Kahvaltıda ve ocakbaşında şişlenmiş, evde soteye yatmış, fırına süzülüp “ciğer basması” formuna bürünmüş, tavada patatesle yek vücut ya da hiçbirine bulaşmadan bir köşede arnavut hiç farketmez, ciğer dedin mi; her türlü gideri vardır bünyemde 😀
Malzemeler:
1 kg.dana ciğer
6-7 yemek kaşığı zeytinyağ
2 iri soğan
4 yeşil biber
4 orta boy domates
1 tatlı kaşığı tuz
1 tatlı kaşığı karabiber
1 tatlı kaşığı kekik
1 defne yaprağı
Hazırlanışı:
Ciğerleri henüz bütün haldeyken iyice yıkayın. Zarlarını ve sinirlerini temizleyip, iri küpler halinde doğrayın.
Soğan ve biberi olabildiğince ince, domatesi tavla zarı şeklinde keserek hazırlayın.
Pişirme kabınıza ilk olarak soğanları alın, zeytinyağ eşliğinde 3-4 dakika kadar sürekli karıştırarak kavurun. Biberleri ekleyip 2-3 dakika daha kavurup, ciğerleri ilave edin. 5-6 dakika da bu şekilde soteleyip, domates ve baharatları ekleyin.
Orta ısıda, arada karıştırarak ciğerler yumuşayana dek pişirin. Servis yapmadan önce defne yaprağını çıkarın ve illa ki sıcak tüketin.
*Ciğerin kendine has bir kokusu olduğu malum, defne yaprağı işte o kokuyu sevmeyenlere hafiflik sağlaması açısından tarifte var, aksi durumda çok da gerekli değil.
** Acı seviyorsanız pulbiber, yakıştırıyorsanız kimyon eklenebilir.
Son derece basit ve malzemeleri hemen her evde mevcut kumpir, neden ısrarla sadece ev dışında tüketilir bilmiyorum. Haa dışarıda yemek yiyorsanız en sağlıklı seçeneklerden biridir, kesinlikle tercih edilebilir, edilmelidir orası ayrı. Demem o ki; dışarıda yediklerimizin evde de yapılabilenleri, hiç değilse bir kez olsun denenmeli 😉
Malzemeler:
Patates
Tereyağ
Kaşar Peynir
Tuz
Hazırlanışı:
En irilerinden seçtiğiniz patatesleri (kişi başı birer tane yetiyor) bir fırça yardımıyla iyice yıkayıp kurulayın. Önceden ısıtılmış 200 derece fırında yaklaşık 1-1,5 saat kontrollü olarak pişirin.
Fırından alır almaz soğumasına izin vermeden, tabana fazla inmeden ve yanlardan kopup tamamen açılmamasına dikkat ederek orta kısmını kesik atarak açın.
Oda sıcaklığındaki tereyağı, rendelenmiş kaşar peyniri ve tuzu (ölçüler, tercihinizle orantılı) açtığınız kısıma koyun, çatal yardımıyla iyice karıştırın.
Bundan sonrası; sosis, salam, garnitürle hazırlanmış salatalar, mayonez, ketçap, turşu, ton balığı, zeytin, mısır gibi onlarca seçenekle tamamen damak tadı, göz zevki, iştah kapasitesi gibi unsurlara bağlı 😉
Yıllar var ki; “yapsan da yesek” olayında başı çekenlerden biridir pırasalı ekmeğim. “Ağzıma pırasa sürmem, evime sokmam” diye kocaman laflar edenlere kendini yedirmekle kalmamış, müptelası olmalarını sağlamıştır. 🙂
Tamam kabul ediyorum; çok da talep görmeyen, bayıla bayıla yenmeyen bir sebze pırasa. Ama inanın şu şekliyle yediğiniz zaman, bu talihsiz sebzeye aslında ne kadar da haksızlık etmiş olduğunuzu göreceksiniz. 😉
Malzemeler:
3-4 pırasa
2 patates
2 yumurta
1 su bardağı yoğurt
1 su bardağı sıvıyağ
1/2 demet maydanoz
4-5 yemek kaşığı beyaz peynir
1 paket kabartma tozu
2 su bardağı mısır unu
tuz, pulbiber
Hazırlanışı:
Birinci yumurtanın tamamına, diğer yumurtanın sadece beyazını ekleyerek tuzla birlikte çırpın. Yağ ve yoğurdu ekleyerek çırpmaya devam edin. Mümkün olduğu kadar ince doğranmış pırasa ve maydanozu, minik küpler halinde kesilmiş patatesleri, ezilmiş peynir, pulbiber, kabartma tozunu ekleyip karıştırın. Yedire yedire eklediğiniz mısır unuyla, kek kıvamında bir hamura dönüşmesini sağlayın.
Yağlı kağıt serilmiş tepsiye aktarıp, ayırdığınız bir yumurta sarısını üzerine sürün. Önceden ısıtılmış 190-200 derece fırında, üzeri kızarana dek pişirin.
Soğuduğunda bambaşka bir lezzete sahip ama ben sıcakken seviyorum, şiddetle öneririm, afiyet olsun 🙂
Sıcak, soğuk, ekmek arası, yanında yoğurt, hiç farketmez; her ortamda, her öğünde bayıla bayıla yerim ben bunları 🙂 Bu seferkiler tam da aradığım gibi üstelik; minik minik, şöyle iki parmakla tutulup pıt diye tek lokmada ağıza, nam nam nammm 😀
Malzemeler:
1 kg.dolmalık biber
4 iri kuru soğan
2 su bardağı pirinç
1 bağ maydanoz
1 yemek kaşığı kuru nane
2 yemek kaşığı dolmalık fıstık
2 yemek kaşığı kuş üzümü
1 tatlı kaşığı tuz
1 tatlı kaşığı karabiber
1 tatlı kaşığı kimyon
1 tatlı kaşığı tarçın veya yenibahar
3 küp şeker
1+1/2 çay bardağı zeytinyağı
2+1/2 su bardağı sıcak su
Hazırlanışı:
Olabildiğince ince doğradığınız soğanları 1 çay bardağı zeytinyağında karıştırarak (yaklaşık 1 dakika kadar) kavurun. Fıstıkları ekleyip, kavurmaya devam edin. Her ikisi de pembeleştiğinde yıkanmış pirinci ekleyip 1-2 dakika daha kavurun.
Diğer tüm iç malzemeyi koyup karıştırın. 1/2 su bardağı sıcak suyu da ilave edip, suyunu çekene dek kısık ateşte pişirin.
İçleri temizlenmiş biberleri, üstlerinde minik boşluklar kalacak şekilde ve bastırmadan iç malzemeyle doldurun, pişirme kabınıza dizin.
Kalan 1/2 çay bardağı zeytinyağını ve 2 su bardağı sıcak suyu ekleyin. Kaynayana dek harlı, sonrasında ağır ateşte 35-40 dakika pişirin.
Ekşili seviyorsanız limon ilavesiyle ve illa ki soğuk tüketin 😉
* Suyu ölçülü yazdım ama benim her daim kullandığım pratik yöntem; ‘biberlerin yarısına gelecek kadar’ aslında. O suyu çektiği halde hala pişmemişse, azar azar sıcak su eklenebilir.
İlk köstebek pastamı Dr. Oetker in basitleştirilmiş hazır formatıyla denemiştim, bayılmıştık. Uzun süre sonra “tamamını neden kendim yapmayayım ki?” den yola çıktığımda ortaya çoook nefis bir şey çıktı.
İçini, dışını, yanını, yöresini değiştireceğim eylemlerim devam edecek 😉
Malzemeler:
Kek İçin:
2 yumurta
2 kahve fincanı şeker
1 kahve fincanı süt
1 kahve fincanı sıvıyağ
3 yemek kaşığı kakao
1 paket vanilya
1 tatlı kaşığı kabartma tozu
3,5 kahve fincanı un
Krema İçin:
3 su bardağı süt
1 çay bardağı şeker
3 yemek kaşığı un
2 yemek kaşığı nişasta
1 paket vanilya
İç dolgusu için muz
Hazırlanışı:
Yumurta, şeker ve vanilyayı köpük köpük olana dek çırpın. Sıvıyağ ve sütü de ekleyerek çırpmaya devam edin. Un, kabartma tozu ve kakaoyu başka bir yerde karıştırın ve azar azar diğer sulu karışıma ilave edin, karıştırın.
Yağlı kağıt serilmiş yuvarlak kelepçeli bir kalıba aktarın. (Benim kullandığım kalıp 26 cm di ama sanki biraz yayvan oldu. 24 ya da 20 cm lik bir kalıbınız varsa onlarda denemenizi öneririm.) Önceden ısıtılmış 170 derece fırında pişirin.
Keki fırına gönderdikten sonra krema hazırlığına başlamak gerek. Şeker, un ve nişastayı karıştırıp, azar azar süt ilave edin, kısık ateşte koyulaşana dek pişirin. Muhallebi kıvamına geldiğinde ocaktan alın, vanilya ekleyin, karıştırıp soğuması için bir kenara alın. Kabuk tutmasını engellemek için, ara ara karıştırın.
Fırından çıkan kek tamamen soğuduğunda, yanlarında yaklaşık 1 cm kadar pay bırakarak dikkatlice orta kısmını çıkartın. Bu aşamada uygun bir tabaktan yardım almak işinizi kolaylaştırır. Şöyle ki; yanlarda boşluk bırakacak büyüklükte bir tabağı kekin üzerine kapatıp, tabağın sınırından tam tabana inmeden yuvarlak kesik atarsanız, orta kısmı yine tabana zarar vermeden, rahatlıkla boşaltabilirsiniz.
Oyarak oluşturduğunuz boşluğa, tabanı kaplayacak kadar (3-4 kaşık yeterli) krema koyun. Büyüklüğüne göre 2 ya da 3 e böldüğünüz muzları, orta kısımda boşluk kalmayacak şekilde yerleştirin. Kalan kremayı muzların üzerine dökün.
Ortadan çıkardığınız kek parçalarını rondodan geçirerek un haline getirin. Pastanın tüm yüzeyini kaplayın. Servisten önce 2-3 saat dolapta soğumasını sağlayın.
Çocukluğumdan bu yana vazgeçemediğim yemeklerden biri benim için patates kavurma. “Yemek değil, garnitür tarzı bir şey bu” derseniz çoook haksızlık etmiş olursunuz. Lezzeti ve doyuruculuğu bünyesinde barındıran, tek başına bir öğünü layıkıyla atlatmanızı sağlayan her şey bana göre yemektir.
Yok ille de garnitür şeklinde kullanmayı tercih ederseniz; et ve balık yemeklerinin yanına şiddetle tavsiye ederim. Ben en çok kahvaltıda seviyorum, o da aklınızda olsun hani 😉
“Bu kadar basit, bilinen bir tarifi neden verdin?” diyecek olanlara; yemek yapmak bilene kolay, ilk yemek yapmaya başladığınızda kaynaksızlıktan neler çektiğinizi, kitaplarda yazanların hep davet sofralarından bahsettiğini, günlük klasik yemekleri çevrenizde her kafadan farklı çıkan seslere göre öğrenene kadar neler çektiğinizi hatırlatırım 😉
Malzemeler:
5-6 orta boy patates
2 orta boy kuru soğan
1 yemek kaşığı domates salça
4-5 yemek kaşığı tereyağ veya sıvıyağ
1 tatlı kaşığı pulbiber
1 tatlı kaşığı tuz
1 tatlı kaşığı karabiber
maydanoz
kekik
Hazırlanışı:
Soyulmuş ve iri parçalara bölünmüş patatesi, üzerini 2 parmak kadar geçecek soğuk suya koyup, yumuşayana dek haşlayın. Pişirme işlemi sonunda kalmışsa suyunu süzerek beklemeye alın.
Piyazlık ya da yarım ay tabir edilen şekilde doğradığınız soğanı, karamelize olana dek yağda kavurun. Salçayı ekleyin, kokusu çıkana dek onu da kavurduktan sonra patatesleri ilave edin. Bir kaç tur çevirdikten sonra, baharatlarını tuzunu ve maydanozunu ekleyin. Karıştırıp ateşten alın.
* Baharat tamamen tercihe bağlı, hem çeşit hem ölçü olarak. Kendi damak tadıma göre yaptığımda; epeyce acı, bol maydanozu içine harmanlanmış ve kekiksiz olanı en makbulüdür.
** Maydanoz içine karıştırılmak istenmezse, servis tabağındayken üzerine serpilerek kullanılabilir ki; fotoğraftaki, maydanozu sevmeyen, “kekik olsun ama o da içinde değil, üzerinde olsun” diyen, evimin en büyük mızmız çocuğu için “ben bilmem, beyim bilir” formatında hazırlanmış ‘bey’ tabağı 🙂
Sıkça yaptığım, keyifli bir tarif bu. Üzerine çikolata sosu dökülmüş ve hafif ısıtılmışı, kahve eşliğinde en iyi gidenlerden. Dokusunu, tadını günlerce koruyabilmesi, hatta bekledikçe lezzetinin katmerlenmesi de cezbediciliğinde fazladan bir artı benim için.
Çoğunlukla süslemiyorum ama istenirse ganaj, çikolata, dondurma, krema gibi seçeneklerle farklı sunumlar yaratmak tabii ki mümkün 😉
Malzemeler:
1,5 su bardağı şeker
4 yumurta
150 gr.tereyağ
150 gr.bitter çikolata
2 yemek kaşığı kakao
1 paket vanilya
1 paket kabartma tozu
2 su bardağı un
1 su bardağı iri kırılmış ceviz
Hazırlanışı:
Oda sıcaklığında ve iri parçalara bölünmüş tereyağını, yine iri parçalar haline getirdiğiniz çikolatayla birlikte kısık ateşte eritin.
Bu arada karıştırma kabınızda yumurtaları şekerle birlikte kıvama gelene dek iyice çırpın.
Başka bir kapta, vanilya, kakao, un ve kabartma tozunu karıştırarak, kuru karışımı oluşturun.
Çikolatalı karışımı yumurtaya ekleyip çırpın. Kuru karışımınızı da ilave edin, karıştırın.
Son olarak cevizi ekleyerek karıştırın ve muffin kalıplarına 1-2 parmak boşluk kalacak şekilde paylaştırın.
Önceden ısıtılmış 180 derecede fırında, kabarıp çatlayana, kürdan testinden oluru alana dek pişirin.
* Üzerini süslemeyi düşlerseniz her zaman olduğu gibi; iyice soğuduklarından emin olduktan sonra yapmak gerektiği aklınızda bulunsun.
Arama
Özlem Pehlivan
12 Ocak doğumlu, sevimli bir oğlak burcu kadını...
Okumayı çok seviyor. Günde 50-100 sayfa okumadan rahat edemiyor. Başucunda en az 3-4 kitap var. Okumayı sevdiği kadar yazmayı da seviyor, değer verdiği ve yüzünü güldürebilen herkese sürekli yazıyor...
Facebook Sayfası
Kategoriler
- Blog 89
- Butik Pastalar 36
- Tarifler 135
- Atıştırma 68
- Balık 5
- Börek 12
- Çorba 2
- Et & Tavuk 20
- Hamur İşi 25
- İçecek 1
- Kahvaltı 27
- Kek & Kurabiye 17
- Kısa Kısa & Püf 1
- Makarna & Pilav 9
- Reçel & Turşu & Zeytin & Sos 10
- Salata & Meze 20
- Sebze 19
- Tatlı 25
- Yöresel & Dönemsel 12
- Zeytinyağlı 10