"Tarifler" kategorisine yazılan yazılar.

yazan Özlem Pehlivan

Filtre kahve yanında en sevdiğim sensin biliyosun değil mi? Hele ki seni en sevdiğimin ellerinden çıkmış halinle ve onun sohbeti eşliğinde ağzımda eritmenin tarifi yok bende. E o zaman napalım; seni tarif edelim bari 😉

 

Malzemeler:

1 yumurta

3 yemek kaşığı toz şeker

1 su bardağı kahverengi şeker

125 gr. tereyağ

1 paket vanilya

1 paket kabartma tozu

1/2 tatlı kaşığı tuz

1+3/4 su bardağı un

1 su bardağı damla çikolata

 

Hazırlanışı:

Şeker ve tereyağı bembeyaz olana dek çırpın. Yumurtayı ve vanilyayı ekleyerek çırpmaya devam edin. Un, tuz ve kabartma tozunu da ekleyip, birbirlerine geçmelerini sağlayın. En keyifli malzemenin, çikolataların zamanı şimdi; onları da karışıma ilave edin. Bildiğimiz klasik kurabiye hamurundan daha akışkan hamurumuz artık hazır.

Son dokunuş; yağlı kağıt serilmiş tepsiye, hamurdan birer yemek kaşığı (tam doldurmadan) alıp, aralıklı olarak yerleştirin. Önceden ısıtılmış fırında, 150 derecede, yaklaşık 20-25 dakika pişirin.

* Seviyorsanız eğer toz kahve de ekleyerek lezzeti iyice taçlandırabilirsiniz 😉

07 Ocak 2013
3.052 görüntüleme

yazan Özlem Pehlivan

Pilavları çeşitlendirmek için seçenek öyle çok ki. Klasik halleri dışında, bizim evde epey çeşidi vardır zevkle tüketilen, bu da onlardan biri. Son derece basit olmasına karşılık, çok lezzetli. Denediğiniz zaman, menüleriniz arasına keyifle katacağınızdan eminim 😉

 

Malzemeler:

3 su bardağı pirinç

3 dolu dolu yemek kaşığı tereyağ

1 su bardağı bezelye

1 çay bardağı mısır

1 küçük kavanoz mantar

1/2 bağ dereotu (yoğun sevmezseniz azaltabilirsiniz)

4,5 su bardağı su

tuz

 

Hazırlanışı:

Bir kaba koyduğunuz pirinci, üzerini geçecek kadar ılık su ve bir kaç damla limon suyuyla ıslatın. 20 dakika kadar bekletip, beyaz suyu gidene kadar yıkayın. (Islatmadan kavurarak da yapabilirsiniz, tercihinize kalmış.)

Tencereye koyduğunuz tereyağ eşliğinde 5 dakika kadar kavurun. İnce dilimlenmiş mantarları, bezelye ve mısırları tencereye ekleyin. Kolaylık ve hız nedeniyle sebzeleri konserve kullandım ben, kendiniz haşlayarak da hazırlayabilirsiniz. 4,5 bardak sıcak su döküp tencerenin kapağını kapatın. Suyunu çekene kadar pişirin. Ocağı kapattıktan sonra incecik doğradığınız dereotunu ekleyip karıştırın. Üzerine kağıt havlu-kapak ikilisini yerleştirip 10-15 dakika demlendirin. Servis öncesi şöööyle bir havalandırın, uyduruk ama lezzetli pilavınız hazır, afiyet olsun 😉

*Kızımın, tabağını gördüğünde mutluluğu görülmeye değerdi; fotoğraftaki işte o tabak 🙂

 

08 Temmuz 2012
2.738 görüntüleme

yazan Özlem Pehlivan

İstediğiniz malzemeyle, sınırsız türetmeler yapabileceğiniz, yapımı basit, sunumu güzel, lezzetli Maki Sushi huzurlarınızda, trala la laaaa 😀

 

Malzemeler:

Tercihe göre dış malzeme

Tercihe göre iç malzeme

Sushi pilavı

Tercihe göre soya sosu ve wasabi

 

Hazırlanışı:

Dışa saracağınız malzemeyi, sarma işleminizi kolaylaştırması için, varsa bambu amerikan servis tarzı yoksa benzeri birşeyin üzerine, parlak kısmı altta olacak şekilde koyun. (Hazır yosun yaprağı dışında bir şey kullanıyorsanız, ön hazırlık yapmanız gerekebilir. Örneğin; salatalıksa mümkün olduğunca ince dilimlemeli, pazı yaprağıysa kaynamış suya sokup çıkartmalısınız.)

Elinizi suyla hafifçe ıslatıp, pilavdan yetecek miktarda alıp, alt ve üst kenarlardan birer santim boşluk kalacak şekilde saracağınız malzemenin her yerine yayın. Pirinci kesinlikle ezmemeye, fazla bastırmamaya ve çok kalın bir tabaka oluşturmamaya dikkat edin.

Pilavın tam ortasına gelecek şekilde; salatalık, avokado, karides, somon, lakerda ya da ne istiyorsanız ince-uzun şeritler halinde keserek yerleştirin.

Yerleştirme işlemini tamamladığınızda, altındaki bambu servis -ya da her ne kullandıysanız- yardımıyla yavaşça sarmaya başlayın. İlk seferde beceremezseniz, vazgeçmeden denemeye devam edin çünkü; bu kısım biraz deneyim gerektiriyor. Dışarıda yediğiniz, kusursuz görüntüye sahip, ustaca sarılmış Sushi’lere ulaşmanız için ihtiyacınız olan tek şey; sıkça tekrarlamak. 😉

Hazırladığınız ruloyu kesme tahtasına alın. Keskin bir bıçağı ıslatarak, tam ortasından ikiye bölün. Bu iki parçayı, her seferinde ıslattığınız bıçakla istediğiniz kalınlıkta dilimlere ayırın.

Soya sosu ve acı seviyorsanız, toz şeklinde satılıp, suyla karıştırarak kolayca hazırlayabileceğiniz wasabi ile servis yapabilirsiniz.

* Hemen tüketilmesi gereken bir yiyecek olduğundan, tüketebileğiniz kadar yapmakta yarar var. Bu yüzden ölçü vermeden, tercihi tamamen size bırakıyorum.

** İçine salatalık koyuyorsanız, kenar kısımlarını kullanın, orta kısım tadın orjinalliğini bozar.

 

10 Mayıs 2012
3.954 görüntüleme

yazan Özlem Pehlivan

Sushi denince ikiye ayrılıyor yurdum insanı; bayıla bayıla yiyenler ve sorulduğunda aslında hiç tadına bile bakmamış olduğu öğrenilen, “içinde çiğ balık var, ıyyy” şeklinde eksik önyargılarından dolayı nefret edenler 🙂 Sushi nin çiğ balıkla yapılanının yanında, pişmiş olanıyla, salatalıkla sunulanından, avakadolusuna kadar yapılanı ve yapılabilirliği de var. Tercih; tamamen size kalmış yani.

Efendim biz, ilk gruptayız. Mümkün olsa her daim yemeye can attığımızdan ve malum pahalıca bir yiyecek olduğundan, deneme-yanılma yöntemleriyle öğrendik ve epeydir evde kendi sushimizi kendimiz yapıyoruz.

Hep kullandığımız ve bizi hiç yarı yolda bırakmayan bu tarifle, istediğiniz çeşitlilikte Sushi’ler yapmanız mümkün.

İyi Sushi’nin ilk şartı; pilavını doğru hazırlayabilmekten geçiyor.

 

Malzemeler:

2 su bardağı pirinç

2 yemek kaşığı pirinç sirkesi (lezzet açısından şart ancak bulamazsanız elma sirkesi de olabilir)

1 yemek kaşığı toz şeker

1 tatlı kaşığı tuz

4 su bardağı su

 

Hazırlanışı:

İyice yıkadığınız pirincin üzerine soğuk suyu ekleyip yüksek ateşte kaynamaya bırakın. Kaynama noktasına ulaştıktan sonra 5 dakika yüksek ateşte pişirmeye devam edin. Süre sonunda ateş ayarını en kısığa getirip, kapağı kapalı olarak 10 dakika daha pişirin.

Suyunu iyice çeken pirinci, ateşten alıp yine kapağı kapalı haldeyken 10 dakika dinlendirin.

Küçük bir kaseye kozduğunuz tuz ve şekere sirkeyi ekleyerek, iyice eriyene kadar karıştırın.
Pirinçleri varsa ahşap yoksa metal dışında herhangi bir kaba koyun. Sıvı karışımı kaşık kaşık üzerine gezdirip, ahşap bir kaşıkla kesinlikle ezmemeye dikkat ederek, çok fazla karıştırmadan, havalandırma yöntemiyle soğutun.
Pirinçlerin sertleşmesine izin vermeden şekil verme işlemine geçin.
07 Mayıs 2012
4.056 görüntüleme

yazan Özlem Pehlivan

Efendiiim çok basitmiş gibi algılanıp epey uğraştıran bir iş olduğundan, aşırı kalabalık sofralarda tavsiye edilmemekle beraber, görüntüsü takdire şayandır. Onca saat uğraştığınız minnacık lezzetlerin saniyeler içinde lüp lüp tüketildiğini görmek azıcık sinirlerinizi oynatsa da, bu uğur böcekli kanepeler emin olun emeğinize değecek 😉

Malzemeler:

Tost Ekmeği

Krem Peynir

Kaşar Peynir

Salam

Cherry (çeri) Domates

Zeytin

Maydanoz

Çörekotu

Hazırlanışı:

Tüm malzemeleri  tezgaha sıraladıktan sonra elinizde mevcut herhangi bir şekillendirici ile ekmeği, kaşar peynirini ve salamı kesmekle işe başlayalım. Ben çiçek şekilli minik kalıplarımı kullandım bu iş için, şekilli birşeyler şart değil elbet, bardakla da gayet güzel halledilebilir.

Domatesleri ikiye bölün ve dar olan alt kısmından minik üçgenler keserek çıkartın ki; bu kısım kanat birleşim yeri havasını verecek 😉

Zeytinin çekirdeklerini çıkarıp, ikiye ya da dörde bölün. Maydanozları domatesin sığabileceği minik yaprakcıklara ayırın. Buraya kadar biraz oyalandık ama şimdi işin en keyifli kısmına geldi sıra; kule yapmaca 😀

Kulemizin sıralanışı şu şekilde; ekmek, krem peynir, salam, kaşar peynir, maydanoz ve domates-zeytin ikilisi. Domatesin üzerine kürdanla simetrik 4-5 minik delik açıp, her birinin içine birer tane çörekotu koyun.

İtiraf ediyorum ve çok iyi biliyorum ki; en çok kulaklarımı çınlatacağınız bölüm burası 🙂 Minicik zeytin parçaları ya da zeytin ezmesiyle de halledebilir illaki ama en gerçekçi görüntüyü çörekotu sağlıyor, tercih sizin.

Sonuca bayılacağınız garanti olduğundan, çınlayan kulaklarıma aldırmıyorum bile, nam nam nammmm 🙂 🙂

 

11 Nisan 2012
5.428 görüntüleme

yazan Özlem Pehlivan

Çok kalorili biliyorum ama çooook lezzetli yahu! Güzel olan tüm yiyeceklerde var zaten bu ters orantı. Koskocaman yılda sadece küçücük, ufacık, minicik bir zamandan ibaret olan aşure ayını, hiiiç öyle kalori hesabıyla falan geçiremem anacım, “bu ay, bana her gün bayram” şeklinde pek mutlu, pek mesudum 🙂

Her yıl sözünü verip de bir türlü yazamadığım, şahsıma münhasır tarifimi hemen verip, fotoğraf olarak yukarıda, canlı canlı karşımda salınıp duran şu minicik(!) porsiyonu lüpletmek üzere kaçıyorum 😀

Gönül rahatlığıyla yapınız, yediriniz, övgüleri dinlerken de arkanıza yaslanıp gerim gerim gerininiz, afiyet olsuuun 😉

 

Malzemeler:

1 kg.aşurelik buğday (Duru marka şiddetle önerimdir)

2 su bardağı kuru fasulye

2 su bardağı nohut

11 su bardağı toz şeker

2 su bardağı süt

2 su bardağı çekirdeksiz kuru üzüm

3 çorba kaşığı kuş üzümü

300 gr.kuru incir (leblebi büyüklüğünde doğranmış)

300 gr.kuru kayısı (leblebi büyüklüğünde doğranmış)

250 gr.fındık (ortadan ikiye ayrılmış)

250 gr.tuzsuz fıstık (kabukları ayıklanmış, ortadan ikiye ayrılmış)

250 gr.soyulmuş, ortadan ikiye ayrılmış badem (kaynamış suda bekletirseniz soymak, çocuk oyuncağıdır 😉 )

250 gr.soyulmuş, 3-4 parçaya ayrılmış ceviz (kaynamış suda bekletme burada da geçerli 🙂 )

50-60 gr.dolmalık fıstık

8-10 karanfil

2 portakalın kabuğu(minik minik doğranmış ya da rendelenmiş)

1 iri nar

3-4 çorba kaşığı susam

2-3 çorba kaşığı çörekotu

su

 

Hazırlanışı:

Aşure pişirmeyi planladığınız günün öncesindeki akşam, buğday, fasulye, nohut ve üzümleri ayrı ayrı kaplarda ıslatın.

Sabah ilk iş, akşamdan ıslatıldığı için kocaman kocaman şişen nohutu ve fasulyeyi ayrı ayrı kaplarda yumuşayana dek haşlamak. Dilerseniz bu işlemi bir gün önceden de yapıp, aşure sabahı hengamesini biraz olsun rahatlatabilirsiniz.

Benim sırf aşure ve reçel yapımı için aldığım devasa bir tencerem var, malzeme çok olduğundan mümkün olan en büyük tencereyi kullanmakta yarar var. İşte o evdeki en büyük tencerenize buğdayı yıkayıp, karanfilleri de ekleyerek (varsa ince bir tülbent ya da benzeri bir şeyin içinde, değilse sayısını aklınızda tutarak direkt içine) üstünü bir karış geçecek kadar su ilavesiyle pişirme işlemine başlayın.

Tencerenin kapağı kapalı olsun, arada bir buğdayın üstünde biriken köpükleri delikli kepçeyle temizleyerek, buğdaylar ezilene dek pişirin. Buğdayın pişmesini beklerken tüm doğranacakları, ayıklanacakları halledin ki; son anda sıkışıklık olmasın.

Yeterli kıvama gelen buğdaya nohut ve fasulyeyi ekleyin, arada karıştırarak 3-4 taşım kaynatın.

Islatma suyunu süzdüğünüz üzümleri, incir, kayısı, portakal kabuğu ve 2 su bardağı kadar sütü (renginin kararmamasına yardımcı ve ekstra lezzet unsuru) ekleyip, 2-3 taşım daha kaynatın.

Şeker, badem, dolmalık fıstık, ceviz, susam ve çörekotunu da eklediğinizde son pişirme süresine girmiş olacaksınız.

Kayısı ve incirlerin şişmiş, dolayısıyla pişmiş olmaları, aşurenin de pişme sürecini tamamladığına işarettir. Tüm bu süreç boyunca, ilk eklenen su epey çekilmiş olacağından, kepçe kolay çevrilebilecek kıvamda olması şartıyla, (çorba kıvamına yakın) sıcak su, tadı az bulunursa şeker eklenebilir.

Benim gibi “tam kıvamında olsun, ben aşureyi aşure gibi severim” derseniz; altını kapatmadan önce tadına bakmanızı, boğazınızı hafifçe yalayarak, yakarak geçecek kıvamda değilse, o kıvama dek şeker ekleyip karıştırarak, bir taşım daha kaynatmanızı öneririm. Malum; aşure soğudukça suyu da şekeri de çekilir.

Altını kapattıktan sonra içindeki karanfilleri çıkarın, fındık, fıstığını da ekleyip karıştırın.

Servis tabaklarına koyup, ilk sıcaklığı çıktıktan sonra, üzerini nar ve tarçınla süsleyin. (Çok sıcakken yapılan her türlü süsleme, dibe çöker malum.;))

* Bu ölçüler, kaselerle 10-15 komşuya dağıtıldıktan sonra, 3 büyük yuvarlak salata kasesi dolusu size kalacak aşureye denk geliyor, ona göre eksiltip arttırabilirsiniz.

*** Kayısı, incir, fındık, fıstık, badem, ceviz ölçülerini yaklaşık verdim, ben yazdıklarımdan daha fazlasını kullanıyorum, tercihe bağlı arttırılıp, eksiltilebilir.

*** Çoğunlukla yapıldığı gibi; badem, ceviz, fındık, fıstık ve dolmalık fıstığı içine atmayıp, hepsini narla birlikte üst süslemede kullanabilirsiniz. Benim hepsini içine atmamdaki sebep; herkesin en çok sevdiği çerez kısmının ilk porsiyonlarda bolca kullanılıp, sonlara doğru az çerezli ya da çerezsiz yenmesindense tadı sabitleyerek, sonuna kadar aynı hazla tüketilmesini sağlamak 😉

Başta dediğim gibi; bu, benim şahsıma münhasır, lezzet ve beğeni garantili tarifim, ekleme-çıkarma yapmak tamamen damak tadınıza kalmış 😉

Aşure beni bekler, Özlem kaçar 🙂 🙂

 

11 Aralık 2011
3.882 görüntüleme

yazan Özlem Pehlivan

Kızım, öğleden sonra ek gıdasına başlayalı 3-4 gün oldu; en az meyveler kadar favorisi olacak gibi görünüyor yeni gıdamız; yoğurt 🙂

Eskiden tanıdığımız sütçülerden aldığımız, katıksız olduğuna emin olduğumuz sütlerle yapılan yoğurtlar tarih olalı çok oldu maalesef. Artık ne süt vaaar, ne de katıksız süt satan mahalle sütçüleri 🙁 Bunları düşünerek Arzum Yoğurt Yapma Makinesi aldık, en azından “mayalanma ortamı uygundu değildi, yoğurt tuttu tutmadı” derdim olmasın istedim. Zaten dediğim gibi, süt konusu malum, mayalama ısısı konusunu hiç olmazsa böyle halledebilirim sanırım.

Kızıma ilk yoğurdunu denemeden önce, kobay olarak kendimizi kullandım ve ilk kez pastörize sütten yoğurt yaptım makinede. Lezzeti güzel, fakat görüntüsü feci birşey çıktı ortaya. Salyamsı, uzayan cinsten bir yoğurdumuz oldu. Önce ben beceremedim sandım ama araştırdığımda gördüm ki; pastörize sütten yapılan yoğurtların ortak sıkıntısı buymuş meğer. Günlük süt etiketiyle satılan ürünlerle denemelere devam ettim sonrasında ve uzun, hassas kalite kontroller sonrası en uyumlu ikiliyi buldum: Yörükoğlu günlük sütü Pınar’ın organik yoğurduyla mayaladım ve kıvamıyla, tadıyla nefis bir ev yoğurdu çıktı ortaya. Yoğurt canavarı kızım, ara öğününde bayıla bayıla yiyor 🙂

Malzemeler:

1 litre süt

1 yemek kaşığı yoğurt (tepeleme)

 

Hazırlanışı:

Serçe parmağınızı hafiften yakacak kadar ısıttığınız süte, dolu dolu 1 çorba kaşığı yoğurdu ekleyip yavaş yavaş karıştırarak yedirin. Karıştırma işlemini çok fazla abartmayın, yoğurtla süt kaynaşsın yeterli 😉 Benim sonraki aşamam şöyle; mayalanmış yoğurtcuğu makinemin 6 tane minik kavanozuna doldurup kapakları açık şekilde yerleştiriyorum, üstüne 2 kat kağıt havlu koyup (buharlaşan su, yoğurda damlayıp sulandırmasın diye) makinenin kapağını kapatıyorum, 7-8 saate ayarlıyorum, bitiş sinyalinden sonra hemen alıp, kavanoz kapaklarını kapatıp buzdolabına koyuyorum.

Makine yoksa, eski ve en yaygın yöntemi uygulamak yani; mayaladığınız kabı, bir kaç kat örtüyle sıkı sıkı sarmak ve yine 7-8 saat ya da akşam yaptıysanız sabaha kadar bekletmek gerekiyor. Sonrasında yine son adım buzdolabı.

Afiyet olsun…

 

30 Ağustos 2011
3.683 görüntüleme
Sarı Çerçeve - Hediyelik Çerçeveli Posterler

Arama

Özlem Pehlivan

12 Ocak doğumlu, sevimli bir oğlak burcu kadını...

Okumayı çok seviyor. Günde 50-100 sayfa okumadan rahat edemiyor. Başucunda en az 3-4 kitap var. Okumayı sevdiği kadar yazmayı da seviyor, değer verdiği ve yüzünü güldürebilen herkese sürekli yazıyor...

Facebook Sayfası

Arşiv

tr_TRTurkish