca da, koca bir tabağa doldurulan mantarlarla göz, gönül doyana dek mide de doymuş oluyor. 😀
Malzemeler:
500 gr. mantar
2 yemek kaşığı tereyağ
1 su bardağı kaşar peynir rendesi
tuz
Hazırlanışı:
Bir fırça yardımıyla kabuklarından arındırılmış ve sapları çıkartılmış mantarları, yağlı kağıt serilmiş tepsiye dizin. Tereyağını içlerine paylaştırın, tuz serpin. (Bu kısımda yağ ve tuz severliğinizle orantılı olarak miktarları kendinizin belirlemesi işin en doğrusu.)
Önceden ısıtılmış 180 derece fırında yaklaşık 15 dakika fırınlayın. Bu zaman diliminde mantarlarınız hafif pişmiş ve tereyağ tamamen erimiş olacaktır. Tepsiyi dışarı alıp, rendelenmiş peyniri paylaştırın. Peynir kızarana dek tekrar fırınlayın ve sıcak servis yapın.
* Tereyağ yerine zeytinyağ kullanılabilir, çeşitli peynirler, baharatlar ya da sarımsakla tatlandırılabilir.
** Ayırdığınız sapları sakın ola ki atmayın; onlarla sote yapabilir ya da en lezzetli değerlendirme yöntemi olarak omlet yapabilirsiniz. 😉
Elde açma börek yapamayanların derdine deva, minicik hilesiyle çıtır çıtır bir börek bu. Hilesi; serpilen un, lezzeti gerçekten değiştiriyor, deneyin hak vereceksiniz 😉
Malzemeler:
5 yufka
100 gr.tereyağ
1 çay bardağı sıvıyağ
1 çay bardağı ılık su
un
peynir
maydanoz
1 yumurta sarısı
susam
Hazırlanışı:
Öncelikle peynir ve maydanozdan oluşan iç malzemeyi hazırlayın. Diğer tarafta eritilmiş tereyağına sıvıyağ ve su ekleyerek, sıvı karışımı da oluşturun.
Yufkayı serin, tüm yüzeyine sıvı karışımı sürün. Üzerini çok fazla kapatmamak koşuluyla, her yerine un serpin. Bu işlemi bir elek ya da süzgeç yardımıyla yapmanız işinizi kolaylaştıracaktır.
Ortadan katlayıp yarım ay şekline getirdiğiniz yufkaya yine yağ, un işlemini uygulayın. Geniş kısmına iç malzemenizi koyun, rolu halinde sarın.
İstediğiniz uzunlukta dilimlere ayırdığınız ruloyu, yağlı kağıt serilmiş tepsiye dizin. Son olarak klasikleşmiş yumurta sarısı, susam ikilisini ekleyip, önceden ısıtılmış 180 derece fırında kızarana dek pişirin.
Arama
Özlem Pehlivan
12 Ocak doğumlu, sevimli bir oğlak burcu kadını...
Okumayı çok seviyor. Günde 50-100 sayfa okumadan rahat edemiyor. Başucunda en az 3-4 kitap var. Okumayı sevdiği kadar yazmayı da seviyor, değer verdiği ve yüzünü güldürebilen herkese sürekli yazıyor...
Facebook Sayfası
Kategoriler
- Blog 89
- Butik Pastalar 36
- Tarifler 135
- Atıştırma 68
- Balık 5
- Börek 12
- Çorba 2
- Et & Tavuk 20
- Hamur İşi 25
- İçecek 1
- Kahvaltı 27
- Kek & Kurabiye 17
- Kısa Kısa & Püf 1
- Makarna & Pilav 9
- Reçel & Turşu & Zeytin & Sos 10
- Salata & Meze 20
- Sebze 19
- Tatlı 25
- Yöresel & Dönemsel 12
- Zeytinyağlı 10