Geçtiğimiz Pazar günü, bir pasta daha çıktı yola. Sevgili Semih’in ağabeyi Melih, eşinin doğum günü için minik bir pasta istedi. “Kalp şeklinde olsun, beyazla kaplansın, üstünde pembe kalpleri olsun, bir de frambuazlı olsun dedi. ”
Cumartesi sipariş verildi, Pazar akşamına yetiştirildi. Nice güzel yılların olsun sevgili Ezgi 🙂
Pastalar, kurabiyeler, siparişler, iş, ev, koşuşturmacalar derken, epeydir tarif eklememişim, farkettim. Özür baabında tatlı tatlı meşhuuur havuç toplarını paylaşayım istedim. Epeydir beklemedeymiş efenim kendisi arşivde, o da gün yüzü görsün, yapıp yiyenler de. 😉
Malzemeler:
3 su bardağı rendelenmiş havuç (yaklaşık 1 kg o da yaklaşık 6-7 adet)
1 su bardağı şeker
1 kahve fincanı su
15-20 adet petibör bisküvi
1/2 su bardağı ceviz veya fındık (isteğe bağlı)
hindistan cevizi
Hazırlanışı:
Rendelenmiş havucu, şeker ve suyla birlikte iyice suyunu çekene kadar pişirin. Ilıklaşana dek oda ısısında veya 5-10 dakika buzdolabında dinlendirin. Ezilmiş bisküvileri ekleyin. (İlk etapta 15 tanesini, havucun kendini toplamasına yetmezse şayet, kalanları ekleyin.) Ceviz veya fındık kullanmak isterseniz onu da ilave edin, iyice karıştırın.
Misket büyüklüğünde toplar yapın, hindistan cevizinde yuvarlayın. Buzdolabında soğutun ve tataaa dünyanın en kolay, en lezzetli ve en masum (bana göre 🙂 ) toptopları hazıııır. 😀 Hadi lüpletin, afiyet olsun 😉
Çılgın Hırsız (Despicable Me) filminin dünya tatlısı, mıncık mıncık edilesi minionlarını sevmek için illa çocuk olma şartı yok. Milyon kez izledik her iki filmini de ailece, ezberlediğimiz sahnelere hala aynı etkiyle gülebiliyoruz. Bizim evdeki, daha doğrusu kızımın konuştuğu kendine has dildeki adları “nanalar” 😀
İşte bu çok keyifli, çok komik nanaları pasta olarak çalışma düşüm vardı hep, yoğunluktan denk getirememiştim bir türlü. Kısmet bugüneymiş 😀
Normalde en az 1 hafta önce pasta siparişlerini almış olmam gerekiyor ki; hazırlıklarımı eksiksiz yapabileyim. Arada kıramadığım insanlar olduğunda, sıkıştırıyorum 1-2 güne. Sevgili Semih aradığında da işte böyle az bir zaman vardı, sevdiceği için tasarladığı doğum günü partisine. “Konsept yok, sana bırakıyorum” dediğinde, en zorlandığım pastalardan biri daha olacak diye düşündüm, çünkü; kız arkadaşını tanımıyordum ve hiç tanımadığın insanlar hakkında karar verecek olmanın nasıl güç bir iş olabileceği malum.
Düşündüm, iş sevgili olunca, kalpli, kuşlu, bulutlu, şirin bir sürpriz pasta olsun diye tasarladım kafamda, tüm süslemeleri 1 gün önceden bitirdim. Pandispanyası, meyvesi, kreması her şeyini geceden yaptım, ertesi gün üst kaplamasını yapıp, süslemeleri yerleştirip teslim etmesi kaldı.
Saat geceyarısını geçmişti ki, Semih arayıp, “pasta bitti mi, tüh son anda aklıma gelmişti bi konsept, yapamaz mıyız, eh olmazsa da sağlık olsun” dediğinde. İşte minion fikri o geceyarısı ortaya çıktı, konsept tamamen değişti. Mecburiyetten teslimat sabahı erkenden kalkıldı, minion yapıldı, kuşlar, bulutlar başka bir zamanda kullanılmak üzere saklandı, kalplerin bir kısmı konsepte dahil edildi.
Kısa zamanda hazırlanan son dakika minionu olarak da işte böyle birşey ortaya çıktı.
Stres oldum ‘ya yetiştiremezsem, ya beğenmezse’ diye ama yetişti ve parti sonrası o hiç tanımadığım pasta sahibinin, Başak’ın geri dönüşü öyle güzel oldu ki; tedirginliklerimin hepsi puf! uçup gitti. 🙂
Başakcım, o hep gülümseyen suratına daha başka bir konsept olmazmış zaten, iyi ki karar değişmiş, iyi ki yapmışız ve bir kez daha; iyi ki doğmuşsun, upuzuuun huzurlu yıllara! 😀
Veee yayınlanmak için bekleyen pastalarımın sonuncusu; hayatımın anlamı sevdiceğim için eeen fanatiğinden Trabzonspor pastası. Eh malum, TS denince akla ilk gelen kocacım olunca, konsept de onun en sevdiğine göre ayarlandı.
Figür, kendisinin kopyası sayılır, TS maçları esnasında tam olarak görüntüsü böyle; kaşlar çatılmış, ağız hep bağırma modunda yuvarlanmış, forma giyilmiş, tam tekmil hazırdır her daim. Yenersek ne ala, yenilirsek allah muhafaza, günün geri kalanında, hatta maçın önemine göre bazen o hafta yanından, yöresinden geçilmez. Takımımızla ilgili en minik şakaya bile tahammülü yoktur, herkes bilir, kimsecikler yenildiğimiz bir maç sonrası aramayı aklından bile geçirmez bu yüzden 😀
Benden çok sevdiğini düşündüğüm yegane şeydir TS, ama alıştım artık, kıskanmıyorum 😀
Daha uzuuun yıllar birlikte yaşayalım, huzurla yaşlanalım bitanem, seviyorum seni 😉
*** Sürpriz olsun diye pastayı son ana dek sakladığımdan, fotoğraflar, kesmeden önce yakalayabildiğim kadar oldu.
Bu aralar, tariflerden önce, üstüste gelip biriken pastaları paylaşıyorum ki; boş oturmadığım biline 😀
Önümüzdeki hafta tatile çıkıyorum, o süreçte yine yazamayacağım için, hiç olmazsa elimde biriken pasta fotoğrafları bitsin istiyorum. Bu, sondan bir önceki; Nisacığımın doğum günü pastası.
Ailenin çikolata canavarına yakışabilecek tek pasta buydu, umduğum gibi de oldu. Yüzündeki gülümseme her daim kalacak aklımda; bir kez daha nice yıllara kuzucum, nice aydınlık, umutlu yaşlara 😉
Arama
Özlem Pehlivan
12 Ocak doğumlu, sevimli bir oğlak burcu kadını...
Okumayı çok seviyor. Günde 50-100 sayfa okumadan rahat edemiyor. Başucunda en az 3-4 kitap var. Okumayı sevdiği kadar yazmayı da seviyor, değer verdiği ve yüzünü güldürebilen herkese sürekli yazıyor...
Facebook Sayfası
Kategoriler
- Blog 89
- Butik Pastalar 36
- Tarifler 135
- Atıştırma 68
- Balık 5
- Börek 12
- Çorba 2
- Et & Tavuk 20
- Hamur İşi 25
- İçecek 1
- Kahvaltı 27
- Kek & Kurabiye 17
- Kısa Kısa & Püf 1
- Makarna & Pilav 9
- Reçel & Turşu & Zeytin & Sos 10
- Salata & Meze 20
- Sebze 19
- Tatlı 25
- Yöresel & Dönemsel 12
- Zeytinyağlı 10