Kış geldi, şimdilerde biraz daha sağlıklı beslenmek gerek. Mevsimine göre sebze tüketmek işin başında geliyor. ‘Kış seçenekleri pek fazla değil, olanlar da lezzetli değil’ diye düşünenlere, kandırmacalı sebze yemekleri üretmek biz kadınların en sevdiği işlerden. 😀
Gerek koku, gerek tat bakımından kıyaslandığında, bu talihsiz sebzelerin en başında karnabahar geliyor. Her damağa hitap etmediği malum ama yine de tüketmek, tükettirmek gerek.
Adının, Türkiye’ye 15 yaşındayken gelen, babasının ölümünden sonra pastacı çırağı olan Arnavutluk doğumlu Luca Zgonidis adlı bir pastacı tarafından yapılan,
“1940’ların parasıyla 45 bin lira hava parası vererek İnci Pastanesi’nin bulunduğu mekanı tuttuk. İlk günler çok zorluk çektik. Kendim bir şey icat edip, bir de isim uydurunca çok iyi tuttu. Anlayacağınız profiterolün kendi de, adı da uydurmaca.”
şeklindeki açıklamalarıyla “uydurulmuş” olduğunu yazan da var,
o tarihlerden 5 yıl önce 1935 baskısı bir Fransız sözlüğünde (Académie Française) “Hamur topu içine taze krema, krem şanti veya dondurma koyulan ve üzerine erimiş çikolata dökülerek servis yapılan tatlı.”
açıklamasıyla yer almayı başardığını yazan da.
Bizim evdeki adı ise: Hötöröf 😀
Bu caanım lezzetin sevmeyeni var mıdır, bilemem ama layıkıyla yapıp, yediren yeri bulmak meziyet, işte onu çok iyi biliyorum. Aslında iyi ki bulamıyoruz sevdiğimiz bazı tatları da, evde kendi kendimize üretme işine geri dönüyoruz, annelerimizin zamanına yani. Bu tarif de diğerlerinde olduğu gibi “ben bunu yaparım ki!” den yola çıktı, birkaç deneme-yanılmayla sabitlendi, görücüye çıkmaya hazır hale geldi. 🙂
Adını bilemem ama şimdi paylaşacağım tadından, adım kadar eminim 😉 😀
Malzemeler:
Hamur İçin:
2,5 yemek kaşığı tereyağ (40 gr.)
1 su bardağından biraz eksik su (230 ml.)
3/4 su bardağından biraz fazla un (115 gr.)
3 yumurta (oda sıcaklığında)
İç Kreması İçin:
2 su bardağı süt
3 yumurta
5 yemek kaşığı şeker
1 paket vanilya
1-2 yemek kaşığı limon kabuğu rendesi (isteğe bağlı)
4 yemek kaşığı un
Çikolatalı Sos İçin:
2,5 su bardağı süt
1 su bardağı toz şeker
2 yumurta sarısı
1 tatlı kaşığı vanilya
4 yemek kaşığı kakao
2 yemek kaşığı buğday nişastası
Hazırlanışı:
Tereyağı ve suyu tencereye alın. Tereyağ eriyene dek karıştırarak suyu kaynatın. Kaynadıktan hemen sonra ocağınızı kısık ateşe ayarlayın, unu azar azar ve sürekli karıştırarak ekleyin.
Unun topaklanmaması için, hamur suyunu çekene ve iyice toplanana kadar tahta bir kaşıkla sürekli karıştırın. Hamur kendini tencereden kurtaracak kadar toparlandığında ocaktan alın.
Geniş bir kaba koyun, kabuk bağlamaması için tahta kaşıkla arada bir karıştırıp yayarak soğutun. Tamamen soğuduğundan emin olduğunuzda yumurtaları tek tek ekleyerek çırpın. İyice birbirine karışıp yumuşayan hamuru, krema sıkma torbasına alın. Yağlı kağıt serilmiş fırın tepsisine, aralarında boşluklar bırakarak, ceviz büyüklüğünde toplar halinde sıkın.
Önceden ısıtılmış 190 derece fırında, 30-35 dakika kadar pişirin. Fırın kapağı kapalı olarak soğumaya bırakın.
İç krema malzemelerini bir tencereye koyun, orta ateşte koyulaşıp muhallebi kıvamına gelene dek pişirin, ocaktan alın. Kabuk bağlamaması için ara ara karıştırarak soğutun.
Soğuyan hamur toplarının ortalarını açın, bir tatlı kaşığı yardımıyla iç kremasını doldurun, servis tabağına alın.
Çikolatalı sos malzemelerinin de tamamını bir tencereye alın ve tıpkı iç kremasında olduğu gibi, koyulaşana dek pişirip ocaktan alın. İçleri kremayla doldurulmuş hamur toplarının üzerine gezdirin.
Ve tataaaaa, mutlu son 😀
Pastalar, kurabiyeler, siparişler, iş, ev, koşuşturmacalar derken, epeydir tarif eklememişim, farkettim. Özür baabında tatlı tatlı meşhuuur havuç toplarını paylaşayım istedim. Epeydir beklemedeymiş efenim kendisi arşivde, o da gün yüzü görsün, yapıp yiyenler de. 😉
Malzemeler:
3 su bardağı rendelenmiş havuç (yaklaşık 1 kg o da yaklaşık 6-7 adet)
1 su bardağı şeker
1 kahve fincanı su
15-20 adet petibör bisküvi
1/2 su bardağı ceviz veya fındık (isteğe bağlı)
hindistan cevizi
Hazırlanışı:
Rendelenmiş havucu, şeker ve suyla birlikte iyice suyunu çekene kadar pişirin. Ilıklaşana dek oda ısısında veya 5-10 dakika buzdolabında dinlendirin. Ezilmiş bisküvileri ekleyin. (İlk etapta 15 tanesini, havucun kendini toplamasına yetmezse şayet, kalanları ekleyin.) Ceviz veya fındık kullanmak isterseniz onu da ilave edin, iyice karıştırın.
Misket büyüklüğünde toplar yapın, hindistan cevizinde yuvarlayın. Buzdolabında soğutun ve tataaa dünyanın en kolay, en lezzetli ve en masum (bana göre 🙂 ) toptopları hazıııır. 😀 Hadi lüpletin, afiyet olsun 😉
Çocuklar için deseem, pek de inandırıcı olmayacak çünkü; hemen hemen herkes seviyor cipsi. Mısır ya da patates ana malzeme olsa da, öyle güzel tatlandırılıyor, çeşitlendiriliyor ki; sevmemek mümkün değil, bulaşınca elinden bırakmak da.
Hal böyle olunca, hem ambalajından kendisi, hem de işin uzmanları “zararlı” diye bas bas bağırdıkça da alternatifler aranıyor ve mutlak surette bulunuyor.
Şimdi “mutfakta çareler tükenmez” den yola çıkıyorum ve önce gerçek çocuklar sonra da biz büyümeyenler için, sağlıklıya en yakın haliyle nefis bir cips yapıyorum; afiyet olsun 🙂
(İki tarifim var; sonuna kadar okumanızı öneririm ;))
Malzemeler:
1/2 su bardağı un
1 su bardağı mısır unu
1 küçük soğan
1-2 diş sarımsak
tuz
pulbiber
kekik
nane
su
kızartmak için sıvıyağ
fırında pişirmek için 2 yemek kaşığı zeytinyağ
Dip Sos İçin:
4-5 yemek kaşığı yoğurt
1 er çay kaşığı kekik, nane, pulbiber
Hazırlanışı:
Un ve mısır ununu bir kaba alın, soğan ve sarımsağı ince rendeleyin. Tuz ve baharatları ekleyin, kulak memesi kıvamına dek, azar azar su ekleyerek yoğurun. Tezgaha un serpip, ince açın. Pizza ruletiyle (yoksa keskin bir bıçak da olur) önce uzun şeritler, sonrasında şeritlerden üçgenler elde edecek şekilde kesin.
Çok az sıvıyağ eklediğiniz tavada kızartın veya önceden ısıtılmış 180 derece fırında, yağlı kağıt serilmiş tepside kızarana dek pişirin.
Dip sos malzemelerini bir kapta karıştırın, birlikte servis yapın.
* Soğan, sarımsak ve tüm baharatlar, tercihe göre arttırılıp eksiltilebilir.
** Şekiller üçgen olmak zorunda değil, istenildiği gibi oynanabilir.
*** Fırında yapılacaksa, zeytinyağ malzemelerle birlikte eklenmeli, sonra su aracılığıyla yoğrulmalı.
Şimdiiii “Ohooo çok zahmetli uğraşamam, hem vaktim de yok” diyenlere eeeen kestirmeden, tam da “tembel avrat işi” dedikleri türden bir tarifim daha var;
3 adet lavaşı alıyorsunuz, istediğiniz gibi kesiyorsunuz. Bir kaba alıp, üzerine 1/2 çay bardağından biraz daha az zeytinyağ, tuz ve istediğiniz baharatları ekleyip harmanlıyorsunuz. Yağlı kağıt serilmiş fırın tepsisine yerleştirip, önceden ısıtılmış 180 derece fırında kızarana dek pişiriyorsunuz. Hepsi bu kadar 😉
* Pişirme esnasında fırının yanından pek fazla da uzaklaşmayın, zira pek hızlı pişiyorlar.
** Her iki tarif için de dip sos şart değil ama lezzeti katladığını belirtmezsem uyuyamam. 😀
Truff/truffe, top kek, pop kek, cake pops gibi birden fazla isimle anılan, asıl adını görünüş bakımından benzetildiği truff mantarından alan bu minikler, yenmeyen, beğenilmeyen, kabarmayan, kısacası; burun kıvrılan kek, kurabiye, bisküvi kalıntılarının şahesere dönüştürülmüş hali.
Çikolata ve krema varsa şayet, geri kalan malzeme ne olursa olsun, sonuç değişmez; her daim mükemmeldir. 😉
Malzemeler:
kek parçaları (200-250 gr.yeterli)
200 gr.çikolata
1 küçük paket krema (200 gr.)
Kaplama İçin:
(seçenekler tercihe bağlı)
kakao
fındık
hindistan cevizi
süsleme şekerleri
kuru meyveler
badem
antep fıstığı
Hazırlanışı:
Kremayı tencereye alın, kaynayana kadar bekleyin. Tercih durumunuza göre bitter ve ya sütlü (küvertür bitter benim favorim) çikolatayı doğrayın, kremaya ekleyin, eriyene dek çırpın. Tamamen eridiğinde ocaktan alın.
Keki (pastanın kenarlarından çıkan pandispanyayı kullandım ben) ister elinizle, ister robotla ufalayın. Ilıyan çikolatalı karışımı kekin üzerine dökün, iyice yoğurun. Üzerini kapatın, mümkünse 1 gece, değilse en az 3-4 saat buzdolabında dinlendirin.
Dinlenme sonrası ceviz büyüklüğünde parçalar alın, elinizle yuvarlayın. Kaplama malzemelerinden dilediğiniz birine veya birkaçına bulayın. İster minik truff kağıtlarında, isterseniz çöplere saplayarak servis yapın.
Malzeme hazırlama bölümündeki ayrı ayrı uğraşma kısmını saymazsak, son derece pratik, şık ve sonuç garantili bir börek bu. Ki; ilk dilimi yediğiniz zaman o zahmeti kesinlikle unutacaksınız, garanti veriyorum. 😉
Malzemeler:
4 yufka
1/2 kg.ıspanak
1/2 kg.kıyma
5-6 orta boy patates
2 orta boy soğan
tuz, karabiber
1 yumurta sarısı
1 su bardağı yoğurt
1/2 su bardağı sıvıyağ
1/2 su bardağı su
Hazırlanışı:
İlk iş olarak patatesleri soyun, haşlayın, tuz ve karabiber ekleyerek iyice ezin.
Soğanları ince doğrayın, sıvıyağda pembeleşene dek kavurun. Yarısını bir başka kaba aktarın. Kalan yarısının üzerine ıspanağı ekleyin, diriliğini yitirecek kadar kavurun, tuz ve karabiber ekleyin, ocaktan alın.
Soğanın diğer yarısına kıymayı ekleyin, suyunu salıp tekrar çekene dek kavurun. Yine tuz, karabiber ekleyin, ocaktan alın.
Ayrı bir kapta yoğurdu çırpın, sıvıyağ ve suyla karıştırarak sos haline getirin.
İlk yufkayı tezgaha serin, üzerine bir fırça yardımıyla hazırladığınız sosu sürün. Kıymayı yufkanın bir köşesine uzunlamasına yayın, rulo yaparak sarın. İkinci yufkayı da aynı şekilde soslayıp, ıspanakla birlikte rulo yapın. Üçüncü yufkayı da yine soslayın, patates koyup rulo yapın.
Dördüncü, yani son yufkayı da soslayın, yaptığınız ruloları ikisi alta yanyana, diğeri üste, ikisinin ortasına gelecek şekilde yerleştirin ve hepsini birlikte rulo halinde sarın.
Üstüne yumurta sarısı sürün, susam atın ve yaklaşık 2 parmak boyutunda dilimleyin. Önceden ısıtılmış fırında 170 derecede, yaklaşık 30-45 dakika kontrollü olarak pişirin.
* Bu malzemeyle yaklaşık 1 tepsi börek çıkıyor, kişi sayısına göre arttırılabilir.
** Hazırladıktan sonra, mümkünse bir gece veya en azından 3-4 saat dolapta dinlendirilip, sonrasında pişirilmesinde yarar var.
*** Genelde patates, ıspanak, havuç üçlüsüyle yapılıyor ama ben havucu yakıştıramadığımdan kıymayla yer değiştirdim, daha başka malzemelerle de değerlendirilebilir.
**** Zaman bolsa, 3 çeşit yerine, 5 çeşit malzemeyle (o halde 6 yufkaya ihtiyacınız olacak) daha renkli börekler hazırlamak mümkün.
***** Tatlandırmak adına sadece tuz ve karabiber yazdım ben ama her zamanki gibi; damak tadına göre lezzetlendirmek size kalmış. 😉
Acıka, acuka, muhammara ya da daha daha başka… Ne dediğinizin, ne diye bildiğinizin çok da önemi olmayan, ortak bir lezzeti takıyorum damağınıza bugün…
Malzemeler:
3-4 diş sarımsak
1/4 su bardağı zeytinyağı
5 yemek kaşığı domates & biber salçası
tuz
karabiber
kimyon
kırmızı biber
1/2 su bardağı ekmek içi
1 su bardağı ceviz
Hazırlanışı:
Salçayı, acı severliğinizle orantılı olarak domates ve biber salçasını toplamda 5 kaşık olacak şekilde karıştırın. Tavaya koyduğunuz zeytinyağına salçaları ekleyin, kokusu iyice çıkana dek (yaklaşık 5-6 dakika) kavurun.
Baharatların tamamını ekleyin, karıştırarak birkaç tur daha kavurun. Ezilmiş sarımsakları ekleyin, 1 dakika kadar daha kavurup, ocaktan alın.
Dövülmüş ceviz ve ufalanmış ekmek içini karışıma ekleyin, iyice karıştırın, soğumaya bırakın. Oda sıcaklığına ulaştıktan sonra buzdolabında bir süre dinlendirip ekmek üstü, minik kanepeler, tabakta üstünde iri cevizler ya da bambaşka yöntemlerle servis yapın. Her zaman olduğu gibi; hayal gücünüzle sınırlısınız. 😉
* Tercihe göre; nane, kekik, fesleğen, kişniş, çemen tozu, sumak gibi baharatlar eklenebilir.
Arama
Özlem Pehlivan
12 Ocak doğumlu, sevimli bir oğlak burcu kadını...
Okumayı çok seviyor. Günde 50-100 sayfa okumadan rahat edemiyor. Başucunda en az 3-4 kitap var. Okumayı sevdiği kadar yazmayı da seviyor, değer verdiği ve yüzünü güldürebilen herkese sürekli yazıyor...
Facebook Sayfası
Kategoriler
- Blog 89
- Butik Pastalar 36
- Tarifler 135
- Atıştırma 68
- Balık 5
- Börek 12
- Çorba 2
- Et & Tavuk 20
- Hamur İşi 25
- İçecek 1
- Kahvaltı 27
- Kek & Kurabiye 17
- Kısa Kısa & Püf 1
- Makarna & Pilav 9
- Reçel & Turşu & Zeytin & Sos 10
- Salata & Meze 20
- Sebze 19
- Tatlı 25
- Yöresel & Dönemsel 12
- Zeytinyağlı 10